22.Bölüm-Anlaşma

1.1K 105 23
                                    

_____________________________________

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

_____________________________________

"Bayan Spellman."

Duyduğum tok ve otoriter sesle arkamı döndüm.Bayan Mcgonagall'ı göreceğimi biliyordum.

"Uyanınca cezanızı almak üzere yanıma gelmeniz gerekiyordu."

Köprünün korkuluklarına yaslandım ve bakışlarımı ufuk noktasına kilitledim.
Kar yağdığı için hava kapalıydı ve günün erken saatlerinde olmamıza rağmen kendimi akşamüstü, Greendale sokaklarında geziniyormuşum gibi hissediyordum.

Mcgonagall yanıma geldi, sesini duymadığımı düşünmüş gibi cümlesini tekrarladı.Benden bir açıklama bekliyordu ancak ben cevap vermek istemiyordum.

"Profesör," dedim. "Sizce ben saf kötülük müyüm?"

Sorum karşısında afalladı.

"Saf kötü olduğunuzu düşünmüyorum, Bayan Spellman.Ancak hareketlerinizi son derece pervasızca buluyorum. Adımlarınızı sonuçlarını düşünmeden atıyor gibisiniz.Hırslarınızı her şeyin üstünde tutuyorsunuz, bir süre sonra arzularınızın ve hırslarınızın esiri olmanızdan korkuyorum."

Haklıydı.

Ancak Dumbledore'un da Mcgonagall'ın da farkına varamadığı bir şey vardı, benim için geç kalmışlardı.

Bu saatten sonra iyi birine dönüşmeyecektim.

Aksine kötü ve kindar birine dönüşmeye devam edecektim.

"Odanıza gidebiliriz Profesör." dedim. "Cevabınız için teşekkür ederim.Sadece moralim bozuktu, bu yüzden buraya kaçtım. Ne yaptığımın farkında bile değildim, şu halime baksanıza, resmen buz kesmişim."
Kollarımı gövdemin etrafına sardım.
"Tekrardan özür dilerim, şimdi cezamı almak üzere odanıza gelebilirim."

Mcgonagall üzerindeki pelerini çıkarıp şevkatle bana uzattı.Her zaman kasıntı duran suratı gevşemiş ve dudakları ince bir çizgi halinden kurtulup uçları yukarı kıvrılmış bir gülümsemeye bürünmüştü.

Kibarca teşekkür edip omuzlarıma attım pelerini.Onu odasına kadar takip ettim, bugün ders olmayacaktı, Hagrid olayından sonra herkes panik içindeydi zaten.

Odasına girince kapısını kilitledi, sıcaklığı yeniden hissetmek güzeldi.

Bana bir koltuğu gösterdi ve oturdum, önümde bir bardak su vardı ancak içmeyecektim, aynı hataya yine düşmezdim.

   "Bunun cezasının ne olacağını biliyorsun değil mi?" dedi gözlerini önündeki parşömene dikerek.Gözlüklerini hafifçe geri ittirdi, geri yaslandı ve ellerini boynunun arkasında birleştirdi.Tutumu beni korkutuyordu.
"Durumu bakanlığa taşımamız gerekiyor."

Gözlerimin karardığını hissedebiliyordum, kulaklarım uğulduyordu, gözyaşlarım serbest kalabilmek için meydan okuyordu ve yer çekimi benim için her zamankinden daha hissedilebilir olmuştu.

Tom Riddle ve Zaman Bükücü|Harry PotterWhere stories live. Discover now