"Jungkook hadi gel, Hyunah teyzen bekliyor!"
Aşağıdan gelen annemin sesiyle kaşlarım çatılırken siyah sweetimi üstüme geçirdim ve saçlarımı düzeltip -daha doğrusu dağıtarak- hızla odamdan çıkıp aşağıya indim. Merdivenler bitince elinde tabakla mutfaktan çıkan annemle göz göze geldim.
"Hyunah teyzem niye bizi bekliyor ki?"
Annem gözlerini devirip tek eliyle kafama vurdu.
"Jungkook iyice unutkanlaştın sen. Yemeğe gidiyoruz bu akşam onlara."
Hatırladığım şeyle bir 'aa' nidası döküldü ağzımdan.
"Gelemem ben, siz gidin."
Annemin gözleri kısıldı.
"Ne demek gelemem?"
Omuz silkip dudak büzdüm.
"Bildiğin gelemem, Jimin'in yanına gitmem lazım."
Telefonlarımı açmamış, sadece 'iyiyim' temalı mesaj atmıştı. Okul çıkışı direk yanına gitmek istemiştim ama annemin 'direk eve gel' mesajıyla eve gelmiştim. Şimdi ise gidecektim ama annem yemek diyordu.
"Jungkook Jimin ile okulda zaten beraberdiniz, şimdi nerden çıktı bu?"
Oflar gibi oldum ama kendimi tuttum.
"Gitmem lazım çünkü Jimin iyi değil anne, kötü bir gün geçirdi..."
Annem biraz yumaşar gibi oldu. Jimin'i severdi ama şu an neden böyle bir tutum sergilediğini anlamıyordum.
"Yemeğe gelemem direk gitmem lazım yani."
Dediğim şeyle tekrar sinirlendi.
"Jeon Jungkook! Yemekten sonra gidebilirsin ancak. Var mı herhangi bir itirazın?"
Tek kaşını kaldırıp söylediği şeyle sinirle dişlerimi gıcırdattım. Jeon dediği an gidemeyeceğim kesinleşmişti ama niye bu kadar kafaya takmıştı ki?
"Yok! Ama neden şimdi gitmeme izin vermiyorsun?"
"Çünkü Taehyung'u sürekli yalnız bırakıyorsun ve aranız çokta iyi değil sanırım. Uzaksınız birbirinizden."
Gözlerim şaşkınlıkla açıldı ve güldüm. Uzak mı? demek istedim. Uzaksın dediğin çocukla bugün öpüşüyordum neredeyse.
"Asıl o beni yalnız bırakıyor! Onun dışında her zamanki gibiyiz anne, önemli bir şey yok."
"Bir sorun mu var?"
Meraklı sesiyle aşağıdaki koridordan çıkıp gelen babamla, annemle aramızda geçen sinirli bakışmayı bitirip dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Yok hayatım. Hadi gidelim."
Annem son kez bana bakıp kapıyı açtı ve karşı daireye ilerleyip zili çaldı. Babam da omzuma vurup Hyunah teyzemin açtığı kapıdan gülüşerek içeri giren annemin peşinden gitti. Yanağımın içinde dilimi gezdirip sinirle saçlarımı çekiştirdim ve kapıyı kapatıp peşlerinden gittim. Açık olan kapıdan girdim.
"Jungkook hoşgeldin bebeğim."
Samimi bir gülümseme vermeye çalıştım. Sonuçta annemle yaşadığım şeyi neden onlara yansıtayım değil mi?
"Hoşbuldum."
"Oh, Jungkook! Mutfağa gitmem lazım, Taehyung'u çağırır mısın lütfen?"
Bugünkü olanlar aklıma dolarken kalbim hızlandı ve kafa sallamakla yetindim. Bana gülümseyip mutfağa girdi ve bakışlarım merdivene kaydı. Derin bir nefes alıp isteksizce merdivenleri çıkmaya başladım. Bağırsam olmaz mıydı, neden illa çıkıyordum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Let's Race? |taekook ✔️
FanfictionJeon Jungkook çocukluk arkadaşı Kim Taehyung'la okula gelen yeni kız için yarışa girmişti. • • • "Aynı kız için yarışırken nasıl birbirimize aşık olduk Jungkook?" Bilmiyordum. Ama tahminlerim vardı. Belki de sarhoşken beni öptüğün ve sana karşılık...