Bölüm-7

9.1K 661 103
                                    

Ensemi kaşıyarak yetimhaneye ilerledim. Ne demeliyim ne yapmalıyım gerçekten bilmiyordum. Duygularımı bilmiyordum. Kimi seviyorum? Kimden hoşlanıyorum? Bilmiyorum. Jongin söylediğinde neden "Acaba Jungkook Hyung bunu duysa nasıl tepki verir?"  diye düşündüm ki.. Neden? Bilmiyorum..

Jongin onu söylediğinde yaptığım ilk şey ne mi oldu? Kafa sallamak. Ulan adam senden hoşlanıyorum dedi ve ben mal gibi kafa salladım. Atın beni buradan.

"Jimin, neden cevap vermiyorsun? Benim sevgilim olur musun diyorum?"

Daldığım yerden Jongin'in sesiyle çıktım. Ne demem gerektiğini bilmeden düşünmem gerek diyip kaçarcasına o kafeden çıktım. Tanrım... ne yapacağımı bilmiyorum ki. Eve geç gitmek için gördüğüm parklarda durup çocuklarla oynadım. Sonra uzun zamandır aksattığım yetimhane aklıma geldi. Yüzümde büyük bir gülümseme ile oraya gittim.

Şuanda ise önümde beş tane küçük prems ve prenseslere hikaye okuyordum. Bazılarının yavaş yavaş uykuya daldığını görünce gülümsedim. Hikayeyi bitirip hepsinin yanaklarını öptüm ve tek tek kucağıma alıp yataklarına yatırdım. Üstlerini de öpüp kenara oturdum ve düşündüm. Bu yurtta geçirdiğim zamanları. Bana bir deliymişim gibi bakmalarını.

Annem öldükten sonra bir babam olmadığı için beni yurda bırakmışlardı. Annem öldüğünde daha 4 yaşındaydım. Ne olduğunu anlamamıştım bile. Sürekli kabusuma girmişti. Panik ataklar, histeri krizleri..

O zamanlar bu yurtta çok  dışlandığım için eğer hâlâ dışlanan çocuklar varsa bir arada olsunlar diye her gün onların yanına gelir hikayeler anlatır, oyun oynatır, sonrada hepsine iyi geceler öpücüğü verip eve dönerdim. 

Burada bir işim kalmadığına emin olup kalktım. Çantamı ve montumu alıp yurttan çıkıp bir taksiye atladım.

-----▪----▪----▪----▪----▪

Sessiz adımlarla eve girdim. Saat epey geç olduğu için herkes uyuyordur. Mutfağa gidip bir bardak su içtim ve odama doğru adımladım. Üstüme pandalı pijamalarımı giyip odadan çıktım ve Yoongi hyungumun odasına gittim. Bugün yanımda birilerinin olmasını istiyordum. Yavaşça içeriye adımladım.

"Miniğim?"

Uykulu gelen sesle yerimde sıçrayıp elimi kalbime koydum. Korkmuştum.

"Hyung.. uyumuyor muydun?"

"Uyuyordum uyandım."

Kenara kayıp yanına gelmem için yatağın boş yerine patpatladı. Yanına gittim yavaş adımlarla.

"Özür dilerim hyung."

Gülümsedi ve saçımı karıştırdı.

"Eve geç geldin. Haber de vermedin. Neden?"

Ses tonu sert gelince gerilmiştim. Küçük çocuklar gibi masum masum bakıp sarıldım.

"Yurda gitmiştim hyung. Uyuyalım mı?"

Güldüğünü duydum. Beni onaylayıp sımsıkı sarıldı. Kendimi o kadar güvenli hissediyordum ki burada. Gelen huzur ile hemencecik uyuya kaldım.

----▪---▪----▪----▪---▪----▪

Bıkmış bir ifade ile uyandım. Uyanmak istemiyordum ki. Kendi kendime hayata trip atıp dudak büzerek yataktan kalktım. Yoongi hyungun üstünü örtüp yavaş adımlarla odama gittim. Banyoda işlerimi halledip mutfağa indim. Jongin'i görünce gergince gülümsedim.

"Günaydın."

"Günaydın minik."

Gülümseyip saçlarımı karıştırdı ve su içip mutfaktan çıktı. Ona bakarken arkamda duran Jungkook hyungu geç farketmiştim. Merdiven başından bana çok ama çok korkunç bakıyordu. Masumca gülümseyip yulaf ezmesi çıkardım. Bu gün geçmeyecek gibi duruyor..

________________

Hepinize merhaba. Yeni yıl hediyesi olarak üç bölüm ard arda attım. Umarım güzel bir yıl geçirirsiniz. Sizleri çok seviyorum.

Impossible~ JikookWhere stories live. Discover now