Bölüm-9

9K 678 418
                                    

Sinirli bir şekilde okuldan çıktım. Kesinlikle öğretmenler çok sinir bozucu. Sürekli ama sürekli ödev veriyorlar. Oflayıp taksiye bindim. Bugün birinin beni almasını istemiyordum. Telefonumla uğraşırken Jongin'den mesaj geldi.

Jongin:
Jimin buluşalım mı?

Jimin:
Hayır. Eve geliyorum ve direk uyuyacağım bugün çok yorgunum.

Jongin:
Pekâlâ.

Görüldü de bırakıp telefonu kapattım. Neye neden sinirliydim bilmiyorum ama gerçekten herkese bağırıp sövesim vardı.
Eve gelince indim. Kimseye bir şey demeden odama girip hızla duşa girdim. Su kesinlikle iyi geliyordu.

_________________

Sıçrayarak uyandım. Yine aynı kabustu ve yine çok korkuyordum. Elimi kalbime koydum ve kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Derin nefes alarak ayağa kalktım. Her seferinde bu kadar etkilenmem normal miydi acaba?

Elimi yüzümü yıkayıp odadan çıktım. Yoongi Hyungun odasına gitmeyi düşündüm ama gece gece rahatsız etmek istemedim. Bu yüzden mutfağa inip su içtim. Bugün uyumasam çok daha iyi olır diye düşünüp salona geçip en rahat koltuğa oturdum. Televizyondan da sessiz bir şekilde bir çizgi film açtım ve onu izlemeye başladım.

Filme dalmışken yanıma birinin oturması ile korkup sıçradım. Filme fazla dalmışım galiba ki kalbim at koşturur gibi atıyordu. Jungkook hyung  gülümsedi.

"Neden uyumadın?"

"Uyudum ama uyandım."

Ona bakmamaya çalışıyordum çünkü bana bir kere güvenmemişti. Gerçekten öyle mi diye sorgulamıştı. Elbette ona kırılacaktım.

"Kabus mu gördün?"

Kafa salladım. İç çekip bana yaklaştı ve sarıldı.

"Özür dilerim bebeğim. Sabah sana bağırmamam gerekiyordu ve o an sinirliydim. Gerçekten sevgili olduğunuza fazla inanmış olmalıyım ki öyle bir tepki verdim. Gerçekten çok özür dilerim."

İç çektim. Kıyamamıştım ve hadi ama, o benim hyungum. Ona nasıl uzun süre kırgın durabilirim ki.

Sımsıkı sarıldım hyunguma.

"Affettim bile."

Kıkırdadım. Saçlarımı okşadı o da.

"O zaman gel beraber uyuyalım. Hem sen yine kabus görürsen yanında olurum. Hm?"

Şirince gülümseyip kafa salladım. Zıplaya zıplaya merdivenleri çıktım ve odasına girdik.

"Ben duş alıcam güzelim sen yat gelirim bende."

Tamam diyip yatağa yattım. Kesinlikle bu yatak çok daha rahattı. Ya da hepsi aynıydı ama ben burada olmayı seviyordum. Bilmiyorum. Hyungum gelene kadar telefonla uğraşmak için telefonumu çıkardım. Tam o sırada mesaj geldi.

Jongin:
Yarın cevabını vereceksin Jimin. Unutma.

Oflayarak telefonu yatağa koydum. O sırada belinde bir havlu ile banyodan çıkan hyungumu beklemiyordum.

"Ne oldu?"

"B-bir şey yok hyung."

Hızla telefonu alıp kapattım. Bana doğru gelmeye başladı.

"Hyunga yalan söylenmeye de başlanmış. Hmmm. Ver telefonu."

Birden ciddileşmesi ile şaşırdım ve o anlık dalgınlıkla telefonu verdim. Mesajlara baktı. Kaşları çatıldı düzeldi çatıldı düzeldi en son çatarak bana baktı.

"Ne cevabı bu?"

"Eee şey hyung şey.. ımmm şeymiş ya hani ondan şey-"

"Jimin!"

Hızla susup kafamı eğdim.

"Sana söyleyecektim."

"Şimdi söyle o zaman."

Fazla sinirlenmişti.

"Jongin benden hoşlanıyormuş bende düşünmem gerek dedim. Sevgili olalım mı dedi çünkü."

Şaşkınlıktan ağzı "o" gibi açıldı. Sonra tek kaşını kaldırdı.

"Ne diyeceksin?"

"Bilmiyorum hyung. İyi biri. Kabul ederim  herhalde."

Yutkundu ve kafa salladı. Kıyafet odasına gidip üstünü giyindi ve ben de o sırada davar gibi yatıyordum. Yanıma gelip yanıma yattı.

"Peki sen bana bunu ne zaman söyleyecektin. Sevgili olunca mı?"

"Hyung... özür dilerim "

"Affetmedim ufaklık."

Bana arkasını döndü. Ne yani? Jungkook hyung bana trip mi atıyordu? Jungkook hyung? Ne?

__________________

Impossible~ JikookWhere stories live. Discover now