3.🚕

1K 106 87
                                    

Sessiz okuyucu olmayı bırakıp emeğime karşılık bir oy ve yorum yaparsanız beni yazmak için heveslendirip mutlu edersiniz.

Bir kaç dakika sonra Sekiz katlı mavi boyalı eski bir binanın önünde durdu Umut ve taksiden indi. Genç kadının valizini de indirdiği gibi ve genç kadının kapısını açtı. Havin öylece koltukta oturuyordu. Gitmek istemiyordu. Ne tamamen alay kokan sözleri duymak istiyordu, ne de onların sırf iyi bir işi olduğu için ona seçtiği o adamla evlenmek istiyordu. Belki de o çok abartıyordu ve işler korktuğu gibi olmazdı?

O an tüm cesaretini topladı esmer adam. “İstemezsen gitmek zorunda değilsin! “ dedi genç kadına ama kadın gitmeliydi mecburdu. Taksiden dışarıya bir adım attı ve mecburum dedi içinden, ya da öyle sanıyordu.

“Değilsin ben sana yardım edebilirim.”

Sahi edebilir miydi? Bu adamı ne kadar tanıyordu da ona güvensindi. Kadın arabadan çıktı ve genç adamın önünde durdu. Fazla kısa sayılmayan Havin'in boyu anca Esmer adamın göğsüne kadar uzuyordu. Başını kaldırdı.

“Senin iyi bir adam olduğunu. Hatta bu devire göre fazla gelecek kadar çok iyi biri olduğunu görüyorum ama şartlar, tanımadığım biriyle gitmemem gerektiğini öğretti. “Esmer adam bir an üzülsede, onu anladı. Henüz güveni sarsılan kadından, ona güvenmesini bekleyemezdi. Yeniden tüm resmiyetini yüklenerek, pantolonun arka cebinden telefon numarası yazan kartı çıkarıp, ona uzattı.

“İhtiyaç duyarsanız, çekinmeden arayın lütfen “dedi ve kenara çekilip kadının geçip gitmesine izin verdi.

Havin gitmeden önce eline sıkıştırılmış karta merakla baktı, okuduğu isimle istemsizce tebessüm etti ve; “Umut Tükenmez!” dedi genç adama bakmadan; “Çok manidar bir ismin var.”

“Öyle oldu biraz.” Dedi, ismin sahibi tüm içtenliğiyle gülümsedi. Kadının sözlerindeki imayı anlamıştı ve doğrusu bu ima aklına bile uğramamıştı.

“Memnun oldum Umut, ben de Havin.” Dedi. İşte o an, o isim, genç adamın benliğine işledi. Diğer olan her şey gibi. Kadın genç adamın kaçamak bakışlarının gölgesinde olduğunun farkına varmadan, bilgisayar çantasını omzuma attı ve mor valizini arkasından sürükleyerek yürümeye başladı. O evinin olduğu apartmana girene kadar, adam onu sessizce izlemeye devam etti. Umut farkındaydı, artık gitmeliydi. Haddinden fazla vakit kaybetmişti. Muhtemelen onu önce Cihan, sonra da patronu paylayacaktı ama olsundu. Bu gün yaşadığı hazza karşı, bir an bile gücenmezdi ki o...

Onun aksine, genç kadının adımları ürkekti. İnsan ait olduğu yere giderken korku, endişe duyar mıydı? Ev güven demek değil miydi, evde olmak güvende hissettirmez miydi? Bu kesindi birine ya da bir yere giderken çekiniyorsa insan, o şeye ait değildi.

Küçük kalbi korkuyla titriyordu genç kadının. Hazırım demişti ya... Değildi, hiç değildi. Bu derin titreyiş benliğine işledikçe, huzursuzlaşıyordu. Beklemeyi hiç sevmezdi, bu yüzden bir an önce bitsin, ne olacaksa olsun istiyordu.

Son kattaydı evleri, babası ölünce kirada olan küçük abisi ve eşi, asıl amaçlarını gizleyerek onların yalnızlığını bahane edip iki çocuğuyla birlikte evlerine yerleşmişti. Havin kapının önüne vardığında, kahverengi burukça kapıyı izledi. Anahtarı vardı elbet ama şehir dışına gideceği için anahtarını almamıştı. Gözlerini birkaç saniye yumdu. Cesaretini toplamaya, düşen omuzlarını kaldırmaya çabalıyordu. Yok, bu tahmin ettiği kadar kolay sayılmazdı. Sıkıntıyla aldığı soluğunu bir anda salıverdi ve daha fazla beklemeden zile bastı.

Birkaç dakika... Kapının ardından ‘geldim’ diye seslenen yengesinin kapıyı açmasının ardından geçen o süre tükendi. Açılan kapıdan alaylı bir sırıtışla karşılaştı Havin. Aslında bunun aksini beklemese de, üzüldü. Belli ki bu kadın onu kapı deliğinden görmüş, geri dönüşüne değil, kaybetmiş olmasına sevinmişti ve bunun kanıtı yüzüne yapışan sinsi sırıtışta gizliydi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 10, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ben Deli Değilim! {Düzenleniyor}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin