Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Mhmm.."
Sevgilisinin dilini ağzında hissettiğinde derin bir inleme bıraktı Jin.
Tae kendini kaybetmiş gibiydi. Kırmızı dudakları şehvetle öperken büyüğünün üstündeki tişörtü parçalarcasına çıkardı.
Jin yarı baygın gözlerle onu izlerken Tae, duvara yasladığı bedenin boynuna saldırdı.
"Taehyung-ah.."
Büyük olan adıyla inlediğinde kontrolünü iyice kaybettiğini düşündü ve boynunu ısırıp çığlık atmasını sağladı.
"Ah, Tae!"
Jin elini sevgilisinin ensesine atıp sakince okşadı. Tae ise dakikalarca o beyaz, pürüzsüz boyunda oyalandı ve sabaha mor olacağından emin kırmızılıklar bıraktı.
Öpücüklerini sıralayarak küçüğünün göğsüne geldi. Sertleşen göğüs ucunu dudakları arasına alıp emmeye başladığında Jin, sevgilisinin saçlarını kavrayıp çekiştirdi.
Taehyung sertleşmiş tepeciği ısırıp çekiştiriyor, dudaklarıyla bir güzel emiyordu.
"Mhhmm. Sevgilim!"
Tae işkence ettiği göğsü bırakıp Jin'i yasladığı duvardan ayırdı.
Belini kavrayıp göğsüne çekti ve kendi sırtını duvara yasladı.
"Ne yapman gerektiğini biliyorsun, güzelim."
Jin istekle dudaklarını ısırırken onayladı ve işi yavaştan almaya karar verdi.
Önce sevgilisinin köprücükleriyle başladı. Kesinlikle çıldırdığı şeylerden biri o derin çukurlardı. Dilini gezdirdi, emip dişledi. Bu sırada Taehyung'un yapabildiği tek şey zevkle inlemekti.
Jin çok oyalanmadı. Dudaklarını yavaşça sevgilisinin göğsüne, ordan karnına ve ordan da kasıklarına sürterek kemere ulaştı. Heyecandan titreyen ellerini kemerin tokasına getirdi ve bakışlarını yukarı, Taehyung'a çevirdi.
