3.2

14.2K 686 168
                                    

Sahil önünde bir banka oturmuştuk İrem'le. Elinde pamuk şeker denizi izliyordu. Bende telefonuma bakıyordum. Gerçekten harika bir çiftiz.

"Buğra?" Yavaşça ona döndüm.

"Efendim?"

"İki saattir burada oturuyoruz."

"Sende hiçbirşey beğenmiyorsun ama."

"Ya beğenmemekten değil. Gerçekten sıkıldım." O an aklıma gelen fikirle ayağa kalktım.

"Hadi gel lunaparka gidelim."

"Iyy iyice ergen sevgililere benzedin."

"Gerçekten bir şey beğenmiyorsun."deyip geri oturdum.

"Buğra çok klişe bu."

"Ne yapayım farklı birşey olsun diye? Amuda kalkıp g*ötümle sana suşi mi yapayım?"

"İğrençsin Buğra. Tamam lunaparka gidelim."

Ayağa kalktım ve elinden tuttum. Samet'i arayıp bizi alıp lunaparka götürmesini söyledim. Maalesef ehliyetim yok :(

Samet geldi ve arabayı drift yaparak önümüze park etti. Sonra camı açıp havalı bir şekilde gözlüğünün üstünden baktı.

"Nabersiniz çifte kumrular?"

"Ehliyetsiz. Yine sana kaldım."

"Bin arabaya Buğraşkım benim ehliyetim var. Haha." dedi ve gözlüğünü burnuna itip camını kapadı. Arabaya bindiğimizde:

"Nereye?"dedi Samet.

"Lunaparka bırak."dedim.

"Iyy ergen misiniz?" Samet.

"Ben Buğra'ya demiştim." İrem.

"Götürsene sen."Ben.

Samet arabayı çalıştırıp bizi lunaparka götürdü. Vardığımızda Samet'e teşekkür edip aşağı indik. Samet baş selamı verip arabayla geri eve gitti.

"Eee ne yapacağız şimdi?"

"Gel roller costera binelim."

"Hızdan korkarım, yükseklik korkum var, panikatağım var. Ayrıca nefes darlığı çekiyorum hava yutunca."

"O zaman niye geldik lunaparka?"

"Ben sana dedim."

"Gel seni atlı karıncaya bindireyim anca ona binersin zaten. Ahsjadhaj." deyip haykırdım.

"Gülme."

"Tamam tamam. Eee neye bineceğiz. Aaa bak korku tüneli var."

"Gece yatamazsam sen gelir uyutursun."

"Tabi. Sevgilimi uyutmak bana düşer. Ama inşallah amcam eve alır."

"Haha! O sana küs."

"Aman boşver. Gel hadi gidiyoruz."dedim ve bileğini tutup yanımda sürükledim. Vagonumuza bindik. İrem etrafa beğenmemişçesine bakıyordu. Hah! Şimdi filmlerdeki gibi korkup üzerime atlayınca görürüz.

Vagon ilerlemeye başlayınca arkama yaslandım. Saçma saçma cinler, periler çıkıyordu önümüze. Başka insanlar çığlık falan atıyordu. Ama İrem önüne düşen büyük oyuncak örümceği itip saçlarını düzeltti.

Etrafta yeşil yeşil sular vardı ve iğrenç kokuyordu. İrem memnuniyetsizce "Burası cinlerin çişi gibi kokuyor."dedi.

"Sen cin çişi mi gördün?"

"Hayır. Ama öyle kokuyor. Öğk! Kusacağım şimdi!"

Midem bulanarak önüme döndüm. Sonra vagon sallanınca yanıma dönüp İrem'e baktım. Cin çişi dediği suyu ellemeye çalışıyordu.

"İrem ne yapıyorsun?"

"Bu sıvı ne diye bakıyorum." Dengesini kaybedip suya düşmek üzereyken belinden tuttum ve çektim.

"Sen manyak mısın? Ne olduğu belli olmayan bir sıvıyı elliyorsun. Ya dediğin gibi cin çişiyse?"

"Iyy saçmalama. Sadece merak ettim."

"Herşeyi merak etme sen."

Nihayet bittiğinde ilk önce kendim kalktım ve sonra İrem'in kalkmasına yardımcı oldum.

İrem kalkıp:

"Hiç beğenmedim korkunç bile değildi."dedi.

"Az daha cin çişine düşüyordun."

"Aaa bak şuna binelim."

Eliyle gösterdiği yere bakınca sadece çocukların olduğu tırtıl şeklinde bir hız treni gördüm. Sonra İrem'e bakıp sen ciddi misin bakışı attım. O da kafasını sağlayınca "Orada sadece çocuklar var." dedim.

"Olsun. Sende çocuksun."

İç çekip tırtıla gittim İrem'le birlikte. İrem'i bindirdikten sonra kendimde binip kemerimi taktım. Önümdeki çocuklara baktım. Sonra gençlerin eğlendiği büyük roller costera. Elimle alnıma vurup İrem'e döndüm. O ise arkamızdaki çocuklarla konuşuyordu.

"Benim adım İrem. Sizinki?"

Dombili esmer çocuk:

"Berkay benimki de."

Sarışın cılız çocuk:

"Bende Ahmet. Abla senin yaşın bunun için büyük değil mi?"

"Hayır tabiki de. Sen kaç yaşındasın?"

"12."

"Bende 15.5 yaşındayım. 16'ya gireceğim."

Şişko Berkay:

"Bu adam büyük ama."

Ben:

"Ne adamı? 17 yaşındayım şişko."Çocuğun yüzü düşmüştü.

İrem:

"Yengem sana hiç terbiye öğretememiş. Sen ne biçim çocuksun. Bak çocuğun kalbini kırdın. Ağlama tatlım. Bu salak kendisi şişko diye kıskanıyor seni."

Berkay:

"Evet. Baksana fıçı gibi. Ben çok fitim. Ve de yakışıklı."

Ben tişötümü yani karnımı yani karın kaslarımı yani baklavalarımı açarak :

"Bu kaslar da ne o zaman."

İrem:

"Kapat göbeğini."

Ben:

"Göbek değil onlar. Baklava."

Ahmet:

"Susun! Tren hareket ediyor."

Önüme döndüğümde baktım ki tren hareket ediyordu. Ama o kadar yavaştı ki anlamamam normaldi. Tren yavaşta olsa 2 turunu bitirdiğinde kalktım ve İrem'e elimi uzattım. O ise Ahmet ve Berkay'a el sallamakla meşguldü.

"Gel dönme dolaba binelim."

"Korkarım."

"Korkmazsın. Ben yanındayım." 








HAMİLE MİSİN ? | TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now