53. BÖLÜM

4.2K 268 220
                                    

Multimedya: Suat

Kendimi toparladım. "Saçmalama oğlum," dedim sinirlenerek. Dedem ölmez benim bir kere o dokuz canlıdır."

Canberk güldü. "Dedem kedi mi abla?"

O sırada kedi Mahmut bize bakıyordu. Gülüyoruz ağlanacak halimize vay anasını. Şu kedi bile bizden daha olgun oturaklı. Sus pus oturmuş bekliyor. Biz ise lak lak...

"İçeri geçelim," dedim hep birlikte içeri girdik. Müjde abla, kumandayı eline aldı.

"Biraz televizyon seyredelim de stresimiz dağılsın."

Düriye Teyze de onu destekledi. "Aç bakalım ne var televizyonda?"

Haberlere denk geldik. Kokoş bir kadın spiker konuşmaya başladı:

"Tüm Türkiye bu olayı konuşuyor. Yaşlı adamı on iki yerinden bıçaklayıp ayağına taş bağladılar ve denize attılar."

Canberk ağlamaklı gözlerle bana baktı. "Abla, yoksa bu benim dedem mi?"

Az sonra yaşlı bir adam resmi göründü  Canberk, "Oh, rahatladım. Dedem değilmiş." dedi. Düriye Teyze kaşlarını çattı.

"Müjde, kapat şu televizyonu. İyice psikolojimiz bozulacak."

Müjde abla televizyonu kapattı. "E ne yapalım?"

"Oyun havası açabiliriz anne," dedi Kerim ironi yaparak. Müjde abla, oğlunun başını okşadı. "Çok iyi fikir."

Düriye Teyze kızgınlıkla ona baktı. "Kız, kaynanan kayıplara karıştı. Öldü mü kaldı mı belli değil sen oyun havası iyi fikir diyorsun."

Müjde abla omuz silkti. "Ne yapayım ya? Acıdan ne söylediğimi biliyor muyum?"

"Acın büyük belli," dedi Düriye teyze başını sallayarak. Besbelli ironi yapıyordu. Yoksa Müjde ablanın kaynanası yüzünden kocasıyla boşandığını cümle alem biliyordu. Seviniyor mudur acaba kaynanam kayboldu diye? "Gidişi olsun da dönüşü olmasın inşallah" diyor mudur acaba? Yok ve boş yere günahını almayalım kadının şimdi.

Üç saate yakın bekledik. Beklerken sıkıldık. Düriye Teyze'nin yaptığı kahveyi yudumlarken Mahmut'un tüylerini okşamayı da ihmal etmiyordum.

"Ben yokken seni aç bıraktılar mı paşam?"

Miyavladı. Canberk'e döndüm. "Abla, gerçekten doyurdum," dedi kendisini savunarak. Kerim de ona katıldı. "Alev abla, ben şahidim. Aç bırakmadı hayvanı. Kediye mi inanacaksın?"

Düriye Teyze araya girdi. "Ay kız bir alemsin. Kedinin evetini hayırını nasıl anlıyorsun? Boş boş mırıldanıp duruyor."

"Boşuna mırıldanmaz benim tosunum" diyerek cevap verdim. "Baksana şuna süzülmüş ben yokken. Vücudu yalan söylemiyor."

"Ayol süzülsün. Kilodan kendini götüremiyor. Zayıflar biraz."

"Merak etme zayıflayacak," dedim kararlı bir şekilde. "Onu diyetisyene götüreceğim."

"Ayol yeni yeni icatlar çıkarma kız. Mamasını kısarsın zayıflar. Kediyi diyetisyene götürmek de neyin nesi?"

"Bırak götürsün Düriye abla," diye cevap verdi Müjde abla. Ben de kedi almıştım zamanında. Kaynanam istemediği için aldığım yere iade ettim. Hevesim kırıldı. Huysuz falandı ama yine de seviyordum kaynanamı."

"Ayol sen mi? Güldürme beni müjde."

Kerim de Düriye Teyze'yle birlikte güldü. Müjde abla oğluna dik dik baktı. Kerim gülmeyi kesti.

Şişman PrensesWhere stories live. Discover now