B-1~ İnsanlık Görevi

8 1 0
                                    

Boş gelir bazen her şey.
Susmak istersin, kimseye açıklama yapmak istemezsin artık her şeyden yorulmuşsundur.

Düşünürsün kafan yerinden oynayana kadar. Bazen o kadar fazla kafaya takarsın ki bundan sonrasında hayatının normale dönmeyeceğine o kadar eminsindir.

Zor günlerinde bir yatacak dize ihtiyacın vardır.
Ağlamak için...

Ancak annen de herkes gibi gitmiştir. Baban da terk etmiştir. Tek yapacağın şey kafana sıkmakken onu da becerememişsindir.

"Poyraz beni duyuyor musun birader?" Yavuz'un sesiyle kendime gelmiştim.

"Anlamadım ne dedin?"
Elini kaldırıp sallayarak "Ohooo, yine kaybettik bizim oğlanı? Lan ben varım ben kimse yoksa da ben varım kardeşim yanında. Beni düşün oğlum biraz da." dedi.

Evet Yavuz. Altı senelik dostum. İlk tanıştığımızda ona hiç yüz vermesem de, tersleyip yanımdan göndermeye çalışsam da o hiç beni bırakmamıştı. En sonunda ben de daha fazla dayanamayıp konuşmaya çaba göstermiştim. Şimdi çok güzel bir arkadaşlığa sahiptik. Kardeşim gibiydi. Onun yüzüne karşı diyemesem de hayatımda iyi ki olduğu gerçeğini değiştiremem.

Gülerek cevap verdim. "Birader ordan bakınca gay gibi mi gözüküyorum? Seni niye düşüneyim lan!"

Yüzünü büküp "Aşk olsun bebeğim. Tabiki öylesin." diyip yanağımı okşayınca sandalyemi geri çektim.

"Kanka siktir git valla elimden bir kaza çıkacak bak."
Gülmeye başlayıp "Tamam oğlum yemedik hem bana erkek mi yok!" diyerek arkasına yaslandı.

Arada korkutmuyor değildi beni. Manyak manyak hareketleri vardı ama kafa çocuktu. Ona kötü kötü baktığımı görünce daha fazla uzatmayıp
"Sadece şaka yapıyorum Poyraz, ciddi bakışlarını kes!" dedi.

"Yok oğlum niye öyle düşüneyim?"
"Tabi kanka daha yeni kaçan ben miydim?"

"Hayır kanka ben sadece arkama yaslanmak istedim." diyerek yüzümü sıvazladım.
O da daha fazla uzatmayıp lafımı geçiştirerek konuyu kapatmayı seçti.
"Öyle olsun bakalım."

"Ee, napıyorsun bugün?"
Gözlerimi kapatıp iki saniye öyle kaldıktan sonra geri açtım.

"İlk önce dayımın yanına şirkete gideceğim. Bugün uğramamı istedi benle konuşacağı bir şey varmış."

"Sonra?"

"Sonra ne oğlum ordan eve geçerim."

"Lan hiç geceleri gezemiyoruz bu ne oğlum erkek dediğin biraz kulüplere akar. Kızlarla takılır."

Ayağa kalkıp hesabı ödemek için cebimden para çıkarırken "Beni daha tanıyamadın mı Yavuz? O işler bana göre değil. Sevmediğimi biliyorsun." dedim.

"Of tamam. Ben de Kaan'lar ile giderim o zaman. Gece geleyim mi?"

"Sen bilirsin. Evim sana her zaman açık."

"Tamam birader. Hadi görüşürüz." diyerek selamlaştık ve mekandan çıktım.

İlk önce paketimden bir sigara çıkarıp yaktım. Derin bir nefes çekip gökyüzüne başımı kaldırdım. Dumanı dışarıya verdikten sonra bulutların duruşuna baktım. Yağmur çişeliyordu. Üzerimde gömlek olduğu için ve şirkete gideceğim için arabaya doğru ilerlemeye başladım. Yağmur şiddetini arttırmıştı, yağmurlu havalar tam benlikti. Çok severdim yağmuru ve soğuğu.

Bana göre yaz mutlu insanların mevsimi.

Acı çekenlerin mevsimi ise sonbahar ve kış.

Belki kış da güzelliği bakımından yazcıların eğlence kaynağı olsa da.

Yaralı UmutlarOnde histórias criam vida. Descubra agora