TANITIM.

494 121 55
                                    

Tanıtım bölümüne sığmadığı için ilk bölüm olarak paylaşıyorum.

Aldatılmak nedir? Kalp kırıklığı nasıl ifade edilir?

Ağlayınca geçer mi her şey? Yoksa acımıza ortak olup daha çok közlenmesini mi sağlar?

-Sevdiğiniz için her şeyi yaparsınız ya hani, ölmeyi bile göze alacak kadar seversiniz. Hak ettiğini düşündüğünüz an yanında olmak istersiniz. Onun için ailemden habersiz otobüse atlayıp İstanbul'a gelmiştim. Sürpriz yapmak, onu şaşırtmak ama sonunda deli gibi sarılmak istemiştim.

Mesajlardan tam adresini bulup taksiye binip yanına gittim. Kapıyı büyük sevinçle iterken gördüğüm manzara hiçte hayallerimdeki gibi değildi.

Deliler gibi sevdiğiniz adamı başkasının, tanımadığınız bir kızın üzerinde görmek nasıl bir histir?-

Aklıma gelen düşünceleri tepeleyerek atmaya çalıştım. Ailemin haberi olmadan gelmem, daha 18 yaşımı bile doldurmadan sahte kimlikle otobüse binip 5 saatlik yolu çekmem.

Duygularınızın esiri olduğunuz anda biter her şey. Güvenin, güvensizliğin ne olduğunu bilmediğiniz andır o an. Köle gibi taptığınız, kalbinizi verdiğiniz andır. Öl dese bir dakika düşünmeden, sevdiği için canını verdiğiniz andır.

Uçak moduna aldığım telefonumu cebimden çıkartıp kulağımı tırmalayan müziği değiştirdim. Korkunç seste gülüşmeler resmen beynime odaklı negatif sokuşlar yapıyordu. Hayat ne kadar tuhaftı. Kimileri mutsuzluktan ölmek üzereyken kimileri kahkahalarını saklayamayacak kadar mutluydu.

Kulaklığımı çıkartıp hafif dönerek arkamdaki neşeli ortama baktım. Sanki herkes birbirini tanıyor gibi sohbetler ediyor, gülüşüyordu. Dayanma safhamın son raddesine gelmek üzere olduğumu biliyordum. Sol koltukta duran sırt çantamı hızla sırtıma asarken nerede olduğumuzu bile bilmiyordum. "Durdurun şu otobüsü." Gürültülü sesim tüm otobüsü kaplarken herkes susmuştu. Muavinler bir sorun mu var diye yanıma gelseler de gözlerimin odak noktası şofördü.

"Durdurur musunuz?" Bağırmanın iyi bir yol olmadığını anladığımda titrek çıkan sesimle kibar olmaya çalıştım. Bağırdığım için sinirden kaşları çatılan şoför son çareyi müsait bir yerde durdurmakta bulmuştu. Kapıya doğru ilerlerken arkamdan gelen merak uğultularını duyuyordum.

Merdivenin son basamağını atlarcasına inip önümüzde duran arabaların arasından koşmaya başladım. Zamanında annemin spor tutkusu için katıldığım koşu antremanlarının etkisini şuan görebiliyordum. Yağmur ayaklarımı yere basmamı beklemiş gibi birden yağmaya başlamıştı. Arkamdan çalan kornalara aldırış etmeden yağmura meydan okudum. Gözyaşlarımı belli etmemek için daha hızlı yağıyor gibiydi. 

Koştukça yüzüme çarpan yağmur damlalarını tek elimle sildim. Renkli gördüğüm hayatım hızla koştukça griye dönüyordu. Etrafımda ki her şey siyahın bir tonunu alınca durdum. Her yer renksizdi. Başka bir gezegene gelmiş gibiydim. Sadece siyah ve tonları vardı. Bunu ilk defa fark etmiştim.

SİYAH İLK DEFA BU KADAR GÜZELDİ.

GRİWhere stories live. Discover now