Friends | vmin

12| Tshirts

Hassiktir bölümü atmayı unutmuşum

~

"Herkes otursun lütfen yerine! Gençler, hop! Jungkook in arkadaşının üstünden, ortaokul çocuğu musunuz siz?"

"Jungkook insene tepemden! Aaa Eun Woo'nun yanı boş m-"

"Hani nerde?"

Namjoon'un dediğiyle Jungkook hızla kalkarak gözüyle tüm otobüsü dizginlerken, ona doğru el sallayan Eun Woo ile yanına adımlamıştı.
Ben de arkamda oturan Namjoon ve Jin'e kısa bir gülümseme bahşederek önüme dönmüştüm.

"Birkaç abur cubur aldım. Jimin sen çilekli milkshake seviyordun değil mi?"

Taehyung yanıma oturarak elindekileri gösterdiğinde gülümseyerek başımla onayladım. 8 tane içecek ve paketlerce cips, jelibon ve çikolatalarla gelmişti.

Arkamızdaki Namjoon ve Jin'e vanilyalı milkshake, önümüzdeki sinirli Hoseok ve sırıtan Yoongi'ye ise kakaoluları vermişti.

"Neden bu kadar çok aldın ki?"

"Jungkook ve arkadaşına da vereceğim, bir dakika."

Ayağa kalkarak çaprazımızdaki bebeklere içeceği verip geldiğinde, Jungkook'un heyecanla birşeyler anlattığını fark ettim. Cidden mutlu görünüyordu.

"Evet, geldim. Ayağınız nasıl Jimin Bey?"

Gülerek omzuna vurdum.

"İyiler, selamları var."

O da gülerek içeceğini yudumladığında, otobüs çalışmıştı.
Yolculuğumuz yaklaşık 2,5-3 saat süreceğinden sıkılmamamız için önümüzde tablet ve play station vardı.
Küçük bölmede de uyku bandı, boyun yastığı gibi eşyalar vardı.

Taehyung ile aramızda ince bir kol -bardak gibi eşyalar koymak için- vardı ve her ikimizde oraya dirseğimizi yaslamıştık.

"Şuraya bak! Tanrım binalar çok yüksek.."

Bana yaklaşarak camdan gösterdiğim yere bakarken kafasıyla onayladı.

"Orada oturamazdım sanırım, aşırı yüksek."

"Gerçekten."

Geri çekilerek, fermuarlı yere koyduğu jelibonlardan birini çıkarıp açtı.
Hemen birkaç tane ağzına atıp bana döndüğünde, pakete bakacağım sırada ağzıma jelibon tıkması bir olmuştu.

Gözlerim fal taşı gibi açılırken, o benim şişmiş olan yanaklarıma bakıp gülüyordu.

Paketi elinden alarak kocaman olan jelibonlardan 4 tane alıp, açık olan ağzına teptim.

"Hey!"

Zorla yutarak kahkaha atmaya başladığımda, solucan jelibonun küçük bir parçası dudağının arasından firar etmişti.
Gülmeme devam ederek işaret parmağımla çıkmış olan jelibonu içeri teptim.

O ise koluma yumruk atarak geri dönmüştü.

Tiplerimize gülmeye devam ederken, milksahkeimden bir yudum aldım. Ama tadı farklıydı.

Pipeti dudağımdan çekip plastik bardağa bakarken, bunun Taehyung'un olduğunu gördüm.

"Sen benimkini mi içtin?"

Elindeki benim milksahkeime bakış atarak kurduğu cümleyle, başımla onaylayarak bardağını uzattım.

"O halde ben de seninkinin tadına bakacağım."