Three

502 66 88
                                    

Yüzüme gelen su, beni rahatsız etmişti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yüzüme gelen su, beni rahatsız etmişti. Rahatsız olduğumu belli edercesine sesler çıkarmama rağmen soğuk su vücuma da yayılmıştı. Sinirle yataktan kalktığımda karşımda sırıtan Jımın'e baktım. "JIMIN! insan böyle mi uyandırılır!" sinirle kükredim ama o hâla bana gülüyordu ve bu beni daha da sinirlendirmişti. Şu son günlerimde bile mutlu olamıycak mıydım ben? "p-pardon İnsan olduğunu unutmuştum." gülerken söylediği şeyde zorlanmıştı yanından geçerken koluna omzumu geçirdim ve onun acıyla bağırmasıyla yüzümdeki kocaman gülümsemeye engel olmadım. Yatağa düştüğünde elini kolunun üzerine koyup orayı sıvazladı ve bunu yapmamla kaşlarının çatılmasına sebep oldu. "Boşuna demiyorum!" onu takmayıp odama bağlı olan lavaboya girdim. Elime aldığım havluyla saçlarımı kuruttum ve yüzümü sildikten sonra dişlarimi fırçalayıp lavabodan çıktım. Odama girdiğimde yatakta rahatça oturan Jimin'e baktım, o bana gülerken. "kalk yataktan." omuz silktiğinde üstümdekini çıkarıp, yüzüne fırlattım. "Jungkook al şunu!" sinirle bağırdığında onu kafaya takmayıp üzerime düz beyaz tişört ve altıma siyah yırtık kotumu giydim. Beyaz tişörtümün üstüne açık kahve renklerinde kumaş ceket vardı ve yakaları beyaz yünlerden oluşuyordu. Beyaz spor ayakkabılarımı giydikten sonra çantamı hızlıca hazırladım ve hala beni izleyen jimin'e baktım. "hadi jımın." beni başıyla onayladıktan sonra uyuşuk haliyle yataktan kalktı ve odadan çıktı. Yattığı yeri bile temizlemiyor bu çocuk! Diye geçiştirdim. Yatağı topladım ve telefonumu aldıktan sonra odadan çıktım. Merdivenleri bitirdiğimde karşıma çıkan Taehyung'a baktım. "geç kalıyoruz kookie." onları kırmayı sevmiyordum ve bu herkes için geçerliydi, insanları kırmak beni kötü hissettiyor ve yeterince üstesinden gelmeye çalışıyordum. Bana niye Kookie dersiniz anlamıyorum ki? Bunu kafamda düşündükten sonra Jın'nın hazırladığı pankeklerden birini elime aldığım gibi ağzıma götürdüm. "bir şeyler yemiycek misiniz?" diye sordu şaşkınca, jin. Başımı iki yana salladım ve Jımın'le Taehyung'u beklemeden evden çıktım.

Yoldaki taşları ayağımla ileri iktirdim ve karşı yola geçmesini gözlerimle takip ettim. Yoldan hızlı hızlı geçen arabaları umursamadan karşıya hızlıca geçtim ve kafamı sol tarafa yatırdığımda hızla buraya hızla gelen İkiliye baktım. Jimin öfkesinden çıldırıyor ve adımları bana yetişmek için git gide hızlanıyordu. Taehyung, daha arkada da kalmış, jimin'e yetişmeye çalışıyordu. Onların bu hâline kıkırdadım ve ellerimi cebime sokup yürümeme devam ettim. "beklesene!" uzaktan Jımın'nın sesini işittiğimde olduğum yerde durup onları beklemeye başladım. "hızlı olmanın sebebi ne?" tam karşımda durmuş elleri cebinde ve rahatlıkla sorduğu soruya gülerek cevapladım. "sence? Derse geç kalıyoruz, Jimin." diye ekledim sakince. Aslında her gün derse  gitmememe gerek yoktu ama sınavlara iyi hazırlanmam için gitmem gerekti. Otobüs durağına geldiğimizde okul'un oraya giden, ilk gelen otobüse bindik. Aslında toplu taşıma kullanmamıza gerek yoktu ama Namjoon'nun daha araba kullanma yaşımıza gelmediğini söyleyip duruyordu. Oysaki ben reşittim. Ve onlar oldukça meşgul olduğundan bizi bırakacak zamanları yoktu.

stay with me  | jenkookWhere stories live. Discover now