Fıfe

394 44 177
                                    

Dudaklarının tadı hâla dudaklarımın üzerindeydi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Dudaklarının tadı hâla dudaklarımın üzerindeydi. Günlerden cumartesiydi ve onu öpmemden sonra üç gün geçmiş okulda birbirimize bakıp geçiyorduk. Bana ilk karşılık vermişti ama sonra neden vurmuştu? onu hiç öpmemeliydim, bu olanlar duygu yoluyla olmuştu.

hazırladığım masa'ya geçip beyaz kağıdı önüme aldım. Hoca bizden bir ayakkabı tasarımı istemişti ve ben aşk ve acıyı yansıtacak bir ayakkabı tasarlamayı planladım. Bu ayakkabı bir kış koleksiyonu'ydu. Sınıftaki herkesin koleksiyonları vardı ve her ay biz bu tasarım'ı yapardık. Ve o aylardan biri gelmişti. Kafamda düşündüğüm tasarımı beyaz kağıda ilk noktayı koymuştum. Doğal ve ince çizmeye dikkat ediyordum. Yumuşak ve hızlı devam ettim. O, akşamı düşünerek.

Çizimi sonlandırdığımda yanımda duran meyve suyum'dan bir yudum aldım. Elma tadını damağımda hissettiğim an dudaklarım kapalı gülümsedim.

Dibinde kalan meyve suyuna baktığımda dudağımı büzüp bardağı dudaklarıma götürdüm ve bittiğinde masaya tekrar bıraktım. Acıkmaya başladığımı fark ettiğimde oturduğum yerden kalkıp odamdan çıktım. Merdivenleri bitirdiğimde mutfağa girdim ve tezgahın başında yemek hazırlayan Jın'e rastladım.
"jungkook, noldu?" dedi ve tekrar yeşillikleri doğramaya devam etti. "acıktım o yüzden geldim. Sen akşam yemeği mi hazırlıyorsun?" beni başıyla onayladığında gözleri bana döndü. "dolapta makarna var mikrodalga'ya koy ye." dediğini yaptım ve dolaptan makarna'yı çıkarıp mikrodalga'ya koyup beş dakika'ya ayarladım.

"ne yapıyorsun " önümdeki havuçları aldı ve tekrar doğramak için arkasına döndü. "fırın tavuk." dilimi ağzımın dışında gezdirdim ve milrodalga'dan ses geldiğinde kapağını açıp onu aldım. Hemen sağ tarafa duran üçlü masaya geçtim ve dolaptan çıkardığım su'yla beraber yemeye başaldım.

Ağzıma aldığım makarnayı içime çektiğimde sonunun gelmediğini anladım. Ağzımın sos olmuştu ve peçeteyle temizledikten sonra ağzıma götürdüğüm makarna'yı miğdeme götürdüm. "güzelmiş. "

"afiyet olsun." dedi gülerken. Su'yu kafama diktim ve yenisini doldurduktan sonra ağzıma bir çatal makarna daha aldım. Tabağımı bitirip bulaşık makinesine attıktan sonra tezgahın üzerinde duran kurabiye tabağını alıp mutfaktan çıkıp odama girdim ve kurabiyeleri yatağın üzerine bırakıp lavaboya girdikten sonra ellerimi yıkadım ve tekrar odama geçtim. Elime aldığım Laptop'tan bir film açtım. Avengars'ın filmi'ydi. Kurabiye'den bir ısırık aldım ve ağzımın içinde dolanan çilolata parçacığını dişlerimin arasına ezdim. " jungkook," kafamı laptop'tan aldım ve film'i durdurup kimin geldiğine baktım. Kumral saçları dağılmış saçalarında gri bandanası vardı. Elleri altındaki siyah eşofmanının cebinde bana bakıyordu. "gelsene, Taehyung." yatağa uzandığında biraz kenara kayıp ona yer verdim. "ne izliyorsun?"

"Avengars" dedim gülümserken. Yorganın altına girip eline aldığı kurabiye'yi ağzına attı. "güzelmiş kim yaptı?" dedi, elindeki kurabiye'yi gösterirken. "bilmem ki Jin herhalde. " omuz silktim tekrar film'e bakmaya başladı.

"hey, şu Lalisa var ya " başımı sola çevirip ona bakmaya başladığımda sonundan ne çıkacak açıkçası merak ediyordum. "güzel değil mi
sence de?" gözlerim tekrar ekranı bulduğunda mırıldandım. "hıhı." o gülmeye başladığında istemsizce bende güldüm. Film'in sonu geldiğinde laptop'u kapatıp bir kenara koydum.
"ben dışarı çıkıyorum," dedim ve devam ettim. "bir şey istiyor musun?" Biraz düşünür gibi yaptıktan sonra gözleri bana baktı.

"Çilekli pasta ." başımla onayladıktan sonra üzerime bol siyah tişörtümü giydim ve gri eşofmanı giyip taehyung'u benim odamda bırakıp çıktım. Evden çok uzaklaşmamıştım ve aşağıdaki pastane'ye gidicektim. Orda jennie'nin çalıştığını biliyordum. Yavaş adımlarımı hızlandırdım ve yol ayrımının karşısında olan kafe'yle göz göze geldim. Arabanın olmadığını fark edip karşıya geçtim. Kafe'nin önünde durdum ve bakışlarımı giriş kapısına götürdüm. İçeriye emin adımlarla girdiğimde etrafıma bakındım. Kasa'da jennie'nin olmadığını fark edip onun yerine başkasının olduğunu gördüm.
Kasaya ilerleyip karşımda duran kıza baktım. Oldukça samimiyetle bakarken hafifçe tebessüm ettim. "şey, Jennie burda mı? .. kim jennie." başını iki yana salladı. "bugün izinli, adınız neydi ben onun arkadaşıyım. Önemli bir şeyse söyleyebilirim? "

"boşverin, önemsiz bir şeydi." dedim. Pastaların olduğu cama yaklaşıp gözlerimi gezdirdim. "bu çilekli mi?" Dedim, görevliye bakarken. "evet efendim, en alttakilerin hepsi çilekli orta kattakiler çikolatalı ve üsttekiler muzlu." dediğinde gözlerim ortadaki pastalara gitti çikolatalı dediğinde sertçe yutkundum. "çilekli istiyorum." Beni başıyla onayladıktan sonra pastayı paketleyip verdi ve ücreti ödedikten sonra pastaneden çıktım. Rüzgar, aynı hayatımın bana çarptığı gibi sert ve hızlı çarptığında biraz irkildim. Ellerimi kollarıma götürüp orayı ısıtmaya çalıştım. Ne diye kısa kollu'yu giyersin ki? Yoldaki taşlara basarak yürümeme devam ettim. Yaklaşık on beş dakika sonra evin önüne geldiğimde kapıyı çaldım. "nerden geliyorsun?" dedi, Hoseok.
Elimdeki pasta kutusunu eline tutuşturdum. "aşağıdaki pastaneden."

"tamam, yemek hazır olucak şimdi masa'ya geç." başımla onayladıktan sonra lavaboya girdim ve rutin işlerimi gördükten sonra ellerimi yıkayıp çıktım.
Yemek masasına baktığımda Jın dediği gibi Tavuk yapmıştı ve ortada kısımda dururken ben ona onun bana bakması hiç güzel değildi. Arkamdan gelen sesle irkildim. "Aldın mı pastamı?" arkama dödüm ve taehyung'a baktım. "evet, hoseok'a verdim büyük ihtimalle buz dolabına koymuştur." beni başıyla onayladıktan sonra merdivenleri bitirdi ve aşağı indiğinde masa'nın başına geçti. Tavuğ'u özenle ayırıp kendine bir parça alıp yemeye koyuldu. Ben ona gülerken masa'ya jın geldi. "Kim Taehyung, yine yaptın yapacağını bekle biraz!" elindeki salata tabağını da masaya koyduktan sonra Taehyung, çatalını salata'ya daldırdı ve ağzına attı.

Herkes masaya oturduktan sonra yemeğe başlamıştık. Masa'da sohbet vardı ve ben o sohbete ara sora katılıyor bir yandan yemek yemekle meşguldüm. Elime aldığım tavuğu dişlerimin arasına alıp tavuğu soydum. Kemiği ortada duran boş tabağa koydum, bu tabağı sokak hayvanlarına ayırmıştık. Biz her zaman böyle yapardık. Yanımda duran asitli içeceği ağzıma götürdüm ve boğazımdaki acı tadı hissettim.

Yemeğimi bitirdikten sonra uyuyacağımı söyleyip masadan kalktım ve odama geçtim. Yatağın içine girdim ve gözlerimi tavana diktim.

Her ne kadar kendi hayatımızın kahramanı olsak da, hayat bize her zaman kendimiz olma şansını tanımaz.
Hikaye bizimdir ama kontrol kaderin elindedir. İşte benim kontrolüm'de kaderin elinde ve kör gözlerimle o yolları aşmaya çalışıyorum.

+90 Yorum'da Yeni Bölüm Gelir

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

+90 Yorum'da Yeni Bölüm Gelir.

Bölümün kısa olduğunu biliyorum kusura bakmayın.

💙

Herkes buraya kalp bırakabilir mi? Bundan sonra bu hikayenin işareti bu olsun diye düşündüm. Sizleri  Seviyorum.

Kitabı seveceğini düşündüğünüz arkadaşlarınızı etiketlemeyi unutmayın.

stay with me  | jenkookWhere stories live. Discover now