GERÇEKLER

379 200 38
                                    

Boğazını düğümler geçmiş ,bir yumru gibi boğar seni .acılarınsa yakar kalbini...

Şarkı:sezen aksu:küçüğüm

Ne demişti o bana herşeyi anlatıcakmıydım? Kahretsin ya nasıl yapıcaktım.

Şuan beni deli gibi hızlı giden motor değil anlatıcaklarımdan sonra bana acıması korkutuyordu.

Rüzgar yüzümü okşarken gözlerim yeniden yanmaya başladı.

Sonunda geldiğimizde kaskı çıkartıp motordan indim.

Toprak kapıyı açınca ayakkabılarımı çıkartıcaktım.

"Çıkartma markete gidicez evde hiç birşey kalmamış"

"Şey...yürüyerek gitsek olurmu?"

"Tamam yürü"

Toprak önden yürürken adımlarımla ona yetişmeye çalışıyordum.

Boyu çok uzun olduğu için adımlarıda çok büyüktü bende ,çok kısa değildim ama uzunda değildim.

Sonunda markete geldiğimizde motorla gitmeyelim derken bu kadar uzak olucağını tahmin etmemiştim.

Giriş kapısından bir tane araba aldık ve markette ilerlemeye başladık.

Toprak rast gele dolduruyordu arabayı gözüm atiştırmalıkların olduğu bölüme kayınca gözlerim parlamıştı.

Toprak hemen rast gele atıştırmalıklarla doldurdu arabayı kasaya gidince bu kadar şeyin ne kadar para tutucağını tahmin edemiyorum.

Toprak parayı ödeyip fişi aldıktan sonra poşetleri kaldırdı .

Nerdeyse benim ağırlığımdaydı bu poşetler ama kolaylıkla kaldırabilmişti.

Uzun bir yürüme faslından sonra eve varmıştık.

Oto tamir kısmını geçip üst kata çıktık toprak elindekileri daha yeni farkettiğim mutfağa bırakınca onu takip ettim.

Eline telefonu aldı ve numarayı tuşlayıp kulağına götürdü.

"Caner balıkları getir herzamanki gibi rakıyıda unutma"

Karşı tarafın cevap vermesini beklemeden telefonu kapattı.

Rakı balık derken ciddiymiş ben öylesine sanmıştım oysaki.

Kısa süre sonra kapı çaldı caner elindeki poşeti bana verip.

"İyi eğlenceler "

Diyip göz kırptı göz devirip kapıyı kapattim ve merdivenleri çıkıp mutfağa ilerledim.

Elimdeki poşetleri toprağa verdim ve mutfaktan çıkıp kıyafetlerimin olduğu odaya ilerledim.

Bavulumu açtım ve içinden askılı ve uyurken giyindiğim kısa şortumu giyindim .

Saçlarımıda tarayıp odadan çıktım mutfağa girdim.

Toprak elinde kızarttığı iri balıkları ve peyniri alıp dünki yalnışlıkla girdiğim odaya ilerledi.

Yere önceden serdiği örtünün üzerine bıraktı balıkları.

"Bakıcakmısın öyle?"

Dalgınlığı bırakıp ona yardım etmeye başladım.

Sofra tamamen hazır olduğunda hava çoktan kararmıştı.

Binlerce çizimin arasındaki kurduğumuz sofra...

SİYAH KELEBEKWhere stories live. Discover now