lucky one (yunoasu)

543 27 29
                                    

Yuno x Asta

"Sen asla Tokyo'ya gidemezsin." Yuno yatağına uzanmış, Tokyo ile ilgili bir şeyler geveleyen gri saçlı çocuğa laf yetiştiriyordu. Doğrularak ona baktı. "Ama ben gidebilirim."

"Haa? Nedenmiş o?" Asta ve Yuno Tokyo'da bir okul için çok çalışmışlar, sınava girmişler ve sonuçları bekliyorlardı. "Çok çalıştım bir kere, geçebilirim!"

"Hmhm, tabi, geçersin." Üzerindeki kazağı çıkartarak ayağa kalktı. "Ben banyoya giriyorum." Asta'yı arkasından bağırtarak banyoya girdi. Onları izleyen küçük Nash, iç çekerek yemeğe yardım etmeye gitti.

Asta'yı kızdırmayı çok seviyordu. Ona göre Asta inandığı her şeyi yapabilirdi. Bu gri saçlı kısa çocuk, yeşil gözlerini diktiği her şeyi başarabilirdi. Ona göre Asta, hayalleri gerçek olana kadar vazgeçmeyen biriydi ve Yuno ona imreniyordu. Bunu belli etmiyordu, rakibiydi sonuçta, rakibini örnek aldığını söylemek mantıklı olmazdı. 

İkisinin hedefi aynıydı, büyücü kral olmak. Ülkenin sınırlarında küçük bir şehirde, kilisede büyümüş iki öksüz çocuktu Asta ve Yuno, şehirdeki kimse bu ikisinin kalkıp da Tokyo'daki bir büyücülük okuluna başvuracaklarını akıl edemezlerdi.

Yuno oldukça güçlü bir büyü gücüne sahipti; Asta ise hiç, o büyü dünyasında büyü olmadan doğmuştu. Yine de küçüklüklerinden beri hep Asta Yuno'yu kurtarır, yardımına koşardı, Yuno işte Asta'nın bu asla pes etmeyen ruhunu seviyordu. 

Vücudundan süzülen su damlalarını izledi Yuno, gülümsedi. "Bu sefer ben de seni koruyacağım, Asta. Bu yüzden sınavdan kalmasan iyi olur."

***

Kilisedekilerle vedalaşıp tren istasyonuna yürüdüler. Asta en düşük seviyede olsa da geçtiği için mutluydu ama Yuno'nun birinci olmasına uyuz olmuştu. Bu yüzden trene binene kadar tek kelime etmemişti, bu sessizliği bozan da Yuno'ydu.

"Görünüşe göre Büyücü Kral ben olacağım." Gözlerini kapattı, Asta'nın bağırmasını dinlemek istiyordu.

Asta bir şey demedi, avcunun içine bakıyordu. "Anti-büyü..." Avcunu sıktı. "Daha iyi olmalıyım!" Kararlı bakışlarını trenin camına dikti. Sonunda Tokyo'ya gidiyor olmaları onu heyecanlandırıyordu.

Tokyo'ya yaklaştıkça trendeki yolcular büyü okulunun sınavlarını konuşmaya başlamışlardı. "Büyü yapamayan biri geçmiş diye duydum.", "Yami Sukehiro seçmiş onu.", "Şu en kötü ekip değil mi?", "Sınav kolaydı demek ki." gibi şeyler söylüyorlardı ve evet bu sözler Asta'ya ithafendi.

Yuno, Asta'nın bu konuşulanları pür dikkat dinlediğini fark edince elini onun omzuna koyarak kendine yasladı. "Sen çok güçlüsün, Asta."

Asta, başını kaldırarak yeşil gözlerini Yuno'nun yüzünde gezdirdi. Her yerini inceledi, sarı gözlerine baktı. Başını omzuna yaslayarak gri saçlarını onun siyah saçlarına değdirdi. "Sen de öyle."

Gülümsedi Yuno. Başını Asta'nın başına yasladı. Ona sevgi sözcükleri söylemeye hazırlanıyordu, Asta ondan önce davrandı. "Bundan böyle rakibiz. Çünkü ikimiz de Büyücü Kral olmak istiyoruz."

Yuno bunu beklemiyordu, Asta güçlü olsa da biraz... yarım akıllıydı. "Bunu yeni mi fark ettin? Başından beri öyleydik."

Asta gözlerini kısıp alt dudağını sarkıttı. "Seni arkada bırakacağım, haberin olsun, Yuno!"

"Hm, öyle olur kesin."

***

Bir yıl sonra

Mimosa'nın şifa büyüsüyle yaraları iyileşirken çığlık atan Asta'ya doğru koştu Yuno. Kendisi de yaralanmıştı ama en büyük darbeyi Asta almıştı, endişelenmişti.

Bir yıl boyunca meydana gelen olaylarda büyücülük okulunun büyük faydası dokunmuş, taşradan oldukları için küçümsenen Asta ve Yuno savaşırken büyük rol oynamışlardı.

Asta ne zaman savaşsa, vücudunu sonuna kadar zorlar, acısını da bir süre sonra hissederdi ki şu anki durumu bu anlardan biriydi.

Mimosa endişeyle, "Asta-san, neden bu kadar ileri gittiniz?" diye sordu Asta'ya.

Asta'nın cevabı basitti: "Ah, o an bir şeyim yoktu, sonra üstümden tır geçmiş gibi oluyoru-- ah! Acıyor!"

Yuno yanlarına gelip oturdu. Mimosa Yuno'yu görünce büyüsünü ona da kullanmak istemişti, Yuno önceliğin Asta olduğunu ifade ederek bunu geri çevirdi. "Asta..." Gözlerinu kısarak ona baktı, gülümsedi. "Çok iyiydin."

Asta da acısına rağmen gülümsedi buna. "O şeyi beraber yendik!"

Zaman geçse de, ikisi de güçlense de Yuno'nun duyguları değişmiyordu. Her zaman o Asta'ya hayran kalırdı. Yuno bu düşünceleriyle elini Asta'nın başına koydu ve gülümsedi.

Bu sırada küçük ruh Bell kendi kendine söyleniyordu. "Aah, Yuno! Kimsenin-- benim yanımda bile gülümsemiyorsun ama bu aptalın yanındayken sırıtıyorsun resmen!!"

Asta Bell'e baktı kocaman gözlerle. "Öyle mi?"

Yuno gözlerini kapattı, kendinden emin bir şekilde konuştu. "Onu seviyorum da ondan."

Üçü de -Bell, Mimosa, Asta- şaşkınlıklarını belirten sesler çıkartmışlardı fakat sonrasında Asta, gülümsemişti.


Normal animenin kurgusunu büyücülük okuluna çevirdim sadece, değişen bir şey yok. Hepimiz Yuno'nun Asta'ya aşık olduğunu biliyoruz.♡

♡

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Tiny BoxWhere stories live. Discover now