obsession (shin soukoku)

878 57 87
                                    

Akutagawa Ryunosuke x Nakajima Atsushi

Altı yaşındaki küçük çocuk ağlıyor, annesinden ayrılmak istemiyordu ve bu annesine zorluk çıkartıyordu. Kadın küçük çocuğunu kucakladı. "Ryunosuke, burada yeni arkadaşların ve harika öğretmenlerin olacak. Bu yüzden ağlama, tamam mı?"

"Ama... anne, istemiyorum!" Bırakmak istemediğini belli edercesine sarıldı. Kadın oğlunun bu inatçılığına karşı iç çekerek sırtını sıvazladı.

Bu sırada bir öğretmen Ryunosuke'yi ikna etmeye çalışıyordu elbette ama ufaklık, ne öğretmeni dinliyordu ne de annesini.

Yaşananları duyan gümüş genç Atsushi, kafasını kapıdan çıkartıp gelmişti. Atsushi henüz on beş yaşında bir lise öğrencisiydi, para kazanmak için bu anaokulunda kısa süreli de olsa çalışırdı.

"Ah, burada yeni bir arkadaşımız varmış." Atsushi gülümseyerek yanlarına geldi. Küçük çocuk sessizleşip dikkatini bu gence vermişti aniden, ağzından çıkacak lafı bekliyor gibiydi. "Adın ne senin bakalım?" Gülümsedi çocuğa.

Çocuk önce tereddüt etti, sonra sessizce konuştu. "Ryunosuke." Alt dudağını sarkıtarak yüzünü çevirdi.

"Ne kadar da havalı bir isim!" Atsushi gülümseyerek elini uzattı. "Benim adım da Atsushi. Senin öğretmenin olacağım. Şimdi benimle gel ve arkadaşlarınla tanış, olur mu?"

Ryunosuke genç öğretmeni süzdü baştan aşağı, sonra annesinin kucağından inerek iki eliyle Atsushi'nin uzattığı elini tuttu.

Atsushi yanındaki öğretmene gülümseyerek küçük Ryunosuke'yi içeri götürdü. Ryunosuke öğretmenine ilgi duymuştu, çocukça bir ilgi.

*

"Atsushi-san." Öğretmeninin pantolonunu tuttu dikkatini çekmek için. Diğer eliyle defterini kendine yaslamış, kimseye göstermek istemiyordu.

Atsushi gülümseyerek eğildi çocuğun önüne doğru. "Resim mi çizdin, Ryunosuke? Görebilir miyim?"

Ryunosuke öğretmeni hariç kimsenin görmemesine dikkat ederek defterini çevirdi ve gösterdi. Atsushi onun defteri saklama çabasını fark etmiş, o da ona uyarak defteri gizleyerek çizime baktı. İki kişi çizmişti ve ortada kocaman bir kalp vardı. "Ah, bizi mi çizdin?" Gülümsedi Atsushi. "Çok mutlu oldum."

Ryunosuke defteri Atsushi'den alıp kaçtı oradan, bakmaya çalışan yoktu ama yine herkesten gizleyerek defterini çantasına koydu, çantasından origami ile yapılmış yamuk bir gemi çıkartıp onunla beraber geri geldi. Kağıt gemiyi öğretmenine uzattı.

"Bana mı?" Gözlerini kırpıştırarak çocuğun elindeki kağıt parçasını aldı. "Çok teşekkür ederim Ryunosuke."

Küçük Ryunosuke, sürekli genç öğretmenine bir şeyler veriyordu ve bunlar hep kendi yaptığı şeylerdi. Öğretmeni Atsushi ise güleryüzle tüm bu hediyeleri kabul ediyor, o gülümseyince gülümseyen küçük çocuğun tepkilerini sevimli buluyordu.

Yine bir gün, küçük çocuk her zamankinden biraz daha heyecanlı bir tavırla yanına geldi öğretmeninin. Gencin önlüğünü tuttu. O bunu yaptığı zaman Atsushi gülümseyerek eğilir, onunla ilgilenirdi ki Ryunosuke bunu fark etmişti.

Öğretmeni her zamanki gibi eğildi. "Efendim, Ryunosuke?" Küçük çocuğun kafasını okşadı.

"Seninle evleneceğim, Atsushi-san!" Gözleri parlıyordu çocuğun. Gümüş olan şaşırınca sözlerinin inandırıcı olmadığını düşündü. "Yemin ederim!"

Atsushi gülümseyerek peluş oyuncağını sıkıca tutan çocuğa baktı. Oldukça sevimli bir çocuktu, ilk gününden beri onun peşini bırakmıyordu. "Tamam Ryunosuke, evleneceğiz."

Tiny BoxWhere stories live. Discover now