10

29.9K 2.8K 3K
                                    







-


Bir haftadır Taehyung ile doğru düzgün konuşmuyordum. Çünkü o gün dedikleri beni çok üzmüştü, üstüne bir de komşu kıza ders çalıştırma olayı çıkmıştı başımıza.

Son iki gündür okuldan Taehyung ile dönüyorduk ve odamızda, bir kız bizi bekliyor oluyordu. İnsanlar neden bir odaya girmeden önce düşünmüyordu ki? Bu sefer ise sabah evden çıkarken odamı kitlemiş, anahtarı da Taehyung'a vermiştim.

Komşu kızı Jian uzun boylu, esmer ve siyah uzun saçları olan bir omegaydı. Hiç ama hiç sevmemiştim onu. Lise sona gidiyordu fakat okula geç verildiği belliydi. Yirmi yaşındaydı. Beni devamlı görmezden gelip duruyor, Taehyung'a yaklaşıp bana kötü bakışlar atıyordu. Delirecektim. Aklımı kaçıracaktım.

Taehyung ile okuldan döndüğümüz gibi eve girdik nefret ettiğim Jian hesap sorarcasına karşıma geçip, "Neden odayı kitledin ki ben orada ders çalışıyordum." dedi.

Taehyung ile ders çalıştığı her gün, ben yatağımda oturuyor,  hem onları gözlüyor, hem de  ders çalışmaya çalışıyordum. Taehyung yüz vermese de kız yapışkan bir şeydi. Gözümün önünde neredeyse eşimi ayartacaktı.

Ben cevap vermeden, Taehyung cevap verdi. "Jian orası bizim odamız. Özelimiz olabilir. Sormadan senin bizim odamıza girmen daha ayıp bir şey aslında." dedi.

Taehyung'un nadir zamanlarda beni ve bizi savunması hoşuma gidiyordu. Tahmin ediyorum ki ben yokken Taehyung, bu kıza çokça zaman ders anlatmıştı. Çünkü bu rahatlığını başka sebebi olamazdı.

Evlendiğimizi duyunca uzun bir süre bu eve gelmemiş fakat duyduğuma göre Dahee'nin ısrarlarına dayanamayıp tekrar gelmeye başlamıştı. Her kötü olayın başında ise Dahee'nin olması tepemi attırıyordu.

Başlarda ses etmedim. Fakat Taehyung ile yalnız kalamıyorduk bile. Bıraksak ortamıza yatar uyurdu o kadar yüzsüz bir kızdı. Ayrıca öğrendiğim kadarı ile evlenmiş ve eşi onu bırakıp gitmişti. Mühürsüzdü, çok rahat ve biraz da yüzsüzdü. Zaten onun özel hayatı ya da nasıl bir kişiliği olduğu beni ilgilendirmiyordu, sadece eşime sulanması beni deli ediyordu.

Usulca merdivenleri çıkarken, Taehyung da peşimden geliyordu. Onun peşinden ise Jian. Tanrım, üzerimi değiştirmek için bile müsaade etmiyordu. Ben de Taehyung'un kapıyı açmasını bekledim ve onunla beraber içeri girerek kapıyı Jian yüzüne kapattım. Kapının arkasından ise, "İzin ver de üzerimizi değişelim." diye bağırdım.

Taehyung'a bir kez bile bakmadan, sinirle üzerimi çıkardım, sırf onları burada yalnız bırakmamak için iki gündür hiçbir iş yapmıyordum. "Taehyung bu ders işleri ne zaman bitecek." diye sitemle konuştum.

"Bugün son konuları anlatacağım, daha gelmez."

"Hep sen mi anlatıyordun?"

"Evet genelde bana gelirdi."

"Aman ne hoş, ne hoş " diye ağzımın içinde söylenip durdum. Taehyung masaya geçmiş, benim kapıyı açmamı bekliyordu. O sırada Jian "Hadi açın artık." diye söylenmeye başladı. Tepemi attırıyordu.

Ben de sinirle  kapıyı açıp, onun içeri girmesine izin verdim. Şimdi sinirden oturup ağlayacaktım. Hızlı adımlar ile Taehyung'a ilerlemiş ve tabureyi ona daha çok yaklaştırarak yanına oturmuştu. Ben de kitaplarımı alarak yatağa geçtim. Sobayı sırf o kız ısınsın diye yakmıyor, üşümeye bile razı geliyordum.

Taehyung ise  arada bir bana bakıp gülümsüyor ve tekrar önüne dönüyordu. Kanım sanki bir kazanda kaynıyormuş da ha bire birileri ona kömür atıyormuş gibi ısınıp duruyordu.

I'm Lost - TaekookWhere stories live. Discover now