15

815 85 19
                                    

sung
ağlıyorum

bin
neden

sung
duymadın mı
felix sonunda yurda dönüyor

bin
duymadım
neden duymadım
bu ne biçim grup
niye dışlanıyorum

sung
:(
gelmeyi düşünüyor musun
yarım saate burda olur

•••

changbin

"bir daha pratiğe geç kalırsan sana şirketle yurdun arasındaki mesafeyi on dakikaya indirdiğini hatırlatacağım."

jisung'a ters bir bakış atıp terden tamamen ıslanan tişörtümü üzerimden çıkardım.

"ne sırıtıyorsun?" bu çocuğun beni gram ciddiye almaması sinirlerimi bozuyordu ama şu an o kadar umurumda değildi ki "sormadım say duşa giriyorum." deyip odadan çıktım. çamaşırlarımı kirli sepetine atmam için cırladığında duymamış gibi yaptım.

toplu dans pratikleri dışında felix'i görmeyeli neredeyse bir ay oluyordu. belki de daha fazla. zaman kavramım yok olmuştu ve tek yaptığım şey pratikti.

özlem denen şey dahil birçok duyguyu onunla tatmıştım. deli gibi özlemiştim. işin aslı bir ara bunu aşmaya da çalışmıştım. hali hazırda yüzünü göremiyorken duygularım da yok olur ve hepimiz rahat bir nefes alırız falan... yoktu böyle bir şey. aksine çığ gibi büyümüşlerdi. bana karşılık vermemesi, benden nefret etmesi ya da herhangi bir şey buna engel olamazdı. hislerim ondan bağımsız yeşermişlerdi ve buna son vermiyorlardı.

duştan çıktığımda kulağıma dolan bağırışlarla girişe koşturuyorken buldum kendimi. belimdeki havlu düşmek üzereyken ise elim çabucak aşağı gitti, bakışlarım felix'i buldu. gözleri şaşkınlıkla açılmış ve havluma dikilmişti. bunların hepsi geri plandaydı o an. toparlanmıştı. suratına kan gelmişti. gözleri çökük değildi ya da koyu halkaları yoktu. capcanlı karşımdaydı.

ne yapacağımı bilemeyerek öylece ona bakıyorken jisung omzuma bir tane geçirip "git üzerini giyin!" diye bağırdı. sonra felix'in valizlerini içeri taşımaya koyuldu.

"şey..." geveledim. güldü. kalbime taş düştüğüne yemin edebilirdim fakat kanıtım yoktu.

kapıyı kapattı ve gelip sıkıca sarıldı bana. kullandığı parfümün kokusu burnuma doluyorken —ben almıştım— yaşlar çoktan gözlerime dayanmışlardı. şu lanet grupta beni onun çeyreği kadar altüst eden biri daha yoktu. o an jisung'un gelip bu halimi göreceği, benimle ölümüne dalga geçeceği aşırı olasıydı fakat tek yaptığım sarılışına karşılık vermek oldu. "üzgünüm." dedi felix. "ben de." dedim. üzgündüm. bu hale geldiğimiz için bok gibi üzgündüm.

yuh final gibi oldu ama merak etmeyin this is just the beginning of the story:')

deeper love • skzDonde viven las historias. Descúbrelo ahora