28. Bölüm

1.1K 82 41
                                    

Beni kollarının arasına alındığında ve sıcaklığını hissettiğimde benliğimi unutup başka birisi oluyorum. Şu an burada durup beni öperken ve öncesinde çocuksu aynı zamanda şeytani kıvılcımlar içeren bakışıyla konuştuğunda buna karşı koymam imkansız gibi bir şey... Elbette beynimden 'Hayır mantıklı değil! Bu acele neden?' sinyalleri geliyor ama o kadar hafif bir sinyal ki yok ile var arası...

Dudaklarımı şehvetle öpüp, dili ile beni kendimden geçirirken kravatımı çıkarıp gömleğimin birkaç düğmesini açtığını fark etmemiştim bile.. Kısa süreliğine yeniden o sinyali aldığımda biraz geriye çekildim ve nefesimi düzene sokup konuştum. "Luhan bu yaptığımız doğru mu? Biraz sonra düğün törenine katılacağız birkaç saat daha beklesek, kötü görüneceğiz."

"Sorun yok her şeyi ayarladım." dedikten sonra odanın arka tarafındaki kapıyı açıp içeriyi gösterdi sırıtarak. Odanın içinde genişçe bir yatak, küçük bir banyo, giymemiz için yeni takımlar ve ayna ile makyaj malzemeleri bile vardı. Bunları gördüğümde şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilemedim.

"Bu kadar şaşırmana gerek yok, bana güven her şey kontrolüm altında." dedi bilmiş bir şekilde sırıtarak.

"Kabul edeceğimi nereden bildin ve bunları hazırladın?" dedim biraz korkarak ve küçük adımlarla kapıya doğru yaklaştım.

"Bilmiyordum sadece şansımı denedim." dedi ve tam kapıdan çıkmak üzereyken beni belimden kavrayıp duvara yasladı. Gözlerimin içine beni eriten bakışlar atarken devam etti. 

"Zaten çok az vaktimiz var nereye gidiyorsun?"

"Bilmiyorum sadece biraz korktum, yanlış gibi.." derken dudaklarıyla sözümü kesti.. 

"Yanlış bir şey yok.." dedi aynı zamanda beni öperken. Keşke ben de onun gibi cesaretli olabilseydim diyorum böyle zamanlarda... 

Tam öpüşmemiz derinleşmiş ve odaya geçeceğimiz sırada kapı çalınmaya başladı ve Jimin nunanın sesini duyduk.

"Luhan aç şu kapıyı, orda olduğunu biliyorum."

Luhan benden biraz uzaklaşıp derin bir nefes aldı oldukça sinirlenmiş görünüyordu. Bana bakıp fısıltıyla konuştu. "Bilerek yaptığını düşünüyorum artık.. sensörleri mi var acaba biz ne zaman yakınlaşsak geliyor!" kapıyı gösterip sinirle elini sallıyordu. Ben ise sadece boş boş bakıyorum ne diyeceğimi bilemez bir şekilde. Luhan haklıydı her zaman biz yakınlaştığımızda orada oluyordu ama Jimin nuna da haklıydı çünkü biz baş başa olduğumuz her an yakınlaşıyorduk başka zaman gelme ihtimali yoktu.

Luhan yeniden bana yaklaştığında Jimin nuna daha hızlı vurmaya başladı kapıya ve sesi de sinirli geliyordu.

"Luhan hemen aç kapıyı yoksa sonuçlarına katlanırsın!"

Luhan öfkeyle benden uzaklaşıp kapıya yöneldiğinde iki kardeş arasındaki tartışmadan uzak durmam gerektiğini düşünüp içerideki odaya geçtim. Hem de kendime çekidüzen vermem gerekiyordu.. Ama içeriden bile tartışmalarını duyuyordum..

"Ne var abla?! Her şeyi ayarladım, hem düğünden önce gelini görmek uğursuzluktur bilmiyor musun?"

"Düğünden önce gelini görmek uğursuzluk demek! Anne babanı da görmek uğursuzluk mu? Bıktım artık sizin aranızda kalmaktan seni sorup duruyorlar ve biz böyle kapı kapalıyken mi konuşacağız? Aç şu kapıyı Minseok ile de görüşmem gerek!"

"Hayır olmaz!" dedi ve kapının açılıp kapanma sesini duydum. Kıyafetlerimi düzeltip içeri geçtiğimde kimse olmadığını gördüm, Luhan çıkmıştı.. Şimdi kapının dışında tartışıyorlardı.

Senden Nefret EdiyorumWhere stories live. Discover now