Bölüm 1

27.9K 299 1.5K
                                    

İşte buradaydım hayatımın dönüm noktasında. Ya şimdi bana söyleneni yapıp bir fahişe olarak hayatıma devam edecektim ya da yardım isteyip kendimi ateşe atacaktım.

Polisten yardım isteyemezdim. Bu devirde polisten yardım istemek ne kadar zor olabilirdi ki? Benim için devrin bir önemi kalmamıştı. Yalnızca bir telefona ihtiyacım vardı.

Fahişe olarak satılacağımı öğrendiğim 18.yaş günümden sonra 2 gün geçmişti. Ve bu iki gündür asla ama asla bir telefona ulaşamamıştım. Kime satılacağımı bile bilmiyordum üstelik beni satın alırlarsa ne olacak onu da bilmiyordum. Belki bir katil beni satın alacak ve işini hallettikten sonra beni ortadan kaldıracaktı. Belkide evli bir adam beni bir eve kapatacak ve metresi yapacaktı veya işini hallettikten sonra beni satın aldığı yere teslim edecek ve fahişelik hayatım böylece başlamış olacaktı. Evet evet kesin bunlardan biri olacaktı. Fakat ben asla böyle bir şeyin olmasına izin vermeyecektim.

Sefil bir hayat sürmüştüm 18 yıl boyunca. Bu sefil hayatım namusum için son bulacaksa son bulsundu. Günlerdir kapalı tutulduğum odamda yapabileceğim tek şey, beni götürmeye çalıştıklarında camı kırıp aşağıya atlamaktı. Bu saatten sonra benim için yaşamak gerçektende ölmekten daha zor olacaktı, biliyordum.

Anne neden gittin? Neden terk ettin beni? Her şey senin ölümünle başladı. Sen gittikten sonra bu insanlar bizim hayatımıza girdi. Bunların tümü senin suçun anne! Sen öldüğün için babam yeni bir kadınla evlendi! Sen öldüğün için üvey abim hayatımıza girdi! Neden anne? Neden öldün ve beni bu hayatta yapayalnız bıraktın!

Sen öldüğünde ben daha çok küçüktüm. Okula başlayacaktım, o zaman annem beni görmek için geri gelir diye düşünmüştüm. Gelmedin anne okula başladığım gün diğer öğrenciler gibi ağladığımda anne diye, sen gelmedin diğer anneler gibi. Yere düştüğümde dizlerim kanadığında adını haykırdım acıyla. Sen yine gelmedin anne. Mezun oldum gelmedin. Liseye başladım gelmedin. Bak ben liseden de mezun oluyorum 1 hafta sonra. Biliyorum sen yine gelmeyeceksin. Zaten artık gelmeni de beklemiyorum ki. Büyüdüm ve gelemeyeceğini öğrendim. Yetmiyormuş gibi 11 yıl sonra babamda senin yanına gitti. Bari onu almasaydılar elimden!

Babam izin vermezdi şimdi böyle satılmama. Abimi öldürürdü ama beni o kerhaneye götürmesine izin vermezdi. Her şey senin ölümünle başladı anne. Benim kışım sen gidince başladı. Ama biliyor musun daha fazla uzamayacak bu ayrılık. Bende yanınıza geldiğimde tamamlanacak ailemiz. Eskisi gibi mutlu olacağız hep birlikte...

Babam annem öldükten 2 yıl sonra yeni bir kadınla evlenmişti. Neriman anne. Benim ikinci annem. Kendi annem gibi olmasa da çok severdim Neriman anneyi. Pamuk gibi beyaz teni, tenine inat siyah gözleri ve saçları. Dalgalı saçları her zaman uzundu. Çok severdi uzun saçı bu yüzden benim saçlarımı kestirmek istemezdi. Ondan sonra sanki ona ihanet ediyormuşum gibi hissettiğim için kestirememiştim belime gelen uzun, düz, açık kahve saçlarımı.

Tanrı bir bir almıştı sevdiklerimi benden. Beni seven herkes bir bir beni terk etmişti. Önce o melek yüzlü annem yeşil gözlerini yummuştu hayata. Toprak olup bırakmıştı bizi. Sonra uzun boylu, iri yarı, tam bir çınar gibi dimdik olan babam girmişti kara toprağın altına. Çok sevdiği kocasını kaybeden böbrek hastası Neriman anne ise yalnızca bir yıl dayanabilmişti babamın acısına. İşte şimdi olduğum yere gelmiştim yine. Odama.

Camdan dışarı bakıp evin ikinci katındaki odamdan geleni geçeni izliyordum. Şu anda okulda olmam gerekiyordu. 2 gündür okula gitmiyordum ve kimse merak edip gelmemişti. Abim telefonuma el koymuştu. Zaten çok eski bir şeydi ama en azından arayıp mesaj atabiliyordum. Onu da kaybetmiştim. Sahip olduğum her şeyi kaybetmiştim ama o lanet olası abim battığı pisliğin içinde 9 canıyla beraber yaşayıp duruyordu.

Dört 1 (+18)Where stories live. Discover now