11

464 32 20
                                    

Yekta'dan

Sevgili okuyucular hoş geldiniz. Her seferinde en son yazmam benim için sorun teşkil etmese de Çağıl ve Bulut  eşitlik felsefemi öne sürdüler, kendi eşitlik prensibimin kurbanı oldum ve Bulut ile yazma sıramızı değiştirdik.

Çağıl'ın anlattıklarından  bir hafta sonraya gideceğiz ve Yalçın'ın doğum gününde olanları size anlatacağım.

Sabah erkenden kahvaltı yaptıktan sonra Bulutla pastaneye indik etrafı süslemeye. Siyah ve beyaz olmasını istemişti Hazar.

Bu nedenle etkinlik odasındaki fazla masaları kaldırdıktan sonra büyük masayı ortaya taşıdık ve üzerine mat siyah bir örtü serdik. Masayı hayali olarak üç kısıma böldük, ilk kısıma papatyalardan kocaman bir buket ve içi çikolata dolgulu beyaz bademlerin olduğu siyah bir kutu koyduk.

Ortaya birazdan yukarı çıkıp Bulut ve Çağıl ile getireceğimiz pasta, börek, kurabiye, karışık meyve suyu, bardaklar, çatallar , tabaklar koyulacaktı. En son kısımda ise Bulut'un, Çağıl'ın ve benim ayrı ayrı aldığımız ve bembeyaz kağıda  sardırıp siyah kurdale taktığımız üç hediyeyi koyduk. Bulut'ta işini bitirdiğinde eve çıktık ama bu sefer pastanenin içindeki merdivenlerden.

Eve gittiğimizde Çağıl'ın her zamanki gibi çok şık giyinmiş olarak oturduğunu gördük. Anlaşılan sahte göz yaşlarıyla Yalçın'ı çağırma planını halletmişti.

Geldiğimizi fark edip ayağa kalktı ve bize doğru yürüdü. İkimize de sımsıkı sarılıp birer öpücük verdi dudaklarımıza. Sonrasında hep beraber mutfağa gittik ve aşağı indireceklerimizi yüklenip hızla aşağı indik.

Getirdiklerimizi de koyduktan sonra Bulutla ben kenardaki sandalyelere oturduk Çağıl ise her şeyin hizasına bakıp eksik olup olmadığını birkaç kez kontrol ettikten sonra tam oturmaya geliyordu ki telefonuma Hazar'dan ' İki dakikaya ordayız. ' yazan mesaj geldi. Bulut ve Çağıl'a  gelmek üzere olduklarını ve burada beklemelerini söyleyerek hızla en dış kapıya ulaşıp dışarı çıktım, üzgün moda girdim. Tam zamanında !

Kafamı kaldırınca bana doğru koşan Yalçın'ı gördüm ardından da Hazar koşuyordu. Yalçın yanıma varır varmaz ' Ne olduğunu anlayamadım, Çağıl iyi mi ? Sesi çok kötü geliyordu...' dedi. Bende üzgün modumu devam ettirerek 'Bilmiyorum, Bulut'ta yanına gitti pastanedeler ama içeri girmemem konusunda ciddi bir nutuk çektiler.' dedim.

Hazar Yalçın'a dönüp ' Baksana Yekta da kötü görünüyor, sen Yekta'yla kal ben gidip Çağıl ve Bulut'a bakayım. Sizde içeri girip öyle bekleyin, ben ikna edince hadi gelin derim o zaman gelirsiniz, olur mu ? ' dedi. Yalçın hızla ' Olur olur çabuk ol baksana yaşam enerjisi bitmiş Yekta'nın. O böyleyse diğerlerini düşünemiyorum.' dedi.

Hep beraber içeri girerken Hazar etkinlik odasına gitti ve bizimkilerle konuşmaya başladı bende Yalçın'a 'Nolur kusura bakma sizi de buraya kadar yorduk belki başka planlarınız vardı. ' dedim Yalçın ise ' Ne yorulması canım siz iyi olun gerisi önemli değil. Hem oturuyorduk öyle yani plan falan bozmadın üzülme lütfen. ' dedi.

Yalçınla birkaç dakika daha oturduk ve Hazar 'Yalçın, Yekta hadi gelin !' diye seslendi. Yalçın'ı tuttuğum gibi odaya doğru ilerledim. Kapının önüne gelince kapıyı hafifçe açıp  önden onu yolladım ve anında doğum günü şarkısını söylemeye başladık.

Şok olan Yalçın hızla Hazar'ın yanına gidip ilk önce bir öpücük kondurdu sonrasında omzuna küçük küçük yumruklar attı ve ' Aklım çıkıyordu Hazar, lütfen sonraki seferlerde başka bir yöntem bul olur mu? ' dedi ve bize sırasıyla sarılıp teşekkür etti.

Yalçın pastasındaki mumları  üfledikten sonra  herkes istediklerinden  tabağına aldı , sandalyelere kurulduk ve sohbet edip bir yandan  tabaklarımızdakilerden yedik.

En güzel kısımsa böreği Bulut'un, kurabiye ve meyve suyunu benim hazırlamama şaşırdığı an oldu. Çağıl çok güzel yemek ve  tatlı yaptığı için çoğunlukla sadece onun yaptığını düşünüyorlar Yalçın gibi. Ama bu konuda biz bir şey demeden Çağıl bizim yaptığımız çeşitli şeyleri sayarak bizi övüyor her zaman.  O kocaman kalbiyle bizi her zaman destekler ve korur Çağıl.

Hediyeleri de açtıktan sonra biraz daha oturdular ve Yalçın'ın abisi Bulut'un çağırmasıyla bize çok teşekkür edip sarıldıktan sonra gittiler. Bizde odayı toparlayıp kalan yiyecekleri de dolaba koyduktan sonra dış kapıyı kilitleyerek evimize gittik.

İşte Yalçın'ın doğum günü bu şekilde gerçekleşti. Kendi başımıza mini bir kutlama yapsakta çok eğlendik, güzel bir gündü.

Kendinize iyi bakın sevgili okuyucular, iyi günler !

BİS ~ bxbxb Where stories live. Discover now