Multimedia'da yeni karakterimiz var. :)
"Sen o hançeri nereden buldun?" diye sordum Gina'ya.
"Arthur'dan önce önlemimi almıştım," dedikten sonra bacağındaki kuşağı gösterdi. İkinci hançeri oradan çıkarmış olmalıydı, sanırım silahsızca avlanmaya giden tek geyik bendim.
"Lara, orada duracağına bana yardım etsene, uyanacak şimdi!"
Gina'nın sözleriyle düşüncelerimden ayrıldım, minik ve asabi elfime Victoria'nın silahlarını alması için acilen yardım etmem gerekiyordu. Hemen yanında diz çöküp onun hareketlerini izleyerek Victoria'nın sağ bacağındaki silahı aldım. Tıpkı Arthur elime boş bir arbalet verdiğinde gerildiğim gibi, şimdi de tabancayı tutarken gerilmiştim. İşin kötü yanı, bu kez elimde tuttuğum silahın dolu olduğunu Victoria bana ateş ettiğinde görmüş olmamdı. Emniyetinin kapalı olup olmadığını kontrol ettim, bunu bilecek kadar fazla polisiye dizi izlediğime memnundum.
Ben kendi kendime elimdeki tabancayı incelerken, Gina Victoria'nın üstünü arayıp olabilecek tüm silahları çıkarmıştı. Ona döndüğümde mor gözlerini yargılarcasına bana dikmiş, kucağı birden fazla bıçak ve bombayla dolu bir şekilde onu fark etmemi bekliyordu.
"Çok yardımcı oldum değil mi?" diye sordum.
"Tabancayı bıraksaydın, ben alırdım onu da."
Tabancayı da elindekilerin en tepesine yerleştirdiğimde, kucağındakileri dikkatle cüppesine sardıktan sonra odanın bir köşesine bıraktı.
"Kanamasını durdurmalısınız," dedi Oscar. Bir anlığına onun varlığını unuttuğumdan, sesini duyunca korkuyla sıçradım. Kız arkadaşını düşünüyordu tabii.
Gina hızlı adımlarla eski yerine geçip Victoria'nın omzunda açtığım yarayı incelemek adına kızın gömleğini sıyırdı. Kendi tişörtünün eteklerini, Victoria'yı yaralamak için kullandığımız hançerle, kumaştan acı bir ses çıkartarak yırttıktan sonra yaralı bölgeye bastırdı. Yarayı bu şekilde açıkça görmek beni rahatsız ettiğinden gözlerimi kıstım. Her ne olursa olsun, Victoria'ya o hançeri saplayan kişi bendim. Bu düşünce tüylerimi korkuyla ürpertti, bir hafta önce bana böyle bir şey yapacağımı söyleselerdi asla inanmazdım ama şimdi, bana doğrulttuğu silahtan kurtulmak için omzundan yaraladığım genç kadın önümde uzanmaktaydı. Tam olarak omzunu tutturamamış, yalnızca kolunun üst kısmının biraz yanına isabet ettirebilmiştim. Victoria'ya bir şey olursa vicdan azabından ben de ölürdüm, her ne kadar o beni öldürmekte bir problem görmüyor olsa da bir insana zarar vermenin hissettirdiği suçluluk bile dayanılmaz seviyedeydi.
"Ne yapacağız Gina?" diye sordum. Sesimdeki paniği gizleme gereği duymamıştım.
"Hançeri yerinden çıkarmamalıydım, bu yüzden fazla kan kaybetti. Ben onun yarasına baskı yaparken siz bir an önce buradan çıkmanın bir yolunu bulun."
Söyledikleri yalnızca beni daha da panikletmekten başka bir işe yaramamıştı. Yerden kalkıp kafese ilerledim, Oscar dikkatle bizi izlemekteydi.
"Buradan çıkmanızın bir yolu var mı? Kafesin bir anahtarı olmalı, ya da bir çeşit büyü yapsan, olmaz mı?"
Anlamsızca kelimeleri ardı ardına sıralıyordum, heyecandan ve Oscar'ın anlayacağını bildiğimden anadilimde konuşmaya başlamıştım.
"Lara, sakin ol."
"Victoria'ya benim yüzümden bir şey olmasını istemiyorum, lütfen hemen çıkalım ve onu kurtaralım buradan."
Neredeyse ağlayacak kadar streste boğuluyordum, düşünceler birbirini takip ederek hızla zihnimde akarken birden bire aklıma Taika'nın evinde bulduğum kağıtlarla dolu tüp geldi. Onu bir diğer kafeste bırakmıştım, belki içinde işimize yarayacak bir şeyler bulabilirdim. Hiçbir şey söylemeden koşarak kapıdan çıkıp diğer kafese ilerledim, arkamdan diğerlerinin seslendiğini duysam da önemsemiyordum. Şimdi, önemli olan tek şey bir an önce buradan çıkmaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI DİYAR
FantasyYggdrasil, İskandinav mitolojisinde tüm diyarları birbirlerine bağlayan ve koruyan devasa dişbudak ağacıdır. Evrenin merkezindeki bu dişbudak ağacına bağlı olan, dokuz diyar bulunmaktadır: Niflheim: Sisler Diyarı Muspelheim: Ateşler Diyarı Asgard: A...