17. BÖLÜM

1.1K 121 24
                                    

"Evet Luhan havaalanındayım."

" Ama... bana neden haber vermedin"

Luhan'ın sesi üzgün geliyordu.

"Sen Sehun ile birlikteydin o yüzden haber veremedim."

" Peki nereye gidiyorsun."

" Kris ve Tao ile Cin'e gidiyorum. Kai ve Soo Güney Kore'ye geri  dönüyor. Japonya'da çok bile durdum."

Luhan'ın ağlayan sesi kulaklarına dolmuştu.

" Bende geleceğim "

" Hayır Lu orda Sehun'un yanında kal"

" Ama ben seni çok özleyecegim."

Arkadan Sehun'un sesi duyulmuştu.

" Luhan kiminle konuşuyorsun"

Baekhyun'un uçağının kalkacağına dair anons etmişlerdi.

" Luhan gidiyor gittiğimde seni ararım seni seviyorum"

Baekhyun telefonu kapatıp en önde el ele tutuşup giden abisi ile Tao'ya bakmıştı.

Ne zaman aşık olduğun önemli değildi. Aşık olduğunu bilmen önemliydi.  Ve bu ikisi sadece bir günde aşık olmuştu.

"Baek hadi..."

Abisinin kalın sesi kulaklarını doldurmuştu.

" Geliyorum "

Abisinden geriye kaldığı için koşmaya başlamıştı Baekhyun fakat bozuk olan bavulunun tekerleği herşeyi mahvetmişti.

"Lanet olsun!"

Baekhyun yere eğilip ortalığa dağılmış olan eşyalarını toplamaya başlamıştı. Bir el Baekhyun'un elini tutmuştu.

" Yardım etmemde mahsur yok sanırım "

LUHAN~SEHUN

" O kimdi Luhan"

Luhan nemli gözleriyle Sehun'a sarılmıştı.

" Baekhyun"

" Baekhyun?"

Sehun'un sesi biraz meraklı birazda kıskanç gelmişti.

" Arkadaşım Çin'e gidiyor"

Sehun Luhan'a daha çok sarıldı.

" İstersen burdaki işimi bitirdikten sonra onun yanına gidebiliriz."

Luhan gülümseyen yüzü ile Sehun'un yüzüne baktı.

" Gerçekten gider miyiz? O gitmeden önce çok üzgündü."

Sehun başını sallayıp Luhan'ı onaylamıştı.

" Şimdi benim işe gitmem gerekiyor."

" Ama... peki işin ne kadar çabuk biterse o kadar iyi hadi git..."

Luhan Sehun'u sırtından iterek dışarı çıkması için zorlamisti.

" Ama... Lu öpmen lazım"

Luhan koşarak Sehun'un dudaklarına kısa bir öpücük bırakmıştı.

"Hadi git"

Luhan bir adım geriye gittiğinde Sehun Luhan'ın bileğinden tutup kendine yaklaştırmıştı. Luhan'ın dudaklarına uzun ve sehvetli bir öpücük bırakmıştı. Ayrıldıklarında Sehun Luhan'ın kulağına nefesini vererek konuşmuştu.

" Eve geldiğimde bunun fazlasını alacağım Lu..."


CHEN

"Xiumin özür dilerim..."

Xiumin sinirli ve üzgün bir şekilde Chen'e bakmıştı.

" Ben... burda...ölme derecesine gelmiştim fakat sen...sen beni burda bırakıp onun yanına gittin Chen...Lanet olsun ateşim 40 geçmişti.  Ama sen beni bırakıp onun yanına gittin... Chen kaç yıldır dayanıyorum buna... beni bırakıp onun yanına gitmene bana ne zaman beni sevdiğini söyledin."

" Sana çıkma teklifi ettiğim zaman..."

" O gün beni sevdiğini söylemiyordun Chen...arkamdan gelen Baekhyun'a söylüyordun. Ama benim yüzüme bakarak söyledin. Fark etmeyeceğimi sandın değil mi?"

Chen kafasını sallamakla yetinmişti.

"Baekhyun'un yerini doldurmak istedin. Ve beni hiç sevmedin değil mi?"

" Evet"

Xiumin dolan gözlerini saklamak için arkasını dönmüştü.

" Arkamdan geleceğini düşünmüyorum ama olur ki beni aramak istersen arama Chen. Çünkü ben seni çoktan unutmuş olacağım..."

Xiumin kendine yalan söylediğini bildiği halde arkasında kalbini bırakıp gitmişti. Belki geri gelecekti. Belki ebediyete kadar onunla kalacaksın...




Y/n:
Oha iğrenç bir bölüm yazdım... :)
Bu arada 2 bin okuyucuya yaklaşıyoruz ve ben buna bile seviniyorum...
Okuyan, yorum yapan, beğenen herkese teşekkür ederim sizi seviyorum...
♥♥

Bir Kutu Şekerleme   {Baekyeol} |#Wattys2015|Where stories live. Discover now