XIUCHEN

1.1K 99 18
                                    

CHEN

"Sanırım artık ölme zamanım geldi desene Boazi"

Chen elindeki ayıcığına sıkı sıkı sarılmıştı. Karşısındaki eşi benzeri olmayan manzaraya baktı. Ölmek istiyordu. Uzaklaşmak,herkesden uzaklaşmak arkasından üzülecek biri varmı diye düşündü. Baekhyun, o zaten Chen diye birinin varlığını unutmuştu bile...

       Annesi, babası cenazesine en son gelecek kişiler onlardı. Sevmemişlerdi Chen'i çünkü babası öz babası değil annesi de tecavüz sonucu doğurmuştu Chen'i...

         En yakın arkadaşı, onun hiç en yakın arkadaşı olmamıştı ki...

          Xiumin, onu bırakmıştı. Oda neden gittiğini bilmiyordu Baekhyun'un yanına ama gitmişti işte... Gitmemeliydi... Yalnız bırakmamalıydı... Ama bu hatayı çok yapmıştı. O da biliyordu ki Xiu ona geri donmeyecekti.

          Onunla oyuncak ayısı bile gelmeyecekti. Ama sanki o yanında gelecekmiş gibi sıkıca tutuyordu Chen... Küçüklüğünden beri yanından ayrılmayan tek şeydi oyuncak ayısı her ne kadar bir gözü çıkmış ve içindeki pamuklar dışarı çıkmış olsada yanındaydı...

        Yere oturup etrafına baktı. Xiumin'i sevmişti. Sadece bunu ona gösterememişti. Her ne kadar Baekhyun'u kıskandırmak için onunla çıkmış olsa da aşık olmuştu bir kere. Aşk bu kadar ağır bir yük ise aşık olmak istemezdi. Baekhyun gittiğinde böyle hissetmemisti ama Xiu gittiğinde hayatı altüst olmuştu.

      Çimlere uzanıp gökyüzünü izledi. Okukdaki birkaç arkadaşı anlatırdı. Annesi ve babası ile Çimlere uzanıp bulutlardan şekiller bulmaya çalışırlarmış. Chen bunu duyduğunda çok mutlu olmuştu. Belki annem izin verir ve onunla birlikte bulutları izlerim diye düşünmüştü. Eve koşarak gidip annesine söylediğinde aldığı tek cevap

'Sen benim çocuğum değilsin Chen, bu yüzden bende senin annen değilim. Seninle böyle bir şey yapamam ne yapmak istiyorsan tek başına yap. Yalnız olmaya alışmalısın. Şuan küçük olduğun için yanındayım.  Büyüdüğünde tek başına olacaksın şimdi gidebilirsin. Ne yapmak istiyorsan yap...'

Şuan annesinin sözünü dinliyordu. Hala ona anne diyordu çünkü o annesiydi. Onu sevmese de onun kanındandı.

        Bulutlar ne kadar saf ve güzeldi. Küçüklüğünden beri bulutlara dokunmak istemişti Chen yavaşça elini at şekildeki bulutlar doğru uzattı. Ama yüzünde buruk bir gülümseme belirmişti. Dokunamamıştı. Uzandığı yerden kalkıp oturduğu yerdeki çiçekleri toplamaya başladı.

         Baekhyun'u tanımadan önce yine sınıf arkadaşlarını dinliyordu Chen. Babaları ile çiçek toplamışlar ve annesine götürmüşlerdi. Ama Chen babasını görmemişti. Yakışıklı olması gerekiyordu. Çünkü Chen yakışıklıyıdı. Görmek istiyordu babasını merak ediyordu. Kokusunu, yüzünü...

         Sonra Baekhyun ile sevgili olduğu zamanları hatırladı. Etrafındaki sevgililer herzaman birbirine aşık olduklarını söylüyorlardı. Ama Baekhyun sadece bir kere söylemişti. Hep özenmişti etrafındaki çiftlere el ele tutuşup geziyorlardi, birbirlerine sarılıp kalp atışlarını dinliyorlardi. Ama Baekhyun ile böyle şeyler yapmamışlardı. Baekhyun ondan ayrıldığında yine sevilmedigini düşünmüştü. Zaten öyleydi de...

         Sonra Xiu ile tanışmıştı. Yüzüne hayran kalmıştı. Ama kalbi Baekhyun'a karşı nefret ile doluydu onuda üzmek yaşadığı acıyı yaşatmak istemişti. Sırf bu yüzden Xiumin ile istediği şeyleri yapamamıştı.

      Tekrar elinde sıkı sıkı tuttuğu oyuncak ayısına baktı.

" Çok acınasıyım değil mi Boazi..."

Sonra yüzünde mutluluk belirtisi bir gülümseme belirmişti.

" Senin adın Boazi koydum diye ne kadar sinirlenmişti. Değil mi? Ama sen aynı ona benziyorsun. Ben senide seviyorum onu da..."

Yaşamdan pek fazla zevk almamıştı. Yalnız doğmuştu. Yalnız ölecekti. Doğanın kanunu buydu.

" Sadece ölürken yanımda sevdiğim birini istiyorum Boazi. Ahh sakın üzülme yanımda sen varsın o yüzden üzülmüyorum. Ama elimi tutacak biri gerekiyor değil mi? Herkes bunu ister ama bu istek benim için fazla sanırım..."

         Çok değil sadece iki gün önce ölümcül bir hastalığa yakalandığını söylemişti doktor...

Kimseye söylememişti.  Söylemek de istemiyordu. Boazi biliyordu onun için gerisi önemli değildi.

"Chen!"

Aşık olduğu ses bu sesin burda ne işi vardı. Burayı kimse bilmiyordu ki...

" Neden geldin Xiu"

Xiumin Chen'e sarılmıştı.

" Özür dilerim ChenChen ben... seni tanımak için hiç çaba sarf etmedim."

" Beni tanıman gerekmiyor. "

Xiumin Chen'in yanına oturup başını Chen'in omzuna koymuştu.

" Seni seviyorum Xiu sadece... sadece bunu ben gösteremedim. Ben sen her uyuduğunda kalp atışlarını dinliyordum. Hergün seni sevdiğimi söylüyordum içimden... ama asla bunu dışarıdan gösteremedim Xiu... Yapmak istemediğimden değil ben denedim ama... ben hiç sevilmedim ki Xiu onun nasıl yapılacağını bilmiyordum. Hep birinin bana öğretmesini istemiştim. En son öğrenebilecek sen çıktın karşıma ama ben düşünemedim bana sevmeyi öğretebilecegini. Hep seni sevmediğimi düşündün. Aksine ben sana canımı verebilecek kadar seviyordum... Xiu ben ölüyorum. Bunu bir tek Boazi biliyordu. Şimdi de sen öğrendin... Sırrımı tutabilecek misin?"

Xiumin akan gözyaşlarını silip Chen'in dudaklarına masum bir öpücük bırakmıştı.

"Sakın bana öleceğini söyleme Chen öyle birşey olmayacak. Buna izin veremem ben senin her zaman yanındayım."

Chen başını döndürüp Xiumin'in sevimli yüzüne baktı.

"Xiumin gezelim mi? Elini tutma istiyorum. Saçlarına dokunmak, saatlerce yüzüne bakmak, yüzünü ezberlemek, ben yanlış geldim bu dünyaya Xiu ama gitmeden önce senin yüzünde cenneti görmek istiyorum. Cenneti yaşamak istiyorum. Bunu fazla görme bana..."

Xiumin Chen'e gülümsemişti.

"Ne istiyorsan onu yapalım Chen"

Y/N:
Fazla mı dram oldu ne...
Xiumin ve Chen'e özel bir bölüm ayırmak istedim...
Her neyse her zaman dediğim gibi...
Sizi Seviyorum ~ ♥

Bir Kutu Şekerleme   {Baekyeol} |#Wattys2015|Where stories live. Discover now