24. BÖLÜM

1K 87 10
                                    

BAEKYEOL

" Günaydın! "

Baekhyun ağzını şapırdatarak etrafına bakınan sevgilisini izlerken söylemişti.

" Günaydın Sevgilim "

" Acıktım"

Chanyeol kıkırdamıştı.

" Genellikle sabah uyanan kişiler acıkır."

Baekhyun şaşkın şaşkın Chanyeol'e bakmıştı.

" Ciddi olamazsın?"

" Bu ciddi zamanımı sana evlenme teklifi ettiğim zaman görebilirsin ancak..."

Baekhyun'un kalp atışları durmuştu. Konuşmaya çalışıyordu ama bir türlü ağzını açıp bir kelime söyleyemiyordur. Chanyeol Baekhyun'un bu aptal ifadesine gülmüştü.  Baekhyun'a sarılıp kulağına fısıldamıştı.

" Zamanı geldiğine evleneceğiz umarım bunu biliyorsundur..."

Baekhyun geriye gidip Chanyeol'ün yüzüne bakmıştı.

"Tabiki de evleneceğiz salak... aniden söyledin... tuhaf oldu..."

" Zaten evlenmek istedigini insanlar aniden söyler? "

" Doğru"

TAORIS

" KRIS SENİ SEVİYORUM!"

Tao ve Kris Iguazú Şelalesinin yanına gelmislerdi.Tao burda sesinin yankılanıp yankılanmadığını kontrol ediyordu.

" Yankılandı..."

" Bir sürü kişi beni seviyor gibi hissettim..."

Tao Kris'e sinirli bir şekilde dönmüştü.

" Ama ben seviyorum sana yeter..."

Kris düşünüyormuş gibi yaptı.

"Hmm... yeter mi acaba..."

Tao Kris'in koluna yumruk attı.

" Tabi yeterim ben sana..."

Kris Tao'nun sinirlendiğini fark etmişti zaten sinirlendirmek için söylemişti. Tao'yu kolundan çekip beline sarılmıştı sıkıca...

" Hatta benim gibi birine fazlasın bile..."

Tao kıkırdamıştı.

" O zaman gideyim ben sana fazla isem başkasını bulayım..."

Kris gülmüştü.

" Seni benden başkası kabul etmez..."

" Öyle mi düşünüyorsun... yani etrafımda bir sürü insan var benim..."

Kris Tao'yu geri çekip yüzüne yaklaşmıştı.

" Kim olduğunu söyle bana..."

" Hapse girmeni istemiyorum..."

Kris Tao'nun dudaklarından uzun bir öpücük almıştı.

" Sen sadece benimsin... başkasını olamazsın... olsanda olma yani olmazsın öyle işte..."

Tao Kris'in bu şapşal hallerini çok seviyordu. Bazen aptal gibi davransa da o sadece seviyordu.

" Zaten öyle birşey istemiyorum..."

" O zaman bir daha böyle şeyler söyleme..."

Kris gerçekten üzülmüştü.

" Oooo... benim koca bebeğim üzülmüşmü..."

" Yah daha kaç kere söylemem lazım bana öyle seslenme..."

Tao tekrar şelaleye dönmüştü.

" Iyi bir daha söylemem..."

Kris Tao'nun beline sarılıp çenesini Tao'nun omzuna koymuştu.

" Daha yaratıcı birşey bulmamız lazım..."

" Ne gibi..."

" Yakışıklı prens..."

" Siktir git Kris..."

Kris gülmüştü.

" Senin gibi birine yakışmıyor Tao..."

" Ama gitti yere yakışıyor..."

Kris Tao'ya daha sıkı sarılmıştı. Tao'nun boynuna minik minik öpücükler bırakıyordu.

"Tch tch tch... ben sana böyle mi öğrettim Tao..."

" Yah Kris... Onu benimle dalga geçmeden önce aklına getirseydin... ve yeter Kris boynumu su içinde bıraktın. "

Kris Tao'nun kulağına fısıldamıştı.

" Seni seviyorum"

Tao arkasını dönüp Kris'in yüzüne bakmıştı.

"Bende seni seviyorum..."

XIUCHEN~SULAY

"Hastane nerde Xiu..."

Doktorun Güney Kore'ye nakletmesinden sonra ilk uçakla Kore'ye gelmişlerdi. Fakat sorun şu ki hastaneyi bulamamışlardı.

"Bence şurası..."

" O - ohh sanırım burası baksana ismine. .."

Xiumin elindeki kağıda baktıktan sonra hastanenin adına bakmıştı.

" Hadi girelim..."

Chen elindeki valizi zarzor çekip içeri girmişti. Danışmana doktoru sorduktan sonra doktorun odasına girmişti.

Odada onlardan başka bir çift daha vardı.

"Hoşgeldiniz"

Doktor gidip içeri bgiren çiftin elinin sıkmıştı.

" Bize bu sabah haber verdiler geleceğinizi... bu çift kalbi vermek isteyen çift..."

Chen ve Xiumin koltukta oturan sevimli çiftin önünde eğilmişti.

" Sizde çok minnettariz..."

" Lütfen öyle demeyin... bu annemin bir isteğinydi ve biz sadece onu yerine getirmek istedik..."

Chen doktora dönmüştü.

" Ben kalbini alacağım kişiyi görebilir miyim?"

" Emin misiniz?"

Chen sadece başını sallamıştı. Doktor içerdeki çifte dönmüştü.

" Bir sorun olur mu?"

Suho Chen'in yüzüne bakmıştı.

" Tabiki de istiyorsa..."

Doktorda ile beraber morga doğru yürümeye başlamışlardı.

"Neden öldü..."

" Kanser"

Genç doktor Chen'i cevaplamıştı.

" İçeri geçin..."

Doktor soğuk beyaz odanın kapısını açmıştı. İçerisi her ne kadar korkunç dursada herkesin geleceği yer burasıydı. Doktor beyaz çarşafı kaldırırken Chen karşındaki cesede bakmıştı . Gözleri dolmuştu. Onunla böyle karşılaşmak istemezdi.  Ama olmuştu bir kere... sıcak gözyaşları cesedin üzerine akarken aklından geçen tek şey... O kalbi gerçekten alması gerektiğiydi... Peki o kişi kimdi...

Bir Kutu Şekerleme   {Baekyeol} |#Wattys2015|Where stories live. Discover now