~9~

43.2K 1.2K 168
                                    

İyi okumalar ❤

Uyandığımda etraf karanlıktı Araz koltukta uyuyakalmıştı bir süre onu izledim uyanıkken o suratında ki buz duvarlar değil uykunun o tatlı masumluğu vardı suratında. Sayıklamaya başladığında meraklandım ve ne dediğini duymak için yerimden kalkıp parmak uçlarımda yanına gittim.

"Anne beni bırakma." diye sayıklıyordu acı çekiyordu ve onu böyle gördükçe içim acımıştı sarılmak istedim sımsıkı sarılmak istedim. Babası neden annesini öldürmüştü ki ? Hangi vicdansız annesi evlatsız , evladını annesiz bırakır ? Sebebi ne olabilir ?

Koltuğun ucundaki battaniyeyi alıp Araz'ın üzerine örttüm bir süre uyuyan o masum yüzünü izledikten sonra tekrar yerime geçtim. Annem ve babam ne yapıyorlardır acaba ? Beni arıyorlar mıdır yoksa her zaman ki gibi görmezden mi geliyorlardır ? 

**

Sabah uyandığımda Araz çoktan uyanıp gitmişti banyoyu bulup elimi yüzümü yıkadım aynadaki yansımama bakmak istemediğim için havluyla kurulanıp banyodan çıkıp mutfağa geçtim karnımdan gelen sesleri durdurmam gerekiyordu. Dolabın kapağını açtığımda ağzına kadar dolu olduğunu görünce biraz şaşırmıştım doğrusu Arazdan bu düşünceliliği beklemiyordum.

Daha fazla oyalanmayıp kahvaltılıkları çıkartıp masaya yerleştirdim meyve suyunu da aldıktan sonra masaya oturup kahvaltımı yapmaya başladım.Kapının sesini duyduğumda Araz'dan başka kimse gelmeyeceği için umursamayıp yemeye devam ettim. 

Birkaç ayak sesinden sonra karşımda ki sandalyenin çekilme sesini duysam da kafamı kaldırıp bakmadım bakmak istemiyordum ama onun bana baktığını hissedebiliyordum. Daha fazla dayanamayıp çatalımı tabağın kenarına koyup oturduğum yede dik bir pozisyona geçtim ve kollarımı birbirine kenetledim bu saçmalığın son bulması lazımdı.

''Araz bırak beni gidim.''

Dalga geçtiğini belli eden gülümsemesini ortaya koyarak dirseklerini masaya koyup ellerini birbirine kenetledi.

''Buradan kurtulmayı düşünüyorsan öyle bir umudun varsa olmasın öyle bir şey olmayacak.''

Kalkıp gittiğinde bende peşine düştüm kapıdan çıkacakken kolundan tutup kendime çektim.

''Sen ne saçmalıyorsun Araz kendine gel bu işler çocuk oyuncağı değil iş polise gitmeden vazgeç şu işten annem ve babam böyle şeyler yapacak insanlar değiller annene gerçekten çok üzüldüm ama yanlış düşünüyorsun annem ve babamın senin babanla ne gibi bir bağlantısı veya tanışıklığı olabilir ? Elinde kanıtın var mı peki ?''

''İllaki kanıt duymak istiyorsan telefon görüşme kayıtları elimde o şerefsize yardım etmişler bu apaçık ortada !" dedikten sonra çekip gitti kapıyı kitlemeyi de unutmadı. 

Nasıl ? nasıl yapabilirler böyle bir şeyi ? annem ve babamdan bahsediyoruz burada annem ve babam ! 

Gözüm kararmaya başladığında elime ne geçtiyse duvara attım vazo ,bardak, kumanda... Bir yandan bağırıp bir yandan hüngür hüngür ağlıyordum. Bir süre sonra enerjim tükendiğinde duvara yaslanıp dizlerimi kendime çektim kafamı dizime yaslayarak sessiz sessiz ağlamaya devam ettim.

ARAZ'IN AĞZINDAN

Eve geldiğimde her yer dağınıktı yerlerde cam kırıkları vardı. Gözüm Sahra'yı araken köşede duvara sinmiş ağladığını gördüm yanına gidip sessizce oturdum vücudu kasılmıştı eliyle gözlerini silip bana baktı.

"Ne var niye susuyorsun vursana hadi bağırıp çağırsana !"

Yüzüne bakmaya devam ettim yüzü bebek gibiydi gözlerinin maviliği çok güzeldi kızarık gözleri ve burnu onu çok şirin gösteriyordu.

Ne dedim lan ben az önce kendine gel Araz kendine gel lan o anneni öldüren şerefsize yardım edenlerin kızı saçma sapan şeyler düşünme sikmim belanı.

Ben kendime söverken Sahra söylenip ayağa kalktı.

"Kıyafete ihtiyacım var."

Bende ayağa kalkıp karşısına dikildim.

"Halledilir."

"Araz duş almam gerekiyo iyice kokarca oldum iç çamaşırlarına pijamaya kıyafete ihtiyacım var."

Hayatımda ben bu kadar geveze bir kız görmedim.

"Birazdan gider ayarlarım bir şeyler." 

SAHRA'NIN AĞZINDAN

Banyoya gidip elimi yüzümü yıkayıp saçlarımı da topuz yapıp tekrar Araz'ın yanına gittim her yer cam kırıklarıyla doluydu baya bir dağıtmışım bir şey söylemeden etrafı toparlamaya başladım camları dikkatle toplayarak çöpe attım.

Cebinden telefonunu çıkartıp bana uzattığında şaşkınlıkla ona baktım.

"Begüm'ü ara hoparlöre ver beş dakikan var eğer tek bir kelime bile ağzından bişey kaçırırsan..."

"Tamam tamam ver hadi."

Sevinerek hemen telefonu elinden aldım sanki az önce ağlayan ben değildim. Her neyse Begüm'ün numarasını ezberlemiştim iyi ki hemen numarayı çevirdim uzun süre çaldıktan sonra açtı.

"Alo kimsiniz ?"

"Begüm benim Sahra."

"Nerelerdesin kızım kaç günden beri evine gittim annen perişan kiminlesin ?"

"Begüm nefes al  annem perişan mı hah benim varlığımdan haberdarlar mıymış."

Histerik bir kahkaha attım.

"Sahra ne saçmalıyorsun sen ? annen sürekli ağlayıp duruyor kadın perişan diyorum sana hemen yerini söyle neredesin !"

Göz ucuyla Araz'a baktığımda dikkatle bana bakıyordu bakışlarımı başka tarafa çevirdim.

''Begüm benim kapatmam lazım.'' deyip cevap vermesini beklemeden kapattım telefonu tekrar Araz'a uzattım.

''Teşekkür ederim.''

Cevap vermeden çıkıp gittiğinde benimde yapacak bir şeyim olmadığına göre uyumaya karar verdim ve koltuğa kıvrılıp battaniyeyi üzerime örtüp yastığa sarılarak gözlerimi kapattım.

BUNDAN SONRA BENİMSİNWhere stories live. Discover now