We're Not Friends / ❝Wolfstar❞

‌another mindless crime

Sirius daha 15 dakika kadar önce hiç tanımadığı bir Hufflepuff kızıyla Büyük Salon'da kahvaltı yapıyordu. Kız onunla beraber Gryffindor masasına oturmuştu ve yaptığı bu incelik Sirius'un hoşuna gitmişti.

Açıkçası kızın aşırı güzel olduğunu düşünmüyordu ama eğelenceliydi. Normalde onunla en fazla arkadaş olmaya çalışırdı, sadece arkadaş.

Çünkü şu sıralar aklında sadece bir kişi vardı. Gerçi onunla da arkadaştı ya.

Şimdiyse belki bu kızı Rem'i aklından atmak için kullanabilirdi. Kullanmak biraz acımasız kaçıyordu ama yapacağı şey buyken kelimelerle hafifletmesine gerek yoktu. Belki Sirius Remus'un onu kıskanıp kıskanmayacağını da merak etmişti. Çok az merak etmişti.

Çocuk kesinlikle kıskanmıyordu. Ya da aşırı iyi bir oyunculuk becerisi vardı. Sirius bu kızgınlıkla onu gözetlemeyi bıraktı.

Gerçi çocuk bakmıyor değildi ama o kadar umurunda değilmiş gibiydi ki Sirius orada bulunup bulunmadığından emin olamıyordu. Belki de gerçekten o kadar umurunda değildi.

Sirius bu düşüncelerine anlam veremiyor, kendine kızıyordu. O Remus'un arkadaşlığını seçmemiş miydi? Şimdi yaptığı, bu kararını gölgede bırakıyordu. Yine de Sirius buna engel olamıyordu.

Kendiyle çelişkiye düşmeyi bırakıp kızla olan konuşmasına döndüğünde ondan hafta sonu Hogsmade'e gitme sözü aldı. Kızın adı Anna'ydı, omuzlarına değmeyen kahve saçları vardı. Dışarıdan bakıldığında çok bir özelliği yoktu ama yüzünde bir yara izi vardı, tam sağ yanağının ortasından başlayıp kulağının altına, çene kemiğine inen soluk bir yara iziydi. Sirius yanlış anlar diye ona bunu sormamıştı ama haftasonu sorabileceğini düşündü.

Çapulcular'la Biçim Değiştirme'ye girmek için yürürken James, Peter ve Remus'la konuştuğu şeyi bırakıp onlara çok katılmayan Sirius'a döndü. "McGonagall'ın geçen hafta bize verdiği cezadan Slytherin'ler de nasibini almış." dedi sırıtarak. Sirius da güldü.

Bahçede sözlü tartışmadan sonra düello başlattıkları için Hogsmade'e gitme yasakları uzamıştı ve birileri McGonagall'a onların Hogsmade'e kaçtığını ispitlemişti. Şimdi daha dikkatli olmak zorundaydılar çünkü McGonagall, bir dahakine sene sonuna kadar ceza cerebileceğini ima etmişti.

Peter aniden ona dönüp gülümseyerek sordu. "Pati, şu sabahki kız ne iş?"

Sirius elinde olmadan Remus'a baktı, neyse ki çocuk kendisine dönüyorken yakalanmadan Peter'a dönebilmişti. "Hufflepuff, sohbeti iyi. Hogsmade'e gitme sözü aldım." dedi gülerek.

James gözlüğünü düzelterek ona döndü. "Siri, bu sefer de ispitlenirsek kaçışımız olmaz."

Remus aniden ortalarına girdi. Hala yürüdükleri için sağa sola yalpalamışlardı. "Çatalak haklı, sene sonuna kadar Hogwarts'a tıkılmak istemeyiz."

Sirius neredeyse sırıtıyordu. Oysa çocuğun kıskanmadığı açıktı. Yoksa değil miydi?

Peter arkadan onun sırtını patpatladı. "Rem haklı, kızla dikkatli olun. Adı neymiş bu arada?" Arkaya baktığında Pete ona göz kırptı.

Sirius önüne dönerken bu sefer sırıtmasını tutamamıştı. "Anna."

James tek elini yumruk yaparak Sirius'un koluna vurdu."Bir gün herkes kendi zambağını bulacak, dostum!"

Sirius Remus'a baktı. Çocuk da ona bakıyordu. Evet, bir gün herkes kendi zambağını bulacaktı.