Bilinmeyen Numara: Dizginlerini an olsun bırakmadığın öfkenin seni zehirlemesine daha ne kadar müsaade edeceksin?
(Görüldü.) ✔✔
Kamer: Sanane?
Bilinmeyen Numara: Ben... Bilmem...
...
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
🌙
"Adımızıyaşar, yaşatırız." demişti, lise yıllarımdatanıştığımedebiyatöğretmenim.
Sorgulamamıştım, zirâ doğruolduğunu hep bilmiş ve yaşamıştım.
Ben Katre.
Adımın anlamı, damla.
Ve ben ömrüm boyu, şu koskoca kâinatta, tıpkı adım gibi, yalnız bir toz zerreciğinden ibâret olmuştum, varlığı yahut yokluğunun gram mânâ ifade etmediğideğersiz bir tanecik.
Ben Katre.
An olsungörmediğimbabamınisteğiüzerine bana verilen adın kinini güden, kendine annelik dâhiyapmaktan gocunulan bir kızım.
Oysa, yalnız bir kitaptan esinlenilmiş basit bir isme sahip oluşum kaderim olmuştu.
Katre-i Mâtem...
Ve tıpkı ilham kaynağıolduğu gibi adıma, ömrümün her anındahüzün damlalarını yudumlamıştım, tek tek.
Göğsümde bir namlu, avucumda bir kabza, parmak ucumda bir tetik ve elimde bir silah vardı. Yanımda sevdiğim adam, karşımda ise beni sevenadamın babası, basmak üzere tehditvari bir edayla dokunduğum tetiği çekmemem umuduyla korku dolugözlerini bana dikmişlerdi.
Yapar mıydım ki?
Yalnızgeçici bir süreliğinebekçilikettiğim emanet bir canı almak elbet haddime değildi, ancak kaybetme korkusu mantığıma öyle hunharca saldırıyordu, öylehırpalıyordu ki ruhumu, akıl sağlığımın yerinde olduğundan şüpheliydim.