Bilinmeyen Numara: Dizginlerini an olsun bırakmadığın öfkenin seni zehirlemesine daha ne kadar müsaade edeceksin?
(Görüldü.) ✔✔
Kamer: Sanane?
Bilinmeyen Numara: Ben... Bilmem...
...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
🌙
Korku, insanların milâdı idi.
Adem'in cennetten kovuluşuna sebep, Havva'nın sözünü dinlemeyip onu kaybetme korkusuydu. Yusuf'u kuyuya düşüren, kardeşlerininbabalarının sevgisinden mahrum kalma korkusu ve Ebu Talib'i bilip inandığı halde imandan alıkoyan da halkıngözündeki itibarını yitirme korkusu değil miydi?
Tarihe geçen nice olayın bilinçaltında gebe kaldığıtürlü korkular mevcuttu.
Ve benim korkum, ay ışığımın yokluk ihtimaliydi.
Yokluğunu hayale dâhi cür'et edemeyecek kadar aciz yüreğim, yalnızihtimalinde bile titreyerek hıçkırıklara boğulurdu.
Ve biz, korkularımız ileyüzyüze gelmeden hiçbir zaman onlarımağlup edemezdik. Kaçakbir dövüşün neticesi, ardına bakmadan saklanan kişininkarşı tarafa kazandırdığıhaksız bir zafere sebepti.
Kayıp mı etmiştim, peki?
Ardımadönüprotamı ay ışığımın menziline çevirdiğimde, korkularım onlardan kaçmaya yeltendiğimi düşünmüşte zafer nidâları ondan mı kulaklarımda çınlamıştı?
Eşiği atlamaya ramak kala adımım havada durakladı, sendeledim. Kapıpervazına canhıraş tutundum, tırnaklarımçelikyüzeyesaplanıp derin çiziklerbırakacak kadar çaresizliğindoğurduğu vahşetten nasibini almıştı.
Korkularım, ensemdeydi.
Donukgözlerindekiçirkinliğialdırış etmeksizin nasırlı ellerindeki bıçağı bileyen bir seri katil kadar soğukkanlı ve kanıma susamışlardı.
"Ölmekistemiyorum." diye fısıldadım, belimdeki peyda olan kesif acınınetkisinde hırıldayarak.