on üç

20.1K 2.3K 6.9K
                                    

13

"Çok uykum var, derse girmek istemiyorum."

"Yiyorsa girme."

"Yemiyor."

Jisung dudaklarını ağlayan bir bebek gibi büzüp burnunu art arda çekerek ağlar gibi yapmıştı. Changbin dümdüz karşıya bakarak oturuyordu. Hyunjin de ayağını sallıyor arada masanın ayağına vurarak zaman öldürüyordu.

"Arkadaşlar ben bir şey fark ettim," dedi Jisung. İkisi ona bakarken masaya doğru eğilip kimse duymasın diye sessizce söylemişti. "Soruları çaldıktan sonra Minho benimle hiç konuşmadı. Eskiden günaydın derdi, şimdi onu da demiyor. Halbuki benim sayemde yüz alacak."

Jisung geri çekildiğinde Changbin umursamadan karşıya bakmaya devam etmişti. Sabahları Jisung ve sorunlarını dinlemek için fazla gergin oluyordu.

"Abartıyorsundur," dedi Hyunjin. Zaten ne yapmasını bekliyordu ki kucağına atlamasını mı? Çocuğa soruları verme amaçları onu kullanmaktı.

"Arkadaşlar," diye yükseldi önce Jisung. Sonra dikkat çektiğinin farkına varıp sesini alçattı. "Ben bir şeyi abartmıyorum. Yüzüme bile bakmıyor."

"Niye baksın?"

"Niye bakmasın?"

Beklediği desteği arkadaşlarından alamayan Jisung öfleyerek sağa sola bakarken kantine giden Jeongin'i görmesiyle çocuğa el sallamıştı. Jeongin anlık bir gülümseme ile çocuğa bakarken Hyunjin'in kafasını ona çevirmesiyle kantine doğru yürümeye devam etmişti.

Jisung çocuğun biraz soğuk davrandığını düşünse de üstelemeden kendi derdini düşünmeye devam etti. Hyunjin ise kantinin kapısına bakmaya devam ediyordu.

Changbin ona dönüp "Sen nereye bakıyorsun," dediğinde kafa sallayıp önüne dönmüştü.

"Ee arkadaşlar Minho'nun bana aşık olması için ne yapıyoruz? Ben kaçıralım diyorum."

"Ciddi ciddi ondan mı hoşlanıyorsun?"

"Ne var abi? Mis gibi çocuk."

"O yüzden diyorum ya. Mis gibi çocuğun hacı misi gibi çocukla ne işi olur?"

"Sonuçta ikimizin de ortak bir noktası var Changbin. Kalpsizsin."

Hyunjin elini Jisung'ın omzuna atıp gülerken Jeongin kantinden çıkıp okul binasına girmişti. Ders zili ve ardından çalan öğretmenler ziliyle masadan kalktıklarında Jisung geçen zamanı yeni farkediyordu.

"Jeongin niye yanımıza gelmedi?"

***

"Burda ne demek istiyor?"

Jeongin'in sadece Kore Edebiyatı dersinde ve hocayı anlayamadığı zamanlarda konuştuğu yabancı sıra arkadaşı Yongbok ders kitabında yazan şiirin ikinci mısrasını işaret ettiğinde Jeongin uzanıp gösterdiği yeri okumuştu.

"Bilmiyorum, eski korece. Hocaya sor istersen ama önemli bir şey değil."

Yongbok kafa sallayıp önüne dönerken Jeongin de kitabına çizdiği garip şekillerin içini boyamaya geri döndü.

kaç yoksa dayak yiyeceğiz ーhyuninWhere stories live. Discover now