Lütfen bölüme başlamadan önce yıldıza dokununuz.
herdem6060 beni takip etmeyi unutmayınız.
Ana sayfamda instagram linkim vardır. nerimanvurgunkitaplari instagram hesabını takip ederseniz çok eğleneceğinize inanıyorum.
İYİ OKUMALAR SİZLERİ SEVİYORUM.
"Evet korkmalısın! dedi ve bal dudaklara sahip oldu. Hüseyin Alaz içinden geldiği gibi kendinden vererek öpücüklerini sıralarken, Tuğsem gözlerini kapatmış anın tadını sonuna kadar yaşamaya başladı. Dilleri birbirine geçerken hangisinden çıktığı belli olmayan inlemeyle daha çok kendilerinden geçtiler.
Tuğsem'in elleri Alaz'ın saçlarına asıldı. Sanki aralarında mesafe varmışta kapatmak istercesine kendine çekerek öpmeye devam etti. Yaptıklarına şaşırmayı bırakalı çok olmuştu. Konu Hüseyin olunca birlikte her yaptıkları doğru geliyordu ve şu an adamın kucağına yatmış deliler gibi öpüşmesi de buna dahildi. Telaşlı ama tutkulu öpücükleri nefes almak için ayrıldıklarında bile etkisini koruyordu.
Alaz, Tuğsem'in yanağından tutarak başını göğsüne yasladı. Sabahtan beri tek istediği sevdiğiyle bu şekilde yakın olmaktı. Duygularını tamamen kabullendiğinden ve artık ilişkilerine isim koyduklarından mıdır nedir? Öyle mutlu öyle tamamlanmış hissediyordu ki sevdiği kadınla böyle sımsıkı olmak istiyordu. Tuğsem'in hızlı nefes alışlarından hala heyecanlı olduğunu anladığında yine gülümsedi. Artık bu kadın olmadan yaşayamazdı. O duygu yoğunluğuyla o iki kelime yürekten çıktı.
"Ölürüm sana!"
"Hayır birlikte yaşayalım! Hem ne meraklısın ölmeye..."
"Hemen kızma sevgilim, sana olan duygularım öyle taşkın ki sanki sadece o kelimeyle anlatabilirim gibi geldi."
"Olsun yine de ağzına alma bir daha, biz hep birlikte yaşayalım. Her şeyi ama her şeyi paylaşalım. "
"Tamam bir daha o kelime yok."
"Hüseyin!"
"Söyle sevdiğim!"
"Kalbim senin ellerinde... O bundan sonra sana emanet!"
"Ya kadın! Bu nasıl seni seviyorum demek," diyerek Tuğsem'in başını kaldırıp, bakışlarını birleştirdi.
Genç kadının duygusallıktan dolan gözlerine bakarken, içinden gelen ağlama isteğine anlam veremedi. Alnına dudaklarını bastırdı. İçten bir öpücükten sonra yine gözlerine baktı. Tam emanetin canımdan öte bundan sonra diyecekken Tuğsem elini dudaklarına koydu. Konuşmasını engelledi. Bir iki defa yutkundu. Sanki söyleyeceklerini toparlayamıyor gibiydi.
"Senin için çarpmaya başladığını anladığım anda kalbime kızdım. O seni sevmez dedim. Gönül eğlendirir ve gider. Çok üzülürsün, çok özlersin, özledikçe de çok acı çekersin. Bu yüzden uzak dur Tuğsem dedim. Ancak kalbimi ikna etmeye çalışırken, ruhum sana koştu. Zor olsa da kabullendim. Emanetine sahip çıkacağına inanıyorum artık... Hiç ayrılmayalım olur mu?"
Alaz hayatında ilk defa duygularının içine sığmadığını ve titrediğini hissediyordu. Belki de bedenide titriyordu. Öyle duygusallaşmıştı ki ne hissettiği bile önemini yitirmişti. Çünkü şu an ve bundan sonra ki hayatında Tuğsem'den daha önemli hiçbir şeyi olmayacaktı. Bu kadın başkaydı ve onundu.
"Seni çok seviyorum demekten başka bir şey gelmiyor elimden, keşke senin gibi içimdeki duyguları kelimelere dökebilsem. Ama korkma sevdiğim hiç ayrılmayacağız Allah'ın izniyle, asla bırakmayacağım seni. Sen benim karım, çocuklarımın annesi olacaksın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞIMIN TACI (Tamamlandı)
General FictionBIÇAKÇI aşiretinin ağası Hüseyin Alaz'ın töre denen saçmalıklar silsilesi ile mücadelesini ve hiç ummadığı bir zamanda uğradığı saldırı sonucu tanıştığı doktor Tuğsem'le çekişmeli ilişkilerini okumaya ne dersiniz. Urfa'nın sert ağasının gri mavi g...