~ÖZEL BÖLÜM~

3.5K 171 65
                                    

HERKESE MERHABA... BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM VE BUNUN İÇİN SİZLERE ÖZEL BİR BÖLÜM YAZMAK İSTEDİM. BU BÖLÜMÜN ANA HİKAYE İLE HİÇBİR BAĞLANTISI YOK VE ANA HİKAYEYİ ETKİLEMEYECEKTİR. BU BAKIMDAN AKLINIZ KARIŞMASIN... BÖLÜM BENİM ÇOK HOŞUMA GİTTİ. UMARIM SİZDE BEĞENİRSİNİZ. KEYİFLİ OKUMALAR :D

Karaca elindeki torbaları yere koydu ve soluklanmaya başladı. Fadik Teyze ile pazara gelmişlerdi. Öğlenden beri sebze ve meyve alıyorlardı. Yorulduğunu hissetti. Hava çok sıcaktı. Sıcaklar insanın enerjisini sömürüyordu. Oflayarak torbaları tekrar eline aldı ve yürümeye başladı.

Bir süre sonra Fadik Teyze'nin önünde olmadığını fark etti. Etrafa bakındı ama yoktu. Hafiften tırsmaya başladı. Adana'ya geleli çok olmamıştı ve burada kimseyi tanımıyordu. Geldiği yöne doğru ilerlemeye başladı. Hiç olmazsa eve gitmeye çalışırdı. Tabi yolu hatırlayabilirse...

"Aferin Karaca... İyi halt yedin." diye söylenerek ilerlemeye başladı. Pazar gözüne kocaman bir labirent gibi gözüktü. Çıkışı bir türlü bulamıyordu. En sonunda bir çıkıştan çıktı. Mahalle arası gibi bir yerdeydi. Etrafta bir sürü tekinsiz tip vardı. Pazara geri mi dönsem? diye düşündü. Tam dönüp gidecekti ki aniden onu gördü.

Azer bir grup arkadaşıyla duvara yaslanmış konuşuyordu.

Derin nefes aldı ve rahatladığını hissetti. Azer buradayken korkmasına gerek yoktu. Yanına ilerlerken onu inceliyordu. Onda bir gariplik vardı. Renkli gömlek, kot pantolon ve kırmızı spor ayakkabı giymişti. Kırmızı ayakkabı? Azer'i asla bunları giyerken görmemişti. Hatta Azer hayatında kırmızıyı hiç kullanmazdı. Yavaşça yanına doğru yürüdü.

"Azer? Sen ne arıyorsun burada? Ne ara geldin?"

Ona seslenildiğini duyunca kafasını çevirip baktı. Yüzünde garip bir ifade vardı. Karaca'yı baştan aşağı süzdü ve gülümsedi. Gülümsemesi bile garipti. Sanki Karaca'yı daha önce görmemiş gibi bakıyordu.

"Hayırdır? Yolunu mu kaybettin?" diyip göz kırptı.

"Yol? Anlamadım Azer?"

"Ohoo babba bu kızın kafa uçmuş. Hap mı attın lan?"

"Ne hapı Azer ne diyorsun sen ya? Sabahtan beri öldüm zaten sıcaktan. Sen ne ara geldin ki hem? Neyse Fadik Teyze'yi pazarda kaybettim. Eve götürsene beni."

Son cümlesini söyleyince ortamda bir ooo sesi duyuldu ve herkes dönüp Azer'e bakmaya başladı. Ne olduğunu anlamamış gibi bakıyordu.

"Götürürük yavrum götürürük de Azer kim lan?"

"Ee sensin işte..."

"Ben... Azer'im?"

"Cio ne diyür bu kız amınakoyim? Kafa gidik bunun belli."

"Kes lan Berto! Kızın yanında adam gibi konuş piç herif!"

Anlamama sırası Karaca'ya gelmişti. Kendi aralarında bir şey konuşup, boğuşuyorlardı. Karaca biraz daha bakınca onun Azer olmadığını anladı. Azer asla böyle giyinmezdi. Bu tarz mahallelerde takılmazdı ve sokak jargonu ile konuşmazdı. En azından Karaca'nın yanında düzgün konuşmaya dikkat ediyordu. "Ne oluyor? Neye bulaştın sen Karaca?" diye sordu iç sesi. Kendi sorusunu bile cevaplayamıyordu.

PerestişWhere stories live. Discover now