Ölmemişiz ✨

4.1K 223 3
                                    



3-4 gündür ne Ecem ile neden bir başka kişiyle konuşuyordum. Çünkü sınavlara çalışmam gerekiyordu, full derslerle yoğundum, ecemde aynı şekilde muzdaripti. Beni arayarak hep gittiğimiz cafe de buluşmak istedi hazırlanıp hemen evden çıktım.

Cafeye geldiğimde Ecem'i beklemiştim, geldiğinde ise hemen kahve söylemişti. Bana yönelerek
"Ufff çok özledim yaaa" diyerek sarıldı. Öyle bir sıkıyordu ki oracıkta öleceğim sandım, zaten zayıfdım.

"Ne anlatacaklarım var sana, bomba bomba resmen."
"Neyy ki"
"Gökhan ile biz takılıyoruz."
"Nasıl yani! Yuuuh. Şimdi mi öğreniyorum"
"Ya ciddi değil öyle bir flörtleşme gibi uf bilmiyorum. Hatırlıyor musun hani numarasını almıştım Egenin annesi vefat ettikten sonra."
"Aynen"
"Heh işte ondan beri konuşuyoruz."
"Ve sen şimdi söylüyorsun."
"Napayım ya kuzum ikimizde anca müsait olabildik."
"Neyse." Dedikten sonra kahvemden bir yudum aldım.
"Diğer bombalarıma hazır mısın?" Kafamı sallamakla yetinmiştim.
"Ah ah prensin var ya."
"Ne prensi be? Kim o?"
"Ege işte kızımmm"
"Ne alaka Ecem Allah aşkına, söyleme şöyle."
"Niye heyecanlanıyor musun?" Cevap vermediğim için konuya girdi hemen,
"Her gece annesinin mezarına gidiyormuş, ve hep seni anlatıyormuş yani senin hakkında konuşuyormuş. Sürekli sana olan sevgisinden bahsediyormuş, annesine de öyle aşıkmış galiba anladığım kadarıyla ama İnan bana ben ilk defa böyle aşk görüyorum gerçekten. Ege'ye de bir şey olmasını istemem zarar gelmesini felan, enişteciğim ile biraz konuşsan mı?"
"Konuşmadığımızı nereden çıkardın?"
"Gökhan Egenin tavırlarından anlamış bir kaç gündür konuşmuyor muşsunuz."
"Artık kalksak mı?"
"Ya bir dur." Diyip kolumdan tutarak hemen masaya geri oturtturdu,
"Bir şey mi oldu ki?"
"Heh." Dediği sıra baktığı yöne kafamı çevirdiğimde Ege'yi gördüm. Bana doğru geliyordu, yani bize doğru kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmaya başlamıştı bile. Ecem bana bakarak,
"Neyse aşkım ben gider, yarın da görüşürüz sana geleceğim." Dedikten sonra sarılıp öptükten sonra cafeden çıktı.

Bende ellerimi birbirine birleştirmiş kahve bardağını izliyordum, egenin de bakışları bendeydi.

"Nasılsın?"
"İ-İyiiyimm sen daha iyi misin?" Tebessüm etmekle yetinmişti sadece cevap bile vermemişti. Beni izliyordu bende gözlerimi onun üzerine çektim, mor bir swatshirt giymişti ve oldukça yakışıklı duruyordu. Onu inceledikten sonra gözlerinde gözlerim takılı kaldı, sadece ikimizde gözlerimizin içine bakıyorduk. O sessizliği çalan telefonum bozdu,

"Alo? Efendim baba?"
..
"Daha geçen gün yolladım baba, inan napıyorsun bilmiyorum. Benimde burada ihtiyaçlarım oluyor keşke biraz yardımcı olsan."
..
"Tamam birazdan bankaya uğrayıp yollarım hesabına."
..
"Görüşürüz."
Bıkkınca nefesimi vermiştim dışarıya, babam sürekli benden para istiyordu bursum var diye, yolladığım parayla napıyor aklım almıyordu.
"Bir sıkıntı mı var Ahsen?"
"He, yok canım ne sıkıntısı." Diyerek moralim bozuk bir şekilde etrafı izliyordum.

"İnsan düşünmüyor değil
Hiç üzülmüyor değil
Ama benim de hatam var."

"Gel benim için değil
Yemin ederim değil
Başka bir konu var."

"S-Sesin çok çok güzel Ege, hep söyler misin şarkı?"
"Sadece sana söylemek istiyorum, kimse sesimin iyi veya kötü olduğunu bilmiyorum. Hep sana şarkı söylemek istedim, Yüzyüzeyken Konuşuruzun. Eğer bir gün müsait olursan söylemek isterim."
"Ayarlarız o zaman bir gün." Dediğim de kafasını salladı,
"Ben o zaman kalkayım."
"Ben bırakayım."
"Arabam kapıda ama"
"Lütfen." Kafamı salladığım da onunla beraber ilerliyorduk

Yüzyüzeyken Konuşuruz { TEXTİNG }Where stories live. Discover now