Ecemleri kaldırdıktan sonra masaya oturup kahvaltımızı yaptık kimseden ses çıkmıyordu, gereksiz yere herkes sessizdi büyük ihtimalle yorgun da olabilirlerdi. Hiç bir şey demiyerek bir kaç bişey ağzıma attım Egenin çayı bitince bardağını tam alıcakken elimi tutup,
"Daha içmeyeceğim sağol her şey için." Sonra Gökhan'a bakarak,
"Ben aşağıdayım sen de inersin." Gökhan kafasını hafifçe sallayıp ağzına domates salataları da sıkıştırdı. Ege ayağa kalkıp dış kapıya ilerleyince bende ona eşlik ettim,
"Görüşürüz." Kafasını salladığında ise kapıyı kapatmıştım, ne olup bittiğini anlayamıyordum. Gökhan'ın yanına giderek,
"Ne oluyor?"
"N-Nasıl yani?"
"Egenin nesi var gökhan?"
"Bilmem biz eve geldiğimizde de çok kötüydü, sebebini çok üsteledim ama bir şey demeyince bende daha bir şey diyemedim, merak etme öğrenirim ben." Ben de o sıra masayı toplamaya başlamıştım, moralim bozulmuştu çünkü Ege'ye. Gökhan da montunu felan giydikten sonra evden ayrıldı.
"Niye üzgünsün?" Ecem'in sesi ile kendime geldim.
"Ne oldu ki ona?"
"Aklın Ege de mi? Git sor o zaman."
"Nasıl gideyim."
"Yani kızım mesaj at." Mutfaktan çıkıp odama doğru ilerledim.Telefonu etrafta arıyordum dün gece Allah bilir nereye koyulmuştu, uzun uğraşlar sonucu bulunca ekranımı açınca yiğitten bir mesaj geldiğini gördüm ve yaklaşık 9-10 saat önce atılmıştı hemen mesajı açıp okumaya başladım.
"Senin dudakların bana deyecekti, ve sen bunu kendi isteğin ile yapıyordun. Beni öpmek istiyordun çünkü, hiç bir şekilde reddetme gereği bile duymadın. Peki neden öpmedin? Neden bazı şeyler yaşamamamıza izin vermedin? Ve neden o çocuğun seni öpmesine izin verdin? En yakın zamanda ilk öpücüğümü alacağım senden ve bunu Egenin karşısında o nasıl bana yaptıysa bende ona yapacaktım. Benim yaşadığımı yaşaması gerekiyor çünkü, çok heyecanlıyım senin için beni öpebileceksin, bence bunu istiyorsun Ahsen? Elbet bir gün 🖤"
Bin bir türlü küfürleri söyleyerek Ecem'in yanına odaya koşuyordun bağırarak, Ecem ise telefonda konuşuyordu hoparlör de açıktı ve Egenin sesini duydum, sadece şu
"Bildiğimi bilmesini istemiyorum ecem." Olaya dahil olarak "ne?" Diyebilmiştim. Ecem hızla telefonu kapatıp,
"Ne oldu kuzu?"
"Ege değil miydi?" Gülerek
"Saçmalama kuzum sen de iyice Ege aşığı oldun, Gökhan'ın sesiydi o"
"Yalan söylüyorsun."
"Ayyy neyse.Hadi ne söyleyecektin böyle bağırarak geldin."
"Al" diyerek telefonu uzatmıştım, şaşırak bana bakıp
"Bu çocuk şizofren bence bu ne?"
"Gerçekten aptalım ben niye böyle bir şeyi reddetmedim ki?"
"Çünkü sen Egenin böyle bir şeye izin vermeyeceğini biliyordun aşkım o yüzden."
"Ama yiğit umut besledi."
"Uf boşver onu. Görüldü at geç" umursamamaya çalışarak Egenin neden Ecem'e öyle dediğini düşünüyordum. Çünkü Ecem bana yalan söyleyip geçiştirmişti, telefonu bulmamda ki gayem ise Ege'ye mesaj atmaktı. Değişiklik olsun diye whatsaapdan attım.A; İyi misin Ege? Sabah da moralin baya kötüydü. Ne olduğunu söylemek ister misin?
Anında görüldü atmıştı, benim sohbet mesajımda mı bekliyordu, yavaş yavaş yazmaya başladı.
Ege; Bir şey olmadı sadece biraz yorgundum keyfim yerinde değildi o yüzden kusura bakma..
A; Emin misin? Hâla seziyorum bir şeyler olduğunu.
Ege; Eminim, ben şimdi eve geçip uyuyacağım görüşürüz.
A; Görüşürz..
YOU ARE READING
Yüzyüzeyken Konuşuruz { TEXTİNG }
Teen FictionEgenin_kayıbı; "Bilmem kaç yüz kişi içinden Gördüm deli gözlerini birden Belki tanımazdım seni O konsere gelmesen.." 05:34'