14. Bölüm

1.2K 91 188
                                    

Seni en çok rahatsız eden şey ne?"

"İnsanların benim hakkımdaki yanlış düşünceleri. Herkes beni kötü sanıyor. Çünkü savaşta karşı taraftaydık. Ama ben bu yaptıklarımın hiçbirini isteyerek yapmadım ki. Bana hiçbir zaman bir seçenek sunulmadı sadece yapacaksın denildi. Böyle olmasını bende istemezdim. Sonra en yakın arkadaşım Pansy bile benimle şuan konuşmuyor o bile benden nefret ediyor. Seni koruduğum için yani."

Harry kafasını çevirip Draco'ya baktı.
 
"Üzgünüm."

"Neden?"

"Dolaylı yoldan da olsa benim yüzümden aranız bozulmuş." dedi Harry suçluluk duygusu içinde bir yer edinmişti.

Draco gülümsedi." Ben seni Teddy ile öyle görünce aklıma geldi. Benim de bir vaftiz kızım var. O da senin vaftiz oğlun öyle değil mi? "

Harry gülümsedi."

"Öyle. Remus ölmeden önce vaftiz babası yapmıştı beni. Senin vaftiz kızın kim? görüşüyor musun?"

"Ah aslında hayır. Sadece doğumundan sonra görebildim onu. Pansy'nin kızı."

"Pansy evli mi?" Dedi Harry şaşkınlıkla.

"Hayır aslında değil. Evlilik dışı bir çocuktu. Savaştan önce olmuştu. Babası slytherindi. Ama onun bile daha kızından haberi yok. Pansy duyulmasını istemedi.
O zamanlar hâlâ okula gidiyorduk. Bizde çocuktuk. Ben savaşta sana yardım etmeden önceydi. Beni vaftiz babası yapmıştı. Tabi doğumundan sonra da Pansy'e geçmiş olsuna gittiğimde gördüm ama, o bana çok sinirlenmişti. Ve birdaha karşısına çıkmamamı söyledi."

Harry düşünüyordu. Hermione'ye Draco'nun başından geçenleri Pansy'nin anlattığını biliyordu. Ama küsse neden anlatmıştı. Belkide pişman olmuştu. Yada böyle intikam almak istemişti. Harry bu konuyu araştıracaktı.

"Gerçekten zor bir durum. Hem en yakın arkadaşın hemde vaftiz kızın. Senin içinde zor olmalı." Dedi Harry.

"Evet öyleydi. Ama alıştım." Dedi.

"Sen devam et." dedi Harry ona. Konu bölünmüştü.

"Benim için zor bir süreçti. Sürekli babamın isteklerini yerine getiriyordum.  O istedi diye seninle uğraşıyor, o istedi diye kötü davranıyordum herkese. O istedi diye ben ölümyiyen oldum. Hayatım boyunca nefret ettiğim bir izle yaşamak zorunda kaldım. Benim için ne kadar kötü zamanlar olduğunu bilemessin. Tuvalette bana lanet attığında bile neden yardım istemedim sanıyorsun? Ben o zaman ölmek istedim. Anlıyor musun ölmek. O kızı bilerek mi lanetledim sanıyorsun? Hayır ben hiç bir şeyi bilerek yada isteyerek yapmadım." Harry yattığı yerden kalktı ve oturdu. Draco'ya baktı. Draco'da oturur pozisyona geçince konuştu.

"Biliyorum sana inanıyorum. Ayrıca attığım lanet için özür dilerim. Biliyorum şuan bunu söylemem bir şey değiştirmeyecek. Ne işe yaradığını bile bilmiyordum. Kendimi koruma amaçlı yollamıştım." Dedi Harry. Attığı lanet yüzünden hâlâ suçluluk duyuyordu.

"Sorun değil. Benim derdim bana neden lanet attığın değil zaten. Orada haklı olan sendin. Bilerek yapmadığını biliyorum. Kendini kötü hissetme. Benim asıl derdim babam. Ben hep onu dinledim. Benim tek derdim onu memnun edebilmekti. Biraz olsun babam tarafından sevilebilmekti. Takdirini kazanmaktı. Ama olmadı işte. Bana asla bir baba-oğul ilişkisiyle yaklaşmadı. Daha çok köle ve sahibi gibiydik onunla. O isterdi bende yapardım. Öyle çok mutlu anımda yoktur zaten onunla. Asilzadelerin yanında aldığım birkaç sahte övgü. Yani aslında çoğu şey babamın suçu ama ben o zaman ona karşı gelseydim belkide sonum böyle olmazdı. " derin bir nefes aldı ve bıraktı. Tekrar yere uzandı ve gözlerini kapadı. Harry de onun gibi yere uzandı ve gözlerini kapadı.

Beklenmedik Aşk/DRARRYWhere stories live. Discover now