2 yıl önce....

2.1K 123 29
                                    

2 YIL ÖNCE...

"Anne, okula geç kalıyorum. Babam nerede? "

"Bilemiyorum, dün buradaydı."

"Onu bekleyemem. Eğer geç kalırsam,sözlü sınavı kaçırırım."

"Tamam sen git o zaman. Sakın sınavda heyecan yapma. "

Koşarak evden çıktım. Çok hızlı koşuyordum. Okulum evime fazla uzak değil, ama evimi biraz geçtikten sonra ıssız bir sokağa giriliyor. Ben buradan küçüklüğümden beri korkarım. Sanki oraya girersem çıkamayacağım gibi gelir. Koşarak sokağın başladığı yola girdim. Evden çıktığımdan beri midem bulanıyor ve bu bulantı beni korkutuyordu. Son zamanlarda fazla artmıştı, ne kadar geçiştirsem de, 2 kere bayılmıştım. Hızımı arttırmaya çalışarak, devam ettim. Okula geç kalmış olabilirdim . Okulu sevdiğim söylenemez ama bir doktor olmayı çok istediğimden notlarıma önem verirdim. Sokak ilk defa fazla uzun gelmişti.  Artık buradaki tek kişi de ben değildim üstelik. Mide bulantım ve ardından gelen korkum artmıştı . Bu sokağa genelde kimse girmezdi çünkü. Hemen okulu hatırlayarak hızla koşmaya başladım. Ben hızımı arttırdıkça o da hızlanıyordu . Bu da kimdi şimdi? Daha hızlı koşmaya başladım. Sokak hiç bitmeyecek gibiydi. O kadar hızlı koşuyordum ki, nefesim kesildi. Umursamayarak, daha hızlı koştum, koştum ve koştum. Ve sokağın çıkışına geldim .Birden kolumda bir ağırlık hissettim. Beni aşağı doğru çeken bir ağırlık . Ve ardından gelen sızlama hisleri. Arkamı dönmemle, bir silah namlusuyla karşılmam bir oldu. Bir veya iki saniye sonra kendime geldim. Adamın kolumu bırakması için çırpındım , fakat çok güçlüydü . Yapılı bir adamdı. Caddenin başına baktığımda bir kaç adam gördüm. Yardım edebileceklerini düşünüp;

"Yardım edin bana!" Diye bağırdım . Kolumu tutan adam daha çok sıktı ve sinir bozucu , korkutucu bir kahkaha attı . Sokağın başındaki adamlara baktığımda, onların da kahkaha attığını gördüm.

"Ne duruyorsunuz, ha! Yardım edin! " Ben konuştukça daha fazla gülüyorlardı. Anladım ki sonum gelmişti . Belki de bir daha asla , nefes almayacaktım .Korku içinde kolumu tutan adama baktım.

"Neden bunu yapıyorsun, ben ne yaptım?.. !"  

"Bu kadar saçmalık yeter. Biz sadece verilen emirleri yerine getiriyoruz. Çırpınmayı kes , kimse sana yardım edemez. Baban bir yanlış yaptı .Ve onun canını istedik .Baban seni bize yem olarak verdi. "

Dehşet içinde bunları söyleyen adama baktım. Babam beni nasıl kötü bir işe sürükler, beni öldürmelerine izin verirdi? Babamla aramız pek iyi olmasa da, ben onun kızıydım . Kendi yaptığı bir şey için, beni nasıl önlerine atardı? 

"Dur lütfen, dur. Babamla konuşun . Ne yaptıysa affedin . Beni bırakın lütfen, ben suçsuzum. Bırak beni de gideyim. "

"Ya bizimle gelirsin, ya da burada seni gözümü bile kırpmadan öldürürüm. Seçimini yap! "

Belki de hala kaçma şansım vardır. Hızlı koşabilirim, her ne kadar arkamda 4 adam olsa da.

"Peki, öldür beni."

Adam bu dediğime şaşırmış olacaktı ki birkaç saniye donup kaldı . Anlaşılan beklediği bu değildi. Arkada duran 3 adam da gülmeyi bırakmış, olanlara dikkat kesilmişlerdi. 

"Beni anlamadın sanırım, aptal çocuk. Seni emiri veren kişiye götüreceğim. Zorluk çıkarmadığın taktirde öldürmeyeceğim. Seni diri istiyorlar."

"Asla gelmeyeceğim, beni öldür, hadi korkuyor musun yoksa? Öldür beni. "

"Ben mi korkacağım, ha? Senden mi? "

Adam silahı gözlerimden daha yukarı, başıma doğrulttu. Bir an duraksadım. Ani bir hareketle kasıklarına tekme attım, ve o yere yığılırken koşarak kaçtım. Adam diğer adamlara bağırıyordu. Az sonra arkamdan geldiklerini fark ettim. Koşarak sokağın başına gitmeye çalıştım. O kadar hızlı koşuyordum ki, bir an için nefesimin tükendiğini ve ayağımın kayıp bir boşluğa düştüğümü hissettim. Birkaç saniye sonra kendime geldiğimde, adamların bana iyice yaklaşmış olduklarını gördüm. Koşarak bir duvarın arkasına saklandım. Adamlar duvarın önünden geçtiler ve gittiler. O kadar hızlı nefes alıp veriyordum ki, duyacaklarından korkuyordum. Adamların epey uzaklaştığını ve seslerin kesildiğini anlayınca rahatladım. Kurtulmuştum. Sanırım. Emin olmak için iki dakika daha bekledim, fakat benim kesintisiz aldığım nefes ve olağandan fazla çarpan kalbim dışında tek bir ses bile yoktu. Karakola gitmeyi düşünüyordum, zaten 2 sokak yukarısıydı. Sağ ve Solumu tekrar gözden geçirip arkamı sessiz ve yavaşça döndüm. Kahretsin, bana silah doğrultan adam karşımda sinirli bir biçimde bekliyordu. O kadar hızlı nefes alıyordu ki çok sinirlendiğini anlamak mümkündü. Bir çığlık atmaya çalıştım ama nefesim yetmedi. Adam ağızımı tuttu, bağırmayacağımı söyledi. Kafamı evet anlamında salladıktan sonra, ağzımı açtı. Bir çığlık daha attım. Adam boğazımı tutarak duvara yasladı. Çok sıkıyordu ve nefes alamıyordum. 

"Geleceğim,  Bır..ak." Sesim o kadar ciliz çıkmıştı ki, söyleyip söylemediğimden emin olamadım.

Adam boğazımı bıraktı ve sinirli bir şekilde saçımdan tutup, beni yol kenarındaki büyük taş yığınının üzerine fırlattı. Kafam büyük bir kayaya çarpmıştı. Kafamın içinde adeta şimşekler çakıyor, birileri tepiniyordu. Bu ani ve beklenmedik hareketten sonra olduğum yerden kalkamayarak, beni fırlatan adama dehşet içinde bakakaldım. Adam yüzüme bile bakmıyor , yan sokakta bir şeyler ararcasına yola bakıyordu. Bir kaç dakika böyle bekledi. Adamın sinirinin geçmiş olduğu belliydi. Nefesi düzenliydi ve ani hareketler yapmıyordu .Adam beni yerden kaldırıp ilerlememi söylüyordu. Ayağa kalkarken sendeledim ve adam beni tutmasaydı düşüyordum. Adamın beni kaldırmak için sıkıca tuttuğu bileğimi hızla çekerek, öne döndüm. Beni sokağın baş tarafında duran siyah bir BMW'ye bindirdi. Başım hala zonkluyor ve fena halde dönüyordu. Az sonra yine keskin bir mide bulantısı hissettim. Birden gözlerim kararmaya başladı. Sonra adamın bana seslendiğini ama sesinin bana gelmediğini fark ettim. Adam konuşmaktan vazgeçmiş, arabayı sakinlik ve ustalıkla sürerken, arabadan çıkan sesler ve gördüğüm görüntüler tamamen yok olmaya başladı. Gözlerim tamamen karardı ve olanların rüya olmasını dileyerek, kendimi derin bir uykunun kollarına bıraktım ... 

Hayatımı Değiştiren GünWhere stories live. Discover now