13🌃

7.9K 473 228
                                    


Jimin Jungkookla görüşüceği için çok heyecanlıydı. Onu ilk görüşü değildi ama sanki ilk kez görüyor gibiydi. En sevdiği elbiseleri giyinip özenle hazırlandı

Güzelce giyindikten sonra sabırsızca Jungkoooku beklemeye başladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Güzelce giyindikten sonra sabırsızca Jungkoooku beklemeye başladı.
Telefonun çalmasıyla hemen telefonu açtı
Jk:"hey yeniden selam. Hazırmısın?kapıdayım"
Jm:"çıkıyorum"
Jimin bel çantasın alıp hızla çıktı. Arabasına yaslanmış Jungkooku görmesiyle ağzı açık kalmıştı

 Arabasına yaslanmış Jungkooku görmesiyle ağzı açık kalmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Acaba bu insan mı diye geçirdi içinden.
Jungkook da aynı şekilde büyülenmiş gibi bakıyordu Jimine. Jimin elleri titreyerek yanına gitti
"Jimin?çok tatlı olmuşsun. Tanrım sen insanmısın?"
Jimin utanıp yanakları çoktan kızarmış bakışları yeri bulmuştu
"Sen hiç aynaya bakmıyorsun galiba"
Güldü büyük olan
"Senin kadar olamam"
"Yapma"
"Yanaklarını sıkmamak için zor duruyorum"
"Zaten heyecanlıyım. Böyle yapınca çıkmaz bir yola giriyorum"
Gülümsedi
"Tamam gidelim mi?"
Başıyla onayladı küçük olan

Jiminin ağzından

Birlikte tatlı bir restauranta gitmiş Jungkooku tanımamaları için özel kabine oturmuştuk. Sadece ikimiz vardık yemek yemiş saatlerce sohbet etmişdik. Daha sonra deniz kenarına gitmiş. Kumların üzerinde oturmuş aldığımız kahveleri yudumluyor sohbet ediyorduk denizin önünde, ayın ışığında.
Burası Jungkookun sıkca geldiği biryermiş ve burası gerçekten çok güzeldi. Ay tam tepeden bizi ışıklandırıyor denizin dalga sesleri kulağımızda müzik gibi etki bırakıyordu. Kış mevsimi olduğu için hava biraz soğuk olsada yinede bu güzelliği bozmuyordu.
Bugün birbirimizi daha çok tanımıştık. Ve bildiğim tek bir şey vardı Jungkook çok farklıydı. Bu kadar ünlü olmasına rağmen kendini beğenmiş bencil bir insan değildi. Başka biri olsaydı saatlerce kendini övüp kendinden konuşurdu. Ama Jungkook sadece beni dinliyor ona bir şey sorduğumda kısa ama açıklayıcı cevap verip konuyu yeniden bana getiriyordu. Diğerleri gibi değil bu gösterişli hayatında sadeliğini korumayı başarmıştı.
O an onu nedense Taeminle karşılaştırmıştım. Şimdiye kadar ona nasıl katlana bildiğimi hala aklım almıyordu. Onunla konuştuğumda sadece kendin överdi hep kendinden ve ne kadar mükemmel olduğundan bahsederdi. Ama aslında beş para etmez biriydi. Jungkook gibi birinin yanında Taemin hiçbir şeydi.
"Jungkook sana bir şey sorabilirmiyim özel değilse?"
"Tabiki Jimin"
"Şey ilk kız sevgilin var ya. O kimdi?"
"Lalisa"
"NE?"
Güldü
"Ne bağırıyorsun?"
"Pardon b-ben şey beklemiyordum"
"Farkındayım"
"O zaman o LizKook shipperler haklıymış öyle mi?"
"Evet ama uzun sürmedi. Kendiside yürümediğini gördü ve ayrıldık işte ama hala arkadaşız konuşuyoruz"
"Böyle iki tarafında anlaşması ve ortak karar alması çok iyi gerçekten"
"Evet Lisa çok anlayışlı bir kız"
"LizKook shipperler bunu duysa çıldırır"
"Shipperleri sevmiyorum. Kendi yakın arkadaşlarımla beni shipledikleri için gerçekten arkadaşlığımıza zarar veriyor"
"Haklısın ama Taede shipper"
İstemeden ağzımdan kaçırdığım şeyle ağzıma vurdum yavaşca
"Yapmaaa. Kiminle shipliyor peki?"
"Boş ver"
Bir kaşın kaldırıp bana döndü
"Hayır hayır. Kiminle shipliyor?neden kendi ağzına vurdun?"
"Boş ver önemsiz. Saçmalıyor"
"Jimin!kendiyle mi?"
"Hayır. Manyak ya senin fanın, senin hastan benimle shipliyor. İsmimizi bile bulmuş 'Jikook'. Saçma yani"
Kahkaha attı
"Arkadaşını şimdi sevmeye başladım"
"Yapma, saçmalıyor. Tae işte"
"Nasıl bir tip merak ediyorum"
Telefonu çıkarıp Taenin bende olan resimlerinden açıp ona uzattım. Kaşları havalandı
"Çirkin olduğun sanıyordum"
"Evet Tae çok yakışıklı. Universitede bir çok kız ona aşık"
"Neden sevgilisi yok?"
"Bilmem. O hayatını senin gibilere aşık olarak geçiriyor"
Güldü
"Kare gülüşü çok iyi"
Gözlerimi kısıp ona baktım
"Baya beğenmişe benziyorsun. İstersen aranızı yapabilirim"
Kahkaha attı
Bunu tabiki bir imayla söylemiştim
"Yok ben yakışıklı sevmiyorum. Tatlı aynı zamanda güzel olan insanlar dikkatimi çekiyor"
"Tae gibi yani"
"Sen beni mi kıskanıyorsun?"
"Hayır. Neden seni kıskanayım ki?yani kendi fikrin tabi"
"Tabi canım neden kıskanasın ki?"
Gülüp kahvesinden bir yudum aldı
"Biz telefonla konuşurken Taemin mi geldi?"
"Evet. Sen neden kapattın?o gidecekti zaten"
"Önemli bir şeydir dedim"
"Herzamanki gibi saçmaladı işte"
"Ne gibi saçmalamak?"
"Hayatımda biri olduğun sanmış. Sen başkasın sevemezsin, beni seviyorsun falan filan"
Yüzü garip bir ifade aldı. Bana dönüp konuştu
"Gerçekten onu hala-"
"Hayır!"
"Peki, neye dayanarak onu unutmadığını söylüyor?"
"Jungkook, Taemin kendini beğenmiş bencil bir insan. Onu unuttuğumu kabullenemiyor. Sevilmediğini kabul edemiyor
Bak, az önce bilmiyorum sebebsizce sizi karşılaştırdım. Birbirine karakterce zıt iki insansınız siz
Ben Taeminle konuştuğumda, hep kendinden konuşurdu, hep kendin överdi. Ve şimdi düşünüyorum ona nasıl katlanıyormuşum inan bana bilmiyorum. Taemin gibi kendini beğenmiş insanlardan nefret ediyorum ben
Ama sen bu kadar gösterişli hayatında yinede sadeliğini korumayı başarmışsın. Ve bu gerçekten çok iyi bir şey. Seninle konuştuğumda senin kim olduğunu unutturup seninle rahatca konuşabilecek rahatlığı, güveni veriyorsun insana"
Gülümsedi
"Böyle düşünmene gerçekten çok sevindim"
Bende en içten şekilde gülümsedim. Kahvemizi içerken gözüm elimdeki saatte takılı kaldı
"Jungkook? saat 10 olmuş"
"Ne?"
"Evet, ne çabuk geçmiş saat"
"Ah hadi ama. Saatin bozuktur kesin"
Güldüm
"Buna inanmayı bende çok isterdim"
"Kalkıyor muyuz?"
"Evet, erkenden universitem var seninde işlerin"
İkimizinde yüzü asılmıştı
"

Haklısın yarın dersin var. Erken uyumalısın"
Başımla onayladım. Birlikte arabaya bindik.
Benim evimin önüne vardığımızda Jungkookda indi arabadan
"İçeri gelsene"
"Belki başka zaman. Şimdi çok geç sende yorgunsun. Bugün zamanın nasıl geçtiğin anlamadım. Sanki saat bile benim inadıma hızla haraket etti"
Gülümsedim
"Eğer istersen müsait olursan bir şeyler yaparız"
"İstersem mi?tabiki istiyorum Jimin. Hatta şimdi bile gitmeni istemiyorum"
Utançla gözlerimi yere çevirip parmağımla oynadım
Eğilip yavaşca sarıldı bana. Bu haraketiyle kaskatı kesilirken ne yapacağımı bilmemiştim. Kendime gelip bende elimi beline doladım yavaşca. Kokusu o kadar güzeldi ki günlerce ona böyle sarılabilirdim. Huzur veriyordu insana. Jeon Jungkook her şeyi ile aşıkettiriyor insanı kendine
"İyiki seni tanımışım tatlı çocuk"
Gülümsedim sadece.
Ne kadar öyle kaldığımızı bilmiyorum tek bildiğim bu çok iyi hissettirmişti. Sonrasında kulağıma kadar kızarsamda yinede çok iyi hissetmiştim

************************************

Her kese Merhabaa👋😙

Umarım sıkılmıyorsunuzdur. Bu arada ilk bölünden beri yanımda olup bana destek olanlara çook ama çook teşekkür ediyorum💜🌸
Sizleri çook ama çokk seviyorumm❤💜

Beğendiyseniz yorum yapıp beğenmeyi unutmayın😘💜

Gelecek bölümde görüşmek üzereee💜❤🌸😙

Secret lover+ JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin