*
'Bir şeyi çok derinden hissedip de anlatamamak diye bir dert vardı.' demiş Tarık Tufan. Çok güzel demiş.
Tam böyle bir durumun içindeydim şu an. Hissedip anlatamadığım çok şey vardı içimde.
Yağız'a karşı dilime dökülemeyen, çok güzel şeyler hissediyordum. O bana güzel sözler söylüyor, sevildiğimi hissettiriyordu. Benim dilim lâl oluyordu, konuşamıyordum.
Hayallerimin gerçekleştiği 3 gün su gibi akıp geçmişti. Ayrılık vakti gelip çatmıştı. Havaalanında, uçağa binmek için kapıların açılmasını bekliyorduk.
"Her şey için sağ ol." diye mırıldandım, dolu gözlerimle yere bakarak.
"Sen sağ ol Defne." dedi Yağız. Bakışlarımı yerden kaldırıp yüzüne baktım. "Ağlamayacaksın, değil mi?"
"Söz veremem." dedim dudaklarım titrerken.
Küçük bir çocuk gibi yere oturup bağıra çağıra, ellerimi yere vura vura ağlamak istiyordum. Ayrılık... çok zordu.
"Ağlama." dedi. "Canım yanar."
Gözümden bir damla yaş akarken kollarımı Yağız'ın beline sardım.
"Sen bana böyle güzel şeyler söylüyorsun. Ben söyleyemiyorum, dilim düğümleniyor."
"Sen yeter ki içinden de olsa bir 'seni seviyorum' de, benim kulaklarım çınlasın kafi.*" dedi kollarını bana sarıp. "Senin bu sarılışın bana yeter. Bakışın, sesin... sen benimle ol, bana yeter Defne."
Hangi sevabımın karşılığını alıyordum acaba?
Kapıların açıldığına dair anons sesi duyulduğunda kollarımı çözüp Yağız'a baktım.
"Çok zor." diye fısıldadı, kafasını başka yere çevirip. Ardından bana döndü. "İlk fırsatta yanına geleceğim, söz veriyorum."
Söz verdiyse, sözünü tutardı.
"İndiğinde haber vermeyi unutma sakın."
"Unutmam." dedim kafamı sallayarak.
"Hadi git. Yoksa seni alıp gideceğim buradan."
Duyduklarım karşısında gülmeden edemedim.
"Unutma." dedi. "Bu bir veda değil."
•••••
"Hoş geldiniz Defne Hanım."
"Hoş bulduk Gülşen." deyip odama gireceğim sırada karşı taraftaki kapı açılınca oraya baktım.
"Oo Defne. Sen buralara uğrar mıydın ya?"
"Yavuz senin dalgana eşlik etmek çok güzel olurdu ama bil bakalım bugün kim hiç havasında değil?"
"Hayırdır?" dedi Yavuz, ellerini cebine sokup.
Oturup Yavuz'a ilişkimle ilgili detaylar vermek... pek sağlıklı bir fikir değildi sanırım.
"Anlatmayı isterdim ama tatilin yorgunluğu hala üzerimde." dedim nispet eden bir gülüşle.
"Vay. Hava da atıyoruz artık, öyle mi?" dedi gülerek. "Tatil sana yaramamış Defne." dediğinde iç çektim.
"Bir de bana sor." deyip Yavuz'a el salladım ve odama girdim.
Masama oturup bilgisayarımı açtığım sırada telefonum çalınca ekrana baktım ve bakar bakmaz gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VÂYE
General FictionVâye: Nasip, kısmet. ••••• Ben Defne. 25 yaşında bir Psikoloji mezunuyum. Liseden sonra 1 sene üniversiteye hazırlandığım ve üniversitede de 1 sene alttan derslerimi veremediğim için bu yaşımda KPSS'ye hazırlanıyordum. Babam Ankaralı olduğu için...