|52

30.2K 2.1K 334
                                    

*

"Kendini yorma, dikkat et." dedi Yağız, alnımdan öpmeden önce. "Ararım gün içinde."

"Tamam. Hayırlı işler." dedim gülümseyerek.

Yağız'ı yolcu ettikten sonra mutfağa girip hazırlıklarıma tam gaz devam etmeye başladım.

Bugün misafirlerim geliyordu ve ben dün akşamdan beri bunun hazırlığını yapıyordum. İkramlar hazırdı, sadece birkaç dokunuş daha yaptıktan sonra evi biraz daha toparlamam gerekiyordu.

Mutfağı toparlayıp her şeyi hazır ettikten sonra evi toparlamaya giriştim.

Öğlene kadar bütün işleri bitirip üzerimi değiştirdiğimde kapı çaldı.

Zamanlamam iyiydi sanırım.

Kapıyı açtığımda karşımda Efsun vardı.

"Yardımlık bir şey var mı?"

"Her şey hazır." derken geçmesi için yol verdim. "Hoş geldin."

"Hoş buldum da erken geldim galiba biraz."

"Yok canım, geç." dediğimde içeri girdi Efsun.

"Tuğrul'u işe gönderdikten sonra vakit bir türlü geçmiyor. Sıkıldım evde."

"Canın sıkılınca gel yukarı, ben de senden farklı değilim." dedim gülerek.

"Ay Defne çok iyi oldu böyle valla. İyi ki geldin."

Efsun'la gülüşerek oturma odasına geçtiğimizde birkaç dakika sonra kapı tekrar çaldı.

Bu sefer Nazan Anne, Ceylan Teyze ve Şükran Yenge gelmişti.

"Hoş geldiniz." deyip üçüne de sarıldım.

Onlar içeri geçtiklerinde ben de peşlerinden gidecektim ki kapı tekrar çaldı. Bu sefer aşağıdan zile basmışlardı.

Misafirler sırayla geldiğinde Nazan Anne'nin de dediği gibi neredeyse 15 kişi vardı.

Ben misafirlere çayları dağıtırken Beyza da bana yardımcı olup ikramlık tabaklarını dağıtmıştı.

"Evin çok güzelmiş, maşallah." dedi yan apartmanımızda oturduğunu öğrendiğim kadın.

"Teşekkürler." dedim gülümseyerek.

"Ee Defne, alışabildin mi evliliğe?" diye soran kadın benim akranım gibi duruyordu.

"Yavaş yavaş alışıyorum."

Herkesle minik diyaloglar kurarak sohbet ederken bir şey dikkatimi çekmişti.

Ben yaşlarında, belki de benden birkaç yaş büyük olan bir kız annesiyle birlikte gelmişti ve geldiğinden beri ağzını bir kez olsun açmamıştı. Önündeki ikramlıklardan yememiş, çayından da hiç içmemişti. Sadece oturup içeridekileri dinliyordu ve arada bana alttan alttan kırgın bakışlar atıyordu.

"Ay düğündeki o zeybek neydi öyle?" dedi Tülin Teyze. "Yağız'ı en son Efsun'un düğününde zeybek oynarken görmüştük. Formundan hiçbir şey kaybetmemiş."

VÂYETahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon