TEKERRÜR

285 22 4
                                    

İhanetin verdiği acıyla deliye dönen Raif evsiz gibi yaşıyordu. Üstü başı kir içinde sokaklarda dolanıyor, birileri haline acıyıp yiyecek bir şeyler vermedikçe yemek yemek aklına gelmiyordu. İşini evini bırakıp sokaklara dalmıştı. Onun için hayatın bütün anlamı yitmiş gibiydi. Acısı dinmişti dinmesine ama kendisine olan acıma duygusu geçmemişti. Nasıl olmuştu da bu kadar değersiz yapmıştı kendini. Kendisini sevmeyen bir kadın için kendini paralamıştı da sevdiği kadın ona ihanetten başka bir şey vermemişti.

Sokakta duvara yaşlanmış otururken onu dilenci zanneden bir kadın önüne bir kaç bozukluk atıp geçti. Arkasından seslendi kadının:

- Ben dilenci değilim.

Kadın arkasına baktı, sonra parayı almaya tenezzül etmeyerek tekrar dönüp gitti. Raif yerden bozukluğu alıp kadının arkasından yürüdü.

Kadına iyice yaklaştıktan sonra omuzuna dokunmaya yeltendi ama bunun kadını korkutabileceğini düşünerek vazgeçti.

- Pardon hanımefendi, diye seslenmekle yetindi.

Kadın Raif doğru döndü. Raif'in dili tutulmuştu. Oysa sadece "ben dilenci değilim" diyecekti. Diyemedi, yutkundu.

- Sen, diyebildi.

Kadın Raif'in yüzünü dikkatlice inceledi. İçerisinde acıma duygusu barındıran bir bakış atarak yoluna gitti. Artık Raif'in peşinden gidecek dermanı kalmamıştı. Kalakaldı. Kendi kendine:

- Sen ölmüştün, dedi.

Raif o kadını gördükten sonra kendi haline dönüp baktı. Aslında bütün bunları hak etmişti Raif. Hatta daha fazlasını. Nasıl ki Gülnur Yılmaz için Raif'i yok saydıysa aynısını Raif de bir başkasına yapmıştı. İlk eşine. Hatta karnında kendi bebeğini taşıyan bir kadına. O öldükten sonra sadece ilk gün gözyaşı dökmüş, sonrasında kısa süre içerisinde yeniden evlenmişti. Kiminle? Tabi ki Gülnur'la.

Gülnur'la evlenmesini istemediği için annesinin kırmayarak onunla evlenmişti. Zübeyde ile. Evlenmişti evlenmesine ama bir türlü Gülnur'u aklından atamamıştı. Zübeyde'yi hep görmezden gelmiş, onu umursamamıştı. Aynı ev içinde sadece yatağı paylaşan iki kişiydiler. Zübeyde'ye çok eziyet etmiş ona çok acı çektirmişti. Şimdi bütün bu yaşadıkları da o yüzdendi.

Zübeyde ölmüştü ölmesine ama bu kadın da kimdi. Nasıl bu kadar Zübeyde'ye benzeyebiliyordu. Yoksa o mezarlıktaki adam doğru mu söylemişti. Yoksa gerçekten Zübeyde ölmemiş miydi.

Son ihaneti de mezarlıkta yapmıştı ona. Yaşama ihtimali olmasına rağmen onu diri diri toprağa terk etmişti. Bütün bu düşünceler zihnine hücum ediyordu. Sürekli Zübeyde ile evliliklerini düşünüyor, bütün sahneler gözünün önünde canlanıyordu. Gülnur'a karşı bir beyefendi olan bu adam Zübeydeye karşı nasıl bu kadar gaddar olabilmişti. Buna kendisi de şaşıyordu. Nasıl vicdansız bir adam olduğunu, Gülnur dan farkı olmadığını şimdi anlıyordu. Eğer o kadın Zübeyde ise onu bulmalı diyordu, onu bulmalı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 26, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

MUSALLA TAŞIWhere stories live. Discover now