52. Bölüm|

124 18 9
                                    

Klise

"Bir bok dönüyor." dedim sessizce. Klise de yayılan çığlıklarla yüzünü ekşiltti herkes. Duvara yaslanmıştık. Silahımız var mıydı?
"Dediklerini anlamıyorum." dedi Eren. Kısık sesle konuşmaya dikkat ediyorduk. "Sshh."

Çığlıklar artınca konuştum. "Kimin silahı var?"

Armin yavaşça elindeki tabancayı gösterdi. Ama bu silah değildi. Titan avlarken haberleşmede kullandığımız şeydi. Boya... hayır toz gibi bir şey yayılıyordu havaya.

Başımla onayladım. "İşe yarar." O da başıyla onayladı.

Çakımı çıkardım sakince. Mikasa da üstünden bi çakı çıkarmıştı. Onda da olması işimize yarardı.

Tekrar konuşmalar geldiğinde dikkat kesildim. Ben anlıyordum. Eren'e ve Armin'e elimle Levi'ın yanına gitmelerini işaret ettim.
Sakin adımlarla gittiler.

Levi bir pencerenin altındaydı, Büyük bir pencerenin. İyi bir noktaydı. Daha fazla gelseydik daha iyi olabilirdi ama halledilir.

Gözlerimi kapatarak odaklandım. Kelimeleri hafızamda tutmaya çalıştım. Karmaşıktılar.

"Birini soruyorlar."

"Kimi?"

O sırada ismimi duydum. Of anan ama

Gözlerimi kapattım, başıma ağrı girmişti. Her olayda izlerimin olması sinirlerimi bozuyor.

O aksan ile ismimi güzel telafuz etti. Klise bebelerine mi denk geldik yine acaba. O şerefsiz gülüşlü olan da olursa tadından yenmez. Kraliçe oluruz iki dakika iyi mi?

Aman tanrı korusun.

Başka kliseydi bu sefer. Kliselerde oh oh yani. Neler var içinde.

Silah sesi gelince tedirgince Mikasa ile bakıştık. Hemen uzaklaştık. Bizimkilerin yanına gittik. Pencereden hafifçe baktım. Ellerini temizleyen bir kişi vardı.

"Fransızca konuşuyor." dedi Armin. "Zeki çocuk. Çok saçma biliyorum ama beni soruyor." Levi'ın kaşı oynadı hafifçe.

"Ve sorguladıkları kişi görgü tanığı." dedi Levi.

"Nerde görmüş bilmiyorum ama sizin yanımda olduğunu söyledi."

"Çay içerken görmüş olmalı."

Pelerini kaldırdı işkence yapan şahış. Dikkatimi daha çok verdim. Sonra devam ettik konuşmaya. "Prens dediğini hatırlıyorum, ve de beyaz. Ryuu'yu pamuk prens sanmış olmalı."

Herkes görevde olduğumuzu unutmuştu adeta. "Pamuk prens?"
Benimde dikkatim dağılmıştı afallamıştım.

"Prens Shin..."

"..."

"Ah evet." dedi Armin hafifçe. Geri pencereye döndüm. Levi kafası ile işaret etti.

"Tanıdın mı?" dedi Levi sakince. Başımı olumlu şekilde salladım. "Özleyenlerim var." Dedim. Çöktüğüm yerden kalktım.

"Armin, elindekini zamanı gelince kullanmalısın. Dikkatlerini dağıtabiliriz. Öyle bir an seç ki, kıçımız kurtulsun."

"Anlaşıldı."

Levi konuştu;"Silahınız var mı?"Çakıyı bir şey söylemeden gösterdim. "Bu kadar mı?" dedi sesi bayıktı.

"Eren molotof yapsın."

Garibim tek onda yoktu bir şey, Levi de biraz boş yaptı.

"Eren, yap."

"Emredersiniz."

Sylvia'nın İsyanı|Başlangıç (Snk fanfic)Where stories live. Discover now