58. Bölüm|

72 9 65
                                    

Burda olması gereken en son kişiydi. Onca ev, onlarca ev... Niye buraya denk geldin.

Birden hafif sarsıldım. "Ha- h"
Omuzlarından tuttum.  "Şimdi benim dediklerimi yap. Acilen kaçmamız gerek."

İrie'nin gözleri büyümüştü şaşkınlıkla.

"Askerlere sesli bir şekilde gitmelerini söyle- at arabasıyla."

İrie Sylvia'yı daha sıkı tuttu. Askerlere aceleyle "Gidebilceğiniz yere kadar gidin! Hızlı!"

İrie koşmaya başladı. Sylvia, Ayağı sarsılıp sızlasa da pek umursamadı. Doğru düzgün düşünemiyordu.
"Rastgele ara sokaklara gir."

İrie koşarken arkaya baktım. Sarsıntıdan görüşüm odaklanamadı.

İrie bir yerden sonra hızlandı. Sylvia güçlü bir şekilde sarsıldı. İrie zaten uzun bir insandı. Aşağı baksa başı dönecekti. "Hah! Yavaş biraz." Kaşlarımı çattım.

"Nereye?" Sesi biraz yorgundu. Gözlerim etrafı aradı. "Şuraya." İçeri girdiğimizde bomboş bi bina ile karşılaştık.

Nefes nefese İrie sırtını duvara yasladı. Acele ettim.

"İndir beni, yeter bu kadar."

"Rahatsız mı oldun?"

"Evet? Hadi." İrie daha da sıktı kollarının içinde. "Ne bu havalar Veliaht?" Yüzü alaylı bir hal aldı. "Kollarından kaçabilirim."

İrie'nin yüzü beyaz yeşim taşına döndü.
İrie yavaşça yere eğildi. Yere bıraktı.

"Birisini kollarımda durmak istemiyorsa onu orda tutamam."

'Ancak sen bana sığınırsam seni kollarıma alabilirim.' sadece aklından geçti.

İrie ne yapcağını bilemedi. Yüzü, elleri yanıyordu. Ayakta etrafa baktı.

İrie;"Ne içindi?"

Sylvia, gözlerini kapattı ve durdu. "Biraz... Bekle."

Yorulmuş muydu? Diye sordu İrie'nin iç sesi. Sormak istedi. Merak etti, iyi miydi?

'Ne iyisi kız binadan atladı.'

Hiç bir şey demeden önüne eğildi. Sylvia hissetti. Fakat gözlerini açacak enerjiyi bulamadı.

Eli ileri gitti. Titrediğini fark etti. Sol eliyle sağ elini tuttu. 'Neden titriyorsun?' Teni hassastı. Kırmızılaşmıştı eli hemen.

"Binadan atlamak ne? Seni manyak..."

"Anlayamazsın."

"Hayır... Fazla gurur yapıyorsun ve Meseleler büyüyor."

Kız gözlerini açtı yavaş yavaş. 'Benim hakkımda bir varsayımda mı bulundun sen?'

'Fazla emin'

"Hayır, büyük meseleler. Kendileri geliyor." O sırada İrie parmaklarını Syliva'nın ayağına götürdü. 'Acıyor mu?' Demek ister gibi Sylvia'nın gözüne baktı.

Sylvia biraz durdu ve... "Ne?"

"Acıması gerek."

"Bu kadar canımın acımasını mı istiyorsun? Teşekkür ederim, acımıyor."

İrie donakaldı. Aklı nerdeydi. Bu kadar da yanlış anlayamazdı. İrie gülmesini tuttu.

"Demek istediğim..." Kızın bacağını ovalamaya başladı. Kaşları yukarı kalktı. Bir şey ile uğraşırken yüzü bu hali alıyordu. İlgili bir yüz ifade. "Bir evin üstünden atladın. Canın yanmıştır. Nasıl acımaz?"

Sylvia'nın İsyanı|Başlangıç (Snk fanfic)Where stories live. Discover now