27.BÖLÜM

10.5K 684 61
                                    

"Bana ne, ben her şeyim tastamam olsun istiyorum!"

Elif çocuk gibi yerinde tepinirken Azad ve ben tepkisiz bir şekilde onları izliyorduk. Bu durumda tepki vermemiz gerçekten olanaksızdı.

"Kurban olduğum zaten tamam değil mi ne eksik?"

Batı bezmiş bir  şekilde bakışlarını Elif ten bana doğru çevirdiğinde yardım istediğini anlamıştım. Yavaşça Elif'in  omzunu sıvazladım. "Ne fark eder ki canım ha kırmızı oturma grubu ha bordo? İkisinde de oturmayacak mısınız?"

Elif söylediğime göz devirdi. "Berçem Allah aşkına baksana oluyor mu bu takımlar buraya?"

Şöyle bir odada göz gezdirdim. Bence gayet güzel olmuşlardı. Yani bi ton açık veya kapalı ne fark ederdi ki? Bu gelin evi yerleştirme işi de ne zormuş. Bizim kız da her şeyin en mükemmelini istiyor, şimdiden sıkıldım doğrusu. Onu yatıştıracağını düşünmesem de fikrimi söyledim.

"Bence güzel duruyor," diye mırıldandım. Hala aynı bakışlar yüzünde gezerken konuşmaya devam ettim. "Ama içine sinmiyorsa degiştirelim,"

Dudağını bükerek Batıya baktı bir süre, sonra da gülümsediğinde Batı onu kendine çekip sarıldı. "Tamam güzelim, degiştirelim."

-

Batı ve Elifin evinden çıkıp arabaya bindik. Onların arasında daha fazla strese girmek istememiştim. Sonuçta beraber oturacaklardı. O yüzden kendileri karar vermeleri daha doğruydu.

"Ne mıy mıy işler ya," diye söylendi Azad, arabayi kullanırken. Onu onaylarcasına başımı salladım. Gerçekten mıy mıy işlerdi. "Tabi buldun benim gibi kadını," diyerek güldüğümde kaşları çatıldı.  "O da ne demek? Tam tersini söyleyecektin herhalde?"

Omuz silktim. "Ne tam tersi be! Basbaya gül gibi kadınım işte. " Parmaklarımla saymaya başladım. "Ne evlenmek için ev alış verişi yapıp başının etini yedim, ne şunu istiyorum bunu istiyorum diye direttim, hatta" Kaşlarımı çatarak ona döndüm. "Sen bana evlenme teklifi bile etmedin!"

Küskünce başımı dışarıya çevirdiğimde gülmesini bastırmaya çalışarak konuştu. "Peki bunu yıllar sonra hatırlamana ne demeli?" Yine omuz silktim. "Banane önemli olan hatırlamam sonuçta!"

"Seni hamile bırakırken tüm bu saçma tavırlarını da göze almıştım zaten." Ben kendimi kaçırmaya çalışsam da yanağımdan makas aldı. "O yüzden  istediğin kadar triplenebilirsin güzelim."

-

Hastaneye gelip doktorun odasına girdiğimizde doktor hanım da bizi bekliyormus gibi gülümsedi, "geçin buyrun."

Yavaş adımlarla önden yürürken Azad arkamdan geliyordu. "İlk önce şöyle uzanın kontrol edelim bebişi," Yavaşça uzandığımda Azad artık işin ehli olmuş gibi üzerimdeki tişörtü çekiştirdi. Göbeğimi açıkta bıraktığında doktor hanım elindeki kremi sürüp aleti karnımda gezdirdi.

"İşte ufaklık,"

Doktor Hanımın gösterdiğin ere bakarken heyecandan ellerim titriyordu. Ah benim bebeğim daha ne kadar da küçüktü böyle. Kalp atışı sesleri kulağımızı doldururken Azad elimi sımsıkı tutmuş dikkatlice monitöre bakıyordu.

"Gayet sağlıklı görünüyor, vitaminlerinize devam ediyorsunuz öyle değil mi?"

Başımı hızlıca olumlu anlamda salladım. "Hala düşük tehlikeniz bulunuyor, buna dikkat etmeli ani harekette bulunmaktan kaçınmalısınız." Yine başımla kadını onayladım.

"Peki ya şey,"  Azad söylemek istediğini tam soyleyememişken aklıma gelen düşünceyle gözlerim irice açıldı ve kendime engel olamayarak kolunu çimdikledim.

MUCİZE | BEKLENMEYEN 2 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin