bölüm 1

965 105 56
                                    

arkadaslar yazarken canimdan can gitti, cok zamanimi aldi (4 saat), bu yuzden umarim yorumlarinizi ve begenilerinizi esirgemezsiniz. tesekkur ediyorum simdiden iyi okumalar 🤎

"Siktir, burası bir çöplük."  diye tıslarcasına konuştu Jimin. Binaya yandan bir bakış atıp burnunu buruşturmuştu.

Yanında duran Taehyung ise hıhlamıştı ama onun da gözlerinden Jimin ile aynı düşüncelere sahip olduğu anlaşılıyordu. "Bu iş için ısrar eden sendin."

"Evet ama.." Jimin oflayıp başını iki yana sallamış, kabullenme kararı almıştı. "Her neyse. Hadi bir an önce halledelim şu işi."

Taehyung ona kare bir gülüş sunup kolunu Jimin'in omzuna atmıştı. Jimin ise ruh eşini koklayamadığı için üzgünce bir nefes verdi. Omega, bu iş için koku bloklayıcısı almak zorunda kalmıştı çünkü görünmez olması gerekiyordu hele ki girmek üzere oldukları kalabalık mekanda.

Hatta giyiniş tarzını bile işe göre ayarlamış, bütün pahalı kıyafetlerini bırakıp yerine basit bir siyah bluz ve pantolon giymişti. Kendisine hiç yakışmadığını düşünüyordu ve bu yüzden eşinin (mate: yani kurtunun eşi) onu bu halde görmesine bile izin vermemişti, ki saçmaydı çünkü kendisi her şeyin içinde güzel gözükürdü.

Diğer bir yandan ise Jimin, yazı-turayı kaybettiği için tam tersine güzelce giyinmişti ve hedef olma sırası ondaydı. Ve işte tam da şu anda kıçını sergilemesi için giydiği en sıkı siyah deri pantolonu ve düşük dekolteli siyah üstüyle buradaydı. Geçici bir süreliğine saçını gümüş rengine boyayıp yüzüne ağır bir makyaj yapmış ve normaldeki görünüşünü değiştirmişti.

Lensler sayesinde maviye dönüştürdüğü gözlerini çok kalabalık gözüken kulübün üzerinde gezdirmiş ve en sonunda sallamaya karar verip ikili arasından içeri ilk giren olmuştu. Bu kulüp, yeterli parası olmayan ve kötü servisi veya ondan daha da beter içkileri takmayanların geldiği türden bir yerdi. Seoul'ün fakir bölgelerinden birisinde bulunduğunu varsayarsa Jimin'in aslında şaşırmaması gerekiyordu ama yine de gözlerinden geçen tiksintiyi saklamak için uğraş vermişti.

Normalde Jimin'in seçtiği hedefler zengin tarafa kayarlardı ama görünüşe göre Junsu kötü koşullara katlanmayı seçmişti. Yine de kesinlikle buradaydı, varlıklı birisi olmasına rağmen istisnasız her cuma akşamı buraya gelirdi.

Onu burada bulmak tam bir baş belası olacaktı.

Jimin içinde büyümeye başlayan sinirini sakinleştirebilmek için sigara içme dürtüsüyle uyarılıyordu ama bunun yerine üstünü düzeltmişti. Kıyafetinin altındaki küçük, minik bıçakların yarattığı batma hissini hissedebiliyordu. Eğer en azından bir tanesi kanla kaplı olmazsa bugün eve huysuz bir mod ile dönecekti.

Uzanıp kulağındaki cihazın ortasındaki düğmeye bastı. "Onu görebiliyor musun?"

"Hayır." diye sızlanırcasına konuştu Taehyung. "Çok fazla insan var. Ayrıca yüksek bir balkon katı da yok, bu yüzden herkesi görebilecek yeterli yüksekliğe çıkamıyorum."

"Bu işi kabul ettiğim için pişmanım. Daha kolay olacağını düşünmüştüm." diye keskin bir tonla konuştu Jimin.

Kağıt üstünde çok basit görünmüştü. Mafya liderine yanlış yapan bir mafya üyesi. Hiç sorun değildi. Liderleri aşırı öfkeli ve onun öldürülmesi için çok çaresiz olduğu için büyük miktarda para da vardı ucunda. Ekstra bir istek de yoktu. Patronları sadece Junsu'yu ölü istiyordu o kadar.

Park Junsu kolay bir hedefe benziyordu, Jimin'in muhbiri Yoongi onun hakkında küçük bir yığın kağıt vermişti. Adamın düzgün bir programı yoktu, bu gelişmemiş kulübe gelmek dışında canı ne zaman ne isterse onu yapıyordu. Burası sürekli olarak gelmeye devam ettiği tek mekan olduğundan Jimin onu cezbedip öldürmek için en iyi yerin de burası olduğuna kanaat getirmişti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 06, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

a game of cat and mouse | jikook abo [çeviri ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin