⋆18

1.8K 266 173
                                    

imagine dragons - the man in the moon

Zili çaldığımda ben sakince yanımda zorlukla ayakta duran bedeni tutuyordum. Kolumun birini onun beline sarmıştım ve Taehyung her ne kadar ağırlığını bana vermemeye özen gösterse bile o kadar kötü bir durumdaydı ki yine de zorlanıyordum onu tutarken. Ayakta duracak gücü kalmamıştı artık. Bu yüzden biraz aceleci davranarak yeniden zili çalmıştım ama kapıyı o an da açan annem sayesinde çalan zil binanın içinde yankı yapmıştı.

"Jimin?" Annem şaşkın bakışlarıyla bizi süzdükten hemen sonra kenara çekilmişti içeri geçebilmemiz için. Taehyung'la tanışmayı deli gibi istiyordu normalde fakat şu an pek hoş olmayan bir durum yüzünden karşı karşıya gelmiş olmaları annemi heyecanlandırmak yerine üzmüş olmalıydı. Bu yüzden olsa gerek biz ayakkabılarımızı çıkarırken garip bakışlarıyla Taehyung'u süzmüştü.

"Kusura bakmayın." İyice güçsüzleşen Taehyung çatallı çıkan ve oldukça kısık olan ses tonuyla beraber zorlukla konuştuğunda onu belinden tuttuğum kolumla yönlendirerek odama doğru ilerlemiştim. "Bunları sonra konuşursunuz Taehyung." Dediğimde annem "Evet, sen biraz dinlen." Demişti. Zaten sonrasında Taehyung'u kendi odama sokmuştum. Direktmen yatağıma götürüp oturttuktan sonra sırtımda bulunan Taehyung'un sırt çantasını yere bırakmış, diğer elimde tuttuğum poşetine onun yanında bir yere atmıştım. Kapıyı da kapattıktan sonra yeniden Taehyung'un yanına gitmiştim.

"Tişörtünü çıkaralım önce." Yatakta yanına oturup dediğimi yapabilmek için tişörtünün uçlarına uzandığım sırada Taehyung ellerimi tutarak beni engellemişti. "Neden izin vermiyorsun?"

"Görmeni istemiyorum." Ağır ağır aldığı nefeslerinin ardından mırıldandığında kaşlarımı çatmıştım. Görmemi istemeyecek kadar kötü bir durumda mıydı? "Lütfen."

"Ben bu kadar reddedilmeye gelemem Taehyung." Sinirlenmiştim ben de haliyle. Yardım etmeye çalışıyordum. Yaralarını benden gizlese bile halinden belliydi zaten kötü olduğu. Madem hastaneye götürmeme izin vermemişti, ben bakacaktım. Aksini kabul etmiyordum. "Çek ellerini Taehyung."

Gözlerini kapatıp derin bir nefes verdikten sonra ellerini ellerimden uzaklaştırarak tişörtünü çıkarmama müsaade etmişti. Fakat keşke o an Taehyung'u dinleseydim ve bakmasaydım diye düşünmekten alıkoyamamıştım kendimi. Ben bakmaya kıyamıyordum, kim veya kimler yapmıştı bunca şeyi?

Bu resmen işkenceydi. Bunun bir üst seviyesi kalıcı hasarlara falan sebebiyet verebilirdi. İçimin sızladığını acı bir şekilde hissetmiştim. Gözlerim falan dolmuştu bu morluklar karşısında. Sırtına falan bakmak istemiştim lâkin cesaret edememiştim.

"Görmemen gerekiyordu." Taehyung ağır ağır aldığı nefeslerinin ardından üzerinden sıyırıp kenara koyduğum tişörtüne uzanmıştı. Tabii vücudundaki hasarlara bakılırsa bunu yapması gerçekten güçtü ve Taehyung'da acıyla inleyip sağ elini karnındaki, diğerlerine oranla daha kötü duran morluğun üzerine sabitlemişti. "Sikeyim böyle işi." Diye mırıldandıktan hemen sonra gözlerini kapatmış, derin titrek bir nefes almıştı. Sanki bunu yaptığı zaman acıları teker teker dinecekmiş gibi davranıyordu.

"Ne olur." Ettiği küfürü, yaptığı hareketi görmezlikten gelmiştim. "Hastaneye götüreyim seni."

Soluklandı bir süre. "İstemiyorum."

Alt dudağımı dişlerimin arasında ezerken göz ucuyla yanımda oturan Taehyung'un sırtına bakmıştım. Morlukların arasından fark ettiğim başka yaralar vardı. Bu yüzden oturduğum yerde biraz geriye kayarak daha da odaklanmıştım. "Daha öncesinde kemerle mi vurdular sana?" Bilinçsizce sorduğum bu sorunun ardından Taehyung'un ne tepki verdiğini bilmiyordum. Çünkü tüm dikkatim henüz yeni olduğu belli olan morlukların altından kendisini belli eden diğer yaralardı. Sorduğum soru yanıtsız kaldığında "Kemer veya buna benzer başka bir şeyle dayak yemişsin." Demiştim şaşkınca.

little star あ vminWhere stories live. Discover now