1.0

4.1K 370 300
                                    

"Lisa iyi misin?!" Hoseok koşarak yanıma geldiğinde, Yoongi,Jimin ve Taehyung'un da bakışları bana dönmüştü. Bu sırada ise kavga ettikleri kişiler fırsat bilir gibi koşarak kaçmışlardı. Taehyung ve Jimin fark etsede önemsemediler.

Ufak taşların battığı ellerimi birbirine çırparak, beni kaldırmaya yardım eden Hoseok'a tutundum. Taehyung'a ise bakışlarımı asla değdirmiyordum.

Düşebilirdim.

Ama kalkmasını da bilirdim.

"İyiyim, sadece elim acıyor biraz sorun yok."

Jimin bana yaklaşarak hafif tebessüm etti. "Biraz kötü düştün. İyi değilsen pansuman falan yaptırabiliriz."

Kafamı hızla iki yana salladım. "Hayır hayır, sorun yok. Hatta yaşanmamış sayalım." Bu olay annemin kulağına giderse hoşuna gitmeyebilirlerdi. Hatta suçu yine bende bulup ceza bile verebilirdi. Yoongi kaşları çatık şekilde, Taehyung ve Jimin'e baktı. Gözlerim kısa bir an Taehyung'a değdiğinde, yüzüme baktığını görerek gözlerimi Yoongi'ye çevirdim. Sanki yüz ifademi izleyerek canımın gerçekten acıyıp acımadığını kontrol etmek istiyor gibiydi. "Neden kavga ediyordunuz? Hemde herkesin görebileceği bir yerde."

Yoongi'nin sorusuyla Jimin ilk olarak konuşmayı tercih etmişti. "Taehyung'un özel meselesi."

Hepimiz Taehyung'a baktığımızda,onun bakışlarının öylesine etrafta gezindiğini gördüm. Yoongi bir şey dememeyi tercih etmişti. Onun yerine Hoseok devam etti. "Yardımcı olabileceğimiz bir şeyse söyleyebilirsin."

Taehyung kafasını iki yana salladı. "Sorun yok, kusura bakmayın." Daha sonra bakışları bana döndü. "Seni...görmemiştim. Yanlışıkla oldu özür dilerim." Kibar ve naif bir şekilde konuştuğunda yelkenleri hemen indirmiştim. "Önemli değil gerçekten."

Gözleriyle ellerimi işaret etti. "Eline pansuman yaptırırsak daha rahat hissedeceğim, pek iyi durmuyor." Benim de gözlerim ellerime indiğinde sol elimden ziyade sağ avucumun çiziklerle dolu olduğunu görmemle kafamı salladım. "Pekala."

Jimin lafa atladı. "Şu köşede eczane vardı orada yaptıralım."

Taehyung kafasını salladığında Hoseok ve Yoongi bana döndü. "Bizde geliyoruz."

Kafamı iki yana salladım. "Benim yüzümden planı bozmayın. Biraz dolaşıp hava alın. Oradan eve geçerim ben."

Hoseok hızla konuştu. "Lisa saçmalama. Elini sardırdıktan son-"

"Hoseok pek isteğim kalmadı cidden,beni düşünmeyin." Yanımdaki Taehyung'a daha sonra ise bana baktı. Yüzünde sinsi ve sadece benim anlayabileceğim bir gülümseme olmuştu. "Tamam o zaman haberleşiriz dikkat et." Yanıma gelerek yanağımdan öptüğünde, kısa bir an Jimin ve Taehyung'un bakıştıklarını görebilmiştim. "Araba şurada." Taehyung kafasıyla sokağın yanındaki siyah lüks arabayı gösterdiğinde şaşkınca ona baktı.

Bu araba onun muydu yani?

"Araban mı var?" Şaşkın şekilde sorduğumda, şaşkınlığımı fark etmiş olmalı ki hafifçe gülümsedi. Solumda Taehyung, sağımda ise Jimin vardı. Tam olarak yarım saat önce böyle bir anın yaşanacağı asla aklıma gelmezdi. "Evet, arabam var."

lie to me Where stories live. Discover now