21. bölüm

242 14 1
                                    

Ateş düşürücü ilaçlar aldıktan sonra eve döndüm. Mutfaktan bir bardak su doldurduktan sonra yanına gelip uzattım.

SJ: Al. Bir an önce iyileş ve hayatımdan çık.

BH: İçmiyorum..

Sinirden gözlerimin siyahlaştığını hissediyordum.

SJ: Şaka mı yapıyorsun?! Komik değil! İç şu ilacı!

BH: Bana şans verme ihtimalin yüzde kaç?

SJ: Eksilerde. Şimdi iç.

BH: Hiç affedemez misin? Eğer beni affedersen ve bana bir şans verirsen tamamen değişirim.

SJ: Sen değişmezsin. Ailen bile seni değiştirememiş. Ben mi değiştireceğim?

BH: Gerçekten, değişebilirim. Sadece bir şans istiyorum.

SJ: İlacını alacak mısın?

İlacı ve suyu hemen alıp içti ve bardağı kenara koyup bana döndü.

BH: İçtim. Şimdi, lütfen cevap ver..

Derin bir nefes verdim.

SJ: Bak, anlamıyorsun. Geldiğim günden beri beni kırdın. Bir kez beni Jee Hyun'dan korudun ama onu da bir kaç gün önce yüzüne bulaştırdın. Saçlarım yandı...  Ailem yanarak öldü. Annemin saçına düşen alevi hatırladım.. hiçbir şey yapamadan kalmıştım. Yardım edebilirdin. Diyelim ki, sende şaşkın olduğun için edemedin. Gülmeseydin? Seven adam asla gülmezdi. Sen de hiçbir belirti görmedim. Hiçbir şey.. şans versem ne olur ki? Ne yapacaksın? Hiçbir şey... Yine üzülen taraf ben olacağım..

BH: Hayır..

Ayağa kalkıp ellerimi tuttu ve gözlerime baktı.

BH: Seni üzmeyeceğim. Senin için bir şeyler yapacağım.

SJ: Bilmiyorum..

Ellerimi çektim.

SJ: Bir an önce iyileş ve git.

BH: Gitmemi bu kadar çok mu istiyorsun?

SJ: Evet.

Gözlerindeki hayal kırıklığını görsem de umursamamaya çalıştım. Biri ona haddini bildirmeliydi. Hayatı boyunca yaptığı her şeyin bedelini ödemeliydi. Her şey onun için kolaydı ama bu defa değil. Burnu sürtmeliydi. Zorluğu bilmeliydi. Değişeceğini mi söylüyor? Değişsin o zaman. Bakalım değişecek mi? Yoksa, pes mi edecek?

SJ: İzin verirsen, odamın anahtarını da almadıysan yukarı çıkıyorum.

BH: Almadım ama ben çok sıkılırım. Hem, televizyon bile yok.

SJ: Sıkılıyorsan, git. Sanki zorla tutuyorum..

Odama gittiğimde arkadan adım sesleri duydum. Ona döndüğümde tam karşımdaydı.

SJ: Ne yapıyorsun?

BH: Seninle geliyorum..

SJ: Yah! Belki uyuyucağımm, banyo yapacağım. Sen de mi geleceksin?!

Yüzünde sırıtma oluştuğunda kaşlarımı çattım ve parmağımla alnını ittirdim.

SJ: Yah! Sil o düşünceleri aklından ve beni rahat bırak!

Gittiğimde yine peşimden geliyordu.

SJ: Gördün mü? Sen değişmezsin. Değişmeyeceksin. Hep o asi ve söz dinlemez Baek Hyun olarakta kalacaksın.

BH: Neden bunu yapıyorsun? Neden her fırsatta bana çarpıyorsun?

SJ: Senin yaptığını yapıyorum. Bana yaptığını, Hyuna'ya yaptığını. Ne oldu? Kırılıyor musun? Canın mı acıyor?

BH: Ama sen bu kadar sert değildin?

SJ: Demek ki sen beni böyle yapmışsın. Seni zorla tutmuyorum. Gidebilirsin.

Başını iki yana salladı.

BH: Vazgeçmeyeceğim..

Omuz silktim.

SJ: Sen bilirsin..

Odama gidip yatağıma uzandım. Demek vazgeçmeyecekti? Peki, ben de aynı şeylere devam edecektim. Bakalım, kim kazanacak? Min Soo Jong mu? Byun Baek Hyun mu?

Ama şunu bil Baek Hyun, sen kazansan bile senin için hiç kolay olmayacağım. Sonuna kadar seni zorlayacağım.

ASİ PLATONİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin