24

6.1K 363 112
                                    

Zümrüt yeşili alevlerin içinden çıkan kızıl cadı etrafa bakındı. Kocaman bir salonu, muggle usulü düzenlendiği belli oluyordu.

"Tom?" Ses gelmedi. Ufak adımlarla yukarı çıktı güzel cadı. Sabahın erken saati olduğu için Tom'un uyuduğunu düşündü ancak Tom sabah insanıydı, erken kalkardı.

Odaların kapalı kapılarına baktı, hangisinde Tom yatıyordu acaba? Ortadaki kapıya gitti. Açtığında içerisinin boş olduğunu gördü. Soldaki kapıya gitti. Tom'un en sevdiği yönün sol olduğunu biliyordu.

En soldaki kapıyı açtığında yatakta yatan büyücüyü gördü. Çıplak vücuduna değen güneş ışığını görünce gülümsedi ve sessiz adımlarla yatağa ilerleyip elbisesinin eteklerini topladı, Tom'un kucağına oturdu.

"Günaydınlar lordum." Fısıldayarak dudaklarını öptüğünde Tom'un dudakları kıvrıldı. "Seni daha sonra bekliyordum."

"Sabah sürprizini beğenmedin mi?" Riddle kızın ellerini tutup erkekliğinin üzerine koydu. "Biraz çalışırsan daha memnun kalabilirim."

Bianca kıkırdadı. "Tanrım, iflah olmaz bir azgınsın."

"Üzerime çıkan sensin güzelim." Güzel cadı pembe dudaklarını Tom'un çıplak vücudunda dolaştırmaya başladı. Aşağılara indikçe Riddle'ın gözleri kapanıp zevkle soluk veriyordu.

Bianca, Tom'a eğilip onu öptü. Dudakları birbiri üzerinde hakimiyet kurmak için amansız bir savaşla çatışırken dilleri birbirini dövüyordu. Tom kızı saçlarından kendine bastırdı. Bianca soluklanmak için ondan uzaklaştığında dudaklarının kızarıklığını gördü Tom.

"Kahvaltı hazırlamamı ister misin?" Fısıldayarak ve öpücükler kondurarak sorduğu soruya Tom "Senin kahvaltı olmanı tercih ederim." diye karşılık verdi.

Tom hızlıca Bianca'yı altına alıp bacaklarını beline sardı. Elleri kızın ince vücudunda dolaşırken Bianca gözlerini yumdu. Tom hep daha fazlasını istemesine sebep oluyordu.

"Seni istemeyi ne zaman bırakacağım acaba?" Tom diliyle kızın vücudunda şekiller çizerken Bianca sırtını okşadı. "Bence asla. Sen ne dersin?"

"Asla uzun bir süre." Bianca'ya doğru eğilip onu öptü. "Ve benim çok vaktim var."

¬

Omleti yapmak için yumurtaları çırparken mırıldandığı şarkıya uygun bir ritimle vücudunu sallıyordu. Tom da kapıya yaslanmış onu izliyordu. Hayat dolu, ışıldayan kızıl cadıyı. Onun ne kadar özel olduğunu her hatırlayışında içine tarifi olmayan bir şey oturuyordu.

"Orada dikilip bana yardım etmeyecek misin?" Omzundan geriye Tom'a baktı. "Muggle usulü yaparsan yardım edemem Hera, alerjim var böyle şeylere."

Kız göz devirip yumurtaları tavaya döktü. Diğer yandan da Tom asasıyla kahvaltılıkları masaya diziyordu. Karşılıklı masaya oturup kahvaltılarını ederken Bianca boğazını temizledi. "Dorea'nın düğünü yakın biliyorsun."

Tom kaşlarını kaldırdı. "Seninle gelmemi isteyeceksin değil mi?"

"Çok belli ettim değil mi?" Kız güldüğünde Tom da gülmüştü. "Gelirim."

"Gerçekten mi?" Riddle göz devirdi. "Gelirim dediysem gelirim Hera."

Onun dışında kahvaltı oldukça sakin geçmişti. "Bugün toplantı var, bir yere gitme." Bianca başını salladı. "Yemek salonundaki masayı hazırlarım."

"Gerekli değil, ev cinim Venüs halleder."

Kızıl cadı sabahlığın kuşaklarıyla oynadı. "Eskilerle buluşmak güzel olacak, ne kadardır toplantı yapmıyoruz?"

𝐊𝐀𝐑𝐀𝐍𝐋𝐈𝐊 𝐌𝐄𝐋𝐄𝐙「ᴛᴏᴍ ᴍ. ʀɪᴅᴅʟᴇ」Where stories live. Discover now