BÖLÜM 12

15.8K 772 30
                                    

Ilgaz, üzüntüden perişan halde yere yığılan kızın yanına koştu hemen.
Teleşla kızın yanına oturup başından tuttu.
"Melek, neyin var, söyle bana iyi misin?" dedi. Kızı dizlerine yatırıp.
"Sen neden böyle yapıyorsun sevdam?
Neden bu kadar üzülüyorsun?
Ne aileni zor durumda bırakırım. Ne de seni başkasına veririm.
Onların mutlu olması için elimden geleni yapacağım Melek.
Onlar benim de ailem artık.
Sende benimsin Meleğim. Sende benim sevdamsın"

Söylediklerini kız duymuyordu ama Ilgaz, konuşmaya devam etmeye onun uyanması için çabalamaya devam ediyordu.
Meleği bir türlü kendine getiremeyen
Ilgaz, yerde yatan kızı hemen kucaklayıp koltuğa yatırdı.
Yardımcı kadınında yardımıyla Melek, bir kaç dakika sonra  gözlerini açtı. Başında endişeli bir şekilde ona bakan Ilgaz'ı gören Melek, hemen doğruldu ve koltuğa başını yasladı.
Meleğin kendine geldiğini gören Ilgaz.
Kızı tutup hızla kendine çekti ve sıkıca sarıldı. "Meleğim çok korktum. Sana bir şey olacak diye çok korktum" dedi titreyen sesiyle.
"Lütfen kendini hiç bir şey için üzme.
Ben senin mutluluğun için her şeyi yaparım. Yüzünü güldürmek için dünya yı avuçlarına koyarım.
Sen iste yeterki Meleğim. Ilgaz, senin için gökten yıldızları bile toplar.
Sen hiç ağlama artık  olur mu?
Çünkü senin ağlamana üzülmene dayanaz bu adam.
Beni affet Meleğim. Bütün olanlar beni affet olurmu? Seni anlayamadım. Neler yaşadığını bilemedim Meleğim.
Sen benim hayatımda tanıdığım en mükemmel insansın sevdam.
Bu dünyada senin için yapamayacağım  hiç bir şey yok.
Beni affet ne olur. Bana bir şans daha ver. Dünkü söylediklerim gerçek duygularım değildi Melek.
Senin gibi mükemmel bir kızın beni kabul etmesini hazmedemeyen insanlar  yüzünden seni çok kırdım.
İnan o sözleri söyler söylemez pişman oldum. Kahroldum. Perişanım Meleğim.  Seni kırdığım için çok perişanım inan.
Sana yaptıklarım, söylediklerim beni  kahretti saatlerdir. Bundan sonra sen ne istersen o olacak. Lütfen üzülme artık. Senin üzerinde hiç bir yük olmayacak bundan sonra.
Bütün yükünü ben alacağım.
Seni mutlu etmek için elimden geleni yapacağım."
"Benim için kötü düşünmüyorsun değil mi? Beni ayıplamıyorsun değil mi Ilgaz?"
"Ben senin için ölürüm Meleğim.
Seni nasıl ayıplarım. Seninle gurur duyuyorum ben. Senin gibi bir kıza aşık olduğum için kendimi çok şanslı görüyorum inan bana"
"Sen de bana inan Ilgaz.
Sen ne istersen yapmaya çalışacağım.
Seni mutlu etmek için elimden geleni yapacağım."
"Senin varlığın benim için mutluluk Melek. Senin nefes aldığın her yer bana cennet. Senden  tek isteğim beni sevmeye çalış lütfen. Eğer bir gün benim seni sevdiğim gibi sen de beni seversen.  Ben o gün dünyada gerçek cenneti yaşayacağım."
"Bundan sonra ki hayatımı sana adayacağım Ilgaz. Eğer bir gün aşık olursam, o adam sen olacaksın"
"Sen bana hep dürüst davrandın Melek. Seni anlamayan, anlayamayan bendim. Bundan sonra böyle olmayacak merak etme. Ben de seni mutlu etmek için elimden geleni yapacağım.
Sana hep anlayışlı davranacağım.
Hiç bir şey için kendini zorunlu hissetmeyeceksin"
"Buraya gelirken çok korkuyordum.
Dün sen bana tapuyu vermeye çalıştığında sana çok laflar etmiştim.
Ama ertesi gün söylediğim sözleri kabul etmek zorunda kaldım.
Bu yüzden buraya gelmek benim için çok zordu. Gururum çok incindi Ilgaz.
İnan tüm vücudum titredi acıdan.
Yapacak başka bir şeyim yoktu. Vaktim çok dardı. İş bulmamıştım.
Benim yüzümden babam çok üzülmüştü. Bir an önce onun sıkıntılarından kurtulmasını istedim"

"İyi ki geldin Meleğim. İyi ki bana geldin. Ben senin her şeyin olmak istiyorum birtanem.
Sözlün, nişanlın, kocan, hayat arkadaşın,ve günü geldiğinde, işte  o zaman da sevdan olmak istiyorum.
Ben senin kalbini istiyorum Meleğim.
Ve sana yemin ediyorum.
Senin le hemen evleneceğiz.
Ama sen bana ne zaman aşık olursan o zaman benim olacaksın.
Seni hiç bir şeye zorlamayacağım.
Senin için her şeyi göze aldım Melek.
Senin için ölümle bile savaşacağım.
Senin için yaşayacağım ruhum"
"Benim için yaşa Ilgaz. Benim için ölümle bile savaş. Çünkü bende senin le beraber savaşacağım. Sonu ne olursa olsun"
Ilgaz Meleğin sözlerinden sonra ona bir kez daha sarıldı sıkıca.
Sonra da alnından öptü kalbindeki bütün aşkıyla.
Ilgaz'ın dı Melek. Artık onun yariydi.
Onun dünyası. Onun ruhuydu.
Hiç bir değeri olmayan hayatına değer katan kadınıydı.
"Sana bir şey daha soracağım Meleğim. Bana sizin ev sahibinin kim olduğunu ve nerede yaşadığını söyler misin?"
"Ne yapacaksın Ilgaz? Öyle bir adamla muhatap olma. Sakın başını derde  sokma"dedi  korkuyla.
"Sen merak etme Meleğim.
Ben seninle koca bir ömür mutlu olmak istiyorum.
Bunu riske atacak hiç bir şey yapmam. Yapamam.
Melek'ten adamın kim olduğunu ve nerede yaşadığını öğrenen Ilgaz, kısa bir telefon konuşması yaptıktan sonra tekrar Meleğin yanına geldi.
Şimdi hemen sizin eve gideceğiz.
Evden aileni alıp diğer eve götüreceğiz.
Ailen o evde rahat edecekler.
Senin de gözün arkada kalmayacak.
Bu günden itibaren de hiç bir şekilde para konusu geçmeyecek aramızda.
Çünkü sen benim en değerli hazinemsin Meleğim.
Senden değerli hiç bir şey yok benim için. Ayrıca ben senin kocan olacağım.
İstediğin gibi harcama yapacaksın.
Ne istersen alacaksın.
Hiç kimseye hesap vermen gerekmiyor anladın mı?"
"Bundan sonra sen bana ne alırsan kabul ederim Ilgaz. Ama lütfen manevi değeri daha çok olan şeyler al bana. Lütfen gurur yaptığımı  zannetme. Paranın ne kadar önemli olduğunu zaten biliyorum.
Ama bu güne kadar para beni hep üzdü biliyor musun?
Onun için çok parayla alınan şeyler mutlu etmiyor beni."
"Tamam Meleğim senin için villanın bahçesine her türden çiçek diktireceğim. Sana hediye vermek istediğim zamanlarda hep onlardan vereceğim"
Melek, ve Ilgaz bir süre daha villa da kalmaya karar verdiler.
Ilgaz, Meleğin bir şey yemediğini ve o yüzden halsiz kaldığını biliyordu.
Bu yüzden mutfakta onun için yemek hazırlattı. Daha doğrusu yemeği Melek, hazırladı.
Mutfağa girdiklerinde yardımcı kadının çok yoğun olduğunu  gören Melek, yemeği kendi hazırlamaya karar verdi.
Ilgaz ve kendisi için hızlı bir şekilde menemen yapmaya başladı.
Annesi  Meleğe  yemek yapmasın ta küçük yaşlarda öğretmişti.
Aynı şekilde Meyra'ya da öğretmişti.  Kızlarının  hiç bir konuda sıkıntı yaşamasını  istemiyordu.
Her zaman ayakta kalabilmelerini istiyordu. Hayat pek adil davranmamıştı. Ünal Bey ve Zuhal Hanım'ın ailesine.
Çok sıkıntılar yaşamışlardı yıllardır.
Yine de bir şekilde ayakta kalmışlardı.
Melek, yemek yaparken Ilgaz, gözünü bile kırpmadan onu izliyordu.
Kızın bu yaşında bu kadar zorluk yaşaması, ailesi için verdiği mücadele, ve kendini onlar için feda etmesi adamı çok etkilemişti.
Genç adam bugün  böyle bir şey yaşanacağını da bilmiyordu.  Bu sabah ne kadar da  üzgündü oysa ki. Melek'i kaybettiğini düşünerek yıkılmıştı.
Bugün hayat  onun  için güzel bir sürpriz hazırlamıştı.
Şu an o kadar mutluydu  ki genç adam. Mutluluğunu hiç bir  şeyin bozmasını istemiyordu.
Melek'le beraber dertsiz tasasız güzel bir hayat istiyordu.
Melek, ise Ilgaz'ın onu izlediğinden habersiz yemek masasını hazırlamaya devam ediyordu. Bir süre sonra Ilgaz'ın kendini izlediğini  farkeden  Melek,  çok utanmış ve bakışlarını kaçırmıştı. Melek, masayı hazırladıktan sonra hazırladığı  menemen'i de koydu masaya.
Sonra da  Ilgaz a  sofranın hazır olduğunu ve yemeğe oturabileceklerini  söyledi.
Ilgaz, o kadar dalmıştı  ki  Meleği  izlemeye, kızın söylediğini duymadı bile. Melek, gözünü bile kırpmadan kendisine bakan adamın yanına kadar geldi.
"Ilgaz" dedi yumuşak bir ses tonuyla.
"Evet Melek"
"Sofra hazır" "Efendim. Anlamadım?"
"Diyorum ki. Sofra hazır. Artık yiyebiliriz" Meleğin söylediklerini daha yenice anlayan genç adam.
"Haa. Şeyy tamam. Tamam oturalım.
Çok acıktım zaten"dedi.
Ilgaz, Melek'le beraber masaya yürümeden önce hemen kızın elinden tuttu. Masaya geldiklerinde ise önce Meleğin oturması için sandalyeyi çekti. Yardımcı kadının şaşkın bakışları arasında Meleği yerine oturttu. Melek, " Ilgaz çaylar.."demesine fırsat bırakmadan.
"Ben hallederim diyerek çaydanlığı eline aldı.
Yardımcı kadın, " Ilgaz Bey, isterseniz çaylarınızı ben doldurayım" sözüne aldırmayan Ilgaz. Bardaklara çayları doldurmaya devam etti.
Sonra da başını yardımcı kadına döndürüp. "Sevim abla. Biz başımızın çaresine bakarız.
Sen başka işlerle ilgilen" dedi.
Yardımcı kadın. Ilgaz'ın açık açık söylemesede kızla yalnız kalmak istediğini anlamıştı.
Oda  onlara, " Afiyet olsun" diyerek hemen mutfaktan çıktı.
Sevim, yıllardır Kenan Bey'in ailesinin yanında çalışıyordu.
Ilgaz'ı ta küçüklüğünden beri tanıyordu. Ilgaz'ın annesi Necla Hanım'ın oğlunun başında ağladığı günlere çok şahit olmuştu.
Necla Hanım, yıllarca oğlu için çok acı çekmişti. Hala da çekiyordu. Oğluna bir şey olacak korkusu kadını mahvediyordu. Ilgaz, on sekiz yaşına girdikten sonra kendi işlerini kendi hallediyordu.
Necla Hanım, Ilgaz'la beraber hastaneye eskisi kadar gitmiyordu.
Artık Adana'ya kızlarının yanına daha çok gidip geliyordu.
Ama yine de oğlu canıydı kadının.
Sevim Hanımda Necla Hanımla beraber çok ağlamıştı Ilgaz ,için.
Bu yüzden Ilgaz'ı kendi oğluymuş gibi çok seviyordu.
Ilgaz, Melek'ten bir saniye bile gözlerini ayırmadan çayını yudumluyordu. Melek, adamın bakışlarından o kadar utanıyordu ki sürekli gözlerini  kaçırıyordu.
Melek, bu delici bakışlara daha fazla dayanamadı. "Öyle bakmasana Ilgaz.
Çok utanıyorum" dedi adama bakarak.
"Sana öyle tutkunum ki Meleğim gözümü senden ayırsam sanki benden gidecekmişsin gibi geliyor.
Çok korkuyorum inan.
Seni tekrar kaybetmekten.
Seni benden almalarından çok korkuyorum. Bir de biliyor musun? Senin yüzünde ki her bir noktayı. Her bir çizgiyi ezberledim.
Sen benim için dünyanın en değerli varlığısın."
"Ne olur Ilgaz, böyle düşünme.
Bana istediğin kadar bak.
Ben bakışlarından utansamda sen bana hep sevgiyle bak.
Benim kendim için  istediğim iki şeyden biri de bir gün senin sevgine karşılık verebilmek.
Geçmişte olan her şeyi unutup seninle bir hayat kurabilmek.
Şunu da unutma. Bu saat ten itibaren.
İki dünya bir araya gelse beni senden hiç kimse ayıramaz. Eğer sen beni istemezsen anca o zaman  senden giderdim."
"Bu konuyu tekrar açmak istemiyorum Meleğim. Ama geçen gün sen bayıldığında hastaneye o adam götürdü seni. Ben hastane de seni götürenin o adam olduğunu gördüğüm de çıldırdım. Aklım başımdan gitti. Onu oracıkta öldürmek istedim.
Sen ona tekrar dönersin diye çok korktum. Beni bırakırsın diye çok korktum. Lütfen beni bırakma Melek. Ne olur kimse için beni bırakma. Ben seni çok seviyorum.
Hayatımda kimseyi sevmediğim kadar çok seviyorum."
"Bana o adam dan söz etme Ilgaz.
O adama tekrar döneceğimi düşünürsen beni çok üzersin.
Ben beni ve ailemi küçük düşüren adamı asla affetmem.
Onu kendinle kıyaslama bile.
Ben seninle bir yola çıktım Ilgaz.
Beni bu yoldan döndürecek tek kişi yine sensin. Buna başkasının gücü yetmez." Ilgaz ve Melek, sohbet ederek karınlarını doyurdalar.
Yemekten  sonra Ilgaz bir kaç telefon görüşmesi  daha yaptı.
Sonra da Melek'le beraber kızın ailesinin evine gittiler.
Onlar eve geldiklerinde nakliye aracı çoktan  gelmişti.
Adamlar hızlı bir şekilde eşyaları kamyona yüklemeye başlamışlardı.
Zuhal Hanım, kızının Ilgaz'la beraber geldiğini görünce hemen yanlarına gitti. "Neler oluyor Melek? Bu adamlar eşyaları neden yüklüyorlar" dedi. Melek, bir şey söylemeden Ilgaz, verdi cevabı.
"Yeni evinize taşıyacaklar efendim" dedi. Melek, annesine yaklaşarak kollarını omuzuna attı.
Size dün gece söylemiştim annecim.
Ilgaz, bana düğün hediyesi bir ev almış. Biz Ilgaz'la beraber villa da yaşayacağız.
Siz de Ilgaz'ın bana aldığı evde yaşayacaksınız"  "Evet Zuhal anne. Melek, doğru söylüyor. Artık yeni evinizde yaşayacaksınız.
Ev bahçeli müstakil. İstediğiniz gibi rahat yaşayabilirsiniz.
Ünal babam da kabul etsin lütfen.
Bende sizin bir evladınızım.
Bundan sonra sizin derdiniz benim de derdim. Bir sıkıntınız olursa lütfen bana söyleyin. Sizin için elimden geleni yaparım."
"Sağol Ilgaz Bey oğlum. Çok teşekkür ederim. Sen olmasan ne yapardık bilmiyorum"
"Asıl siz sağolun efendim. Asıl  Melek olmasa ben ne yapardım bilmiyorum.
Melek, benim yaşama sevincim dünyam.
Onun için yapamayacağım hiç bir şey yok." Eşyalar kamyona yüklendikten sonra hep beraber o evden ayrıldılar.
Kısa süren bir yolculuğun ardından yeni eve geldiler.
Taşıma şirketinin adamları eşyaları taşırken Ilgaz, Meleğe kısa sürecek bir işinin olduğunu hemen döneceğini söyleyerek oradan ayrıldı.
Kısa süre sonra Diyar'ın verdiği adrese geldi. Kapıyı açıp içeri girdiğinde Meleğin ailesinin ev sahibini buldu karşısında.
Adam apar topar neden getirildiğini bilmeden sandalyede oturuyordu.
Ilgaz, Diyar'a teşekkür ettikten sonra gidebileceğini söyledi.  Kendisi de adamla yalnız kaldı oda da.
Adamın karşısında ki sandalyeye oturup öfkeli bakışlarını adama çevirdi. "Sen kimsin?" dedi adam. Ona öfkeyle bakan Ilgaz'a.
"Asıl sen kimsin?" dedi Ilgaz. Oturduğu sandalyeden ayağa kalkarak. "Sen kim oluyorsunda Meleği istiyorsun lan?"
"Bu seni ilgilendirmez.
Seni tanımıyorum bile. Bu Meleğin babasıyla benim aramda.
Onların eve ihtiyacı var. Benim de bir kadına. Yani karlı bir anlaşma teklif ettim"

"Senin var ya gelmişini geçmişini s......m.
Sen kim oluyorsunda benim sözlüme göz koyuyorsun lan?
Yürek mi yedin aşalık herif?"

"Kimsin sen? Melek nerden senin sözlün oluyormuş?  Ben böyle bir şey duymadım"
"Kendimi tanıtayım o zaman. Ben Ilgaz Güçlüoğlu. Meleğin sözlüsü.
Ve yakında kocası olacak adam"

"Şu Kenan Güçlüoğlu.."
"Evet iyi bildin. Ben Kenan Güçlüoğlu'nun  oğluyum.
Melek Yılmaz da benim sözlüm.
Sen başına çok büyük dert aldın.
Benim sevdiğim kadına bulaşmayacaktın.
Sana bunu ödetmek boynuma borç oldu" dedi ve yumruğunu adama geçirdi. Adam oturduğu  sandalyeden sert bir şekilde yere düştü.
Öfkeyle adamın başına dikilen Ilgaz.
"Kalk ayağa" dedi.
Adama yüksek sesle bağırarak.
"Karşı koysana  hadi.
Burada ikimiz tek başımızayız.
Hadi görelim erkekliğini.
Öyle zor durumda olan insanlardan kız istemeye benzemez bu işler.
Hadi karşı koy bana.
Ne kadar erkekmişsin  görelim"
Ilgaz'ın sözlerine sinirlenen adam ayağa kalkarak Ilgaz'ın üzerine yürüdü. Ilgaz, üzerine gelen adamı iki yumruk darbesiyle yere uzattı.
Daha sonra da üzerine ayağını koyarak.
"Melek benim. Anladın mı benim?
Onun bir daha  adının anmak bir kenara, geçtiği sokaktan geçersen seni öldürürüm. Bu bir tehdit değil unutma"
Ilgaz, yerde yatan adamın üzerine cebinden çıkardığı paraları fırlattı.  Onu kan revan içinde orada bırakarak dışarı çıktı.
Sonra da arabasıma binerek oradan uzaklaştı.

Teşekkürler ❤️
Diğer hikayelerime de bakarsanız sevinirim ❤️

CANIMI BİLE VERİRİM TAMAMLADI. #Wattsy2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin