BÖLÜM, 26

12.4K 704 28
                                    

Ilgaz, Meleğin onun için yaptığı kahvesini içtikten sonra ayağa kalktı.
Ünal Bey'den ve Zuhal Hanım'dan izin isteyerek Meleğin yanına yaklaştı.
Daha fazla ayrı kalmaya dayanamayacaktı artık.
Ne olursa olsun şansını yine deneyecekti.
"Meleğim lütfen evimize gidelim olur mu?" dedi titreyen sesiyle.
Çok korkuyordu genç adam.
Haftalar önce kendisi Meleğin uzattığı eli geri çevirmişti.
Kızın uzattığı eli tutmamış ondan uzaklaşmıştı.
O gece olanlar tekrar geldi aklına.
Gözlerini kapattı sıkıca.
Olacaklardan korktuğu için. Meleğini kaybedeceğinden korktuğu için kapatmıştı gözlerini. Meleğin vereceği tepkiden korkuyordu.
Olacakları görmeye cesareti yoktu genç adamın.
Melek, Ilgaz'ın kendisine uzanan eline baktı öylece.
Sonra bakışlarını Ilgaz'ın gözlerine çevirdi. Gözleri kapalıydı adamın.
Elleri de titriyordu sanki.
Ilgaz'ın korktuğunu anlamıştı Melek.
Reddedilmekten çok korktuğu belliydi genç adamın. Meleğe yaptıklarını, Melek de ona yapar diye korkmuştu.
Uzattığı eli geri çevirir diye korkmuştu. Melek, ona kıyamazdı ki hiç. Onun üzülüp gururunun kırılmasına izin vermezdi.
Kaç gündür yaşadıkları yeterdi artık.
Ne kendini Nede onu üzmeyecekti.
Melek, bakışlarını anne ve babasına çevirdi. Onlardan da onay almak istiyordu kız. Annesinin başını olumlu anlamda sallamasıyla bakışını tekrar Ilgaz'a çevirdi.
Ilgaz, hala elini uzatmış bir şekilde bekliyordu karşısında.
Melek, daha fazla beletmeden elini tuttu kocasının. Sonra da gözlerine baktı gülümseyerek.
Ilgaz, hemen gözlerini açtı ve Meleğin tuttuğu ellerine baktı.
Meleği sevdası, birleştirmişti ellerini.
Ilgaz'ın yapamadığını o yapmıştı.
Ilgaz, ona sahip çıkamamıştı ama Melek, onun ellerini boş çevirmemişti.
"Meleğim" dedi kalbinden gelen keşkelerle.
Benim güzel kadınım. Hasretim. Herşeyim. Akşam güneşim.
Seni öyle seviyorum ki. Ne yapsamda kabimdeki aşkı sana gösterebilsem.
Ne yapsamda haftalardır yaşadığım pişmanlıklarımı anlatabilsem.
Benim kalbi temiz sevdam.
Senin gibi bir kadını haketmek için ne yaptım ben?"
Ilgaz'ın söyledikleriyle utanan Melek hemen anne ve babasının olduğu tarafa çevirdi bakışlarını.
Onlar çok tan salondan çıkmışlardı.
Melek ve Ilgaz'dan başka kimse yoktu şuan. İki gencin kalp atışları vardı sadece. Birbirlerine bakarken gözlerinde ki aşk vardı.
İnsan böyle sevmeliydi.
Sevecekse Melek, gibi sevmeliydi.
Kalbini ortaya koymalıydı ölümüne.
Kırılınca kırmadan yaralamadan ders vermeliydi sevdiğine.
Bir başkaydı Ilgaz'ın Meleği.
Bir başkaydı dünya güzeli kadını.
Sevdası başka,öfkesi başka, affetmesi bile başkaydı.
Tam Ilgaz Ağa'ya uygun bir kadındı.
Ilgaz Dağını dize getiren kadındı.
Ilgaz, Meleğin elini sıkıca tuttu.
Artık Meleğin eli, Ilgaz'ın elinden ayrılmayacaktı hiç.
Ilgaz, bu saatten sonra buna asla izin vermeyecekti.
Ilgaz, elinde Meleğinin eli, çıkış kapısına doğru yürümeye
başladı. Melek, ise sessiz sedasız kocasının yanında yürüyordu.
Evin kapısından çıktıktan sonra Melek, arkasına baktı usulca.
Ailesi pencerelerden onlara el sallıyorlardı. Annesi sevinç göz yaşlarıyla uğurluyordu bu güzel çifti.
Ilgaz, nefes bile almadan hızlı adımlarla bahçe kapısından çıktı.
Hemen arabanın yanına geldi içindeki sessiz teleşla.
Arabanın kapısını açıp Meleği ön koltuğa bindirdi.
Kapıyı kapatıp hemen şoför koltuğuna yöneldi. Hemen koltuğa oturup kapıyı kapattı. Sonra da derin bir nefes alarak bakışlarını Meleğe çevirdi.
Önce iki haftanın hasretiyle baktı baktı güzel karısına.
Sonra da hızla kendine çekerek sıkıca sarıldı.
"Özledim" diyebildi sadece boğuk sesiye. "Özledim Meleğim. O kadar özledim ki"
Meleğin kalbi eridi Ilgaz'ın sözleriyle.
Delice atmaya başladı Ilgaz'a hasret yüreği.
Etini delip dışarı çıkacaktı şimdi kalbi.
Adamının ses tonu kızın nefesini kesmeye yetiyordu.

"Ben de Ilgaz. Bende seni çok özledim" dedi ta yüreğinin derinliklerinden gelen bir aşkla.
"Meleğim. Dünya güzeli karım.
Sen varsan nefes alır Ilgaz.
Yüreği rahatlar ciğerleri oksijen dolar.
Sen yoksan yıkılır parçalanır.
Hiç kimse toparlayamaz Ilgaz'ını.
Ne olur bir daha beni bırakma.
Beni senden mahrum etme."
Meleğin boynuna burnunu koyup kokladı defalarca.
"İşte hayat bu. Nefes almak bu.
Oksijen bu.
Senin kokun benim hayat kaynağım kadın. Senin kokun benim cennetim"
Melek, ona sıkıca sarılan adama aynı duygularla karşılık verdi. Sonra da,
"Ilgaz, hadi artık gidelim.
Bütün mahalle bizi izliyor baksana" dedi utanarak.
"Gidelim hatun. Artık gidelim.
Gidelim çünkü seninle benim yapacak çok işimiz var" dedi Ilgaz ve hemen arabayı çalıştırdı.
"Ilgaz, sen ne utanmaz adam oldun böyle"dedi Melek. Ilgaz'ın koluna vurup.
"Beni bu hale koyan sensin Meleğim.
İnan bende kendime şaşırıyorum.
Bu delice aşık adam. Bir kadın için bütün dünyayı bile karşısına alacak kadar sevdalı adam ben miyim diyorum?"
Ilgaz, hızla Meleğin mahallesinden çıkarak kendi evinin yolunu tuttu.
Yol boyunca Meleğin elinide bırakmamıştı. Melek, her ne kadar, "Araba kullanıyorsun adam. Bırak elimi" desede dinlememişti kızı.
Villaya geldiklerinde ise hemen arabadan indi.
Meleğin olduğu tarafa dolanıp onun kapısını açtı.
Meleğin elinden tutarak arabadan indirdi. Sonra da kızın elini hiç bırakmadan yardımcı kadının açtığı kapıdan içeri girdiler.
Salona geldiklerinde babası ve annesinin karşılıklı oturup sohbet ettiklerini gördüler.
Melek ve Ilgaz, onlara doğru yürürken, Necla Hanım, gördü onları.
Kadının yüzündeki gülümseme onları görünce daha da genişledi.
Ilgaz ve Melek, hemen Kenan Bey ve Necla Hanım'ın yanına gittiler.
Kenan Bey ve Necla Hanım, hemen ayağa kalkarak karşıladılar onları.
Necla Hanım, yanına gelerek elini öpen Meleğe sarıldı sıkıca.

CANIMI BİLE VERİRİM TAMAMLADI. #Wattsy2019Where stories live. Discover now